WAN - Wan’da uyuşturucunun artık okulların önlerinde satıldığını belirten Eğitim Sen üyesi Davut Babat, “Devlet okulların güvenliğini almalıdır. Yerel yönetimler de geliştirdikleri sosyal projelerle bunun önüne geçebilir” dedi.
Wan’da son yıllarda uyuşturucu kullanımı ciddi oranda artış gösterdi. Yapılan araştırmalara göre, kentte özellikle genç nüfus ve okul çağındaki çocuklar arasında madde kullanımının yaygınlaştığı kaydedildi. Van İl Emniyet Müdürlüğünün 2024 yılı verilerine göre, kent genelinde uyuşturucu madde ile ilgili 3 binden fazla olay meydana geldi. Bu olaylarda yaklaşık 4 bin kişi hakkında işlem yapıldı. Uyuşturucu maddeye bağlı suçların son beş yılda yüzde 70 oranında arttığı kaydedildi.
Veriler, uyuşturucuya başlama yaşının 15’in altına, Wan'da ise 12'ye kadar düştüğünü gösteriyor. Sağlık Bakanlığının 2023 verilerine göre, Wan’da madde bağımlılığı nedeniyle hastaneye başvuranların sayısı bir önceki yıla göre yüzde 38 arttı. Bu başvuruların önemli bir kısmını 18 yaş altı bireyler oluşturdu.
Wan Barosu, Eğitim Sen ve çeşitli sivil toplum örgütleri daha önce yaptıkları açıklamalarda, okul çevrelerinde kalıcı denetimlerin yapılması, bağımlılıkla mücadelede önleyici sosyal politikaların geliştirilmesi ve ailelere destek programlarının hayata geçirilmesi çağrısında bulundu. Kentte yaşanan bu tabloya rağmen herhangi bir önlem alınmıyor.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) Wan Şubesi Çocuk Hakları Komisyonu üyesi Davut Babat, okul çevrelerinde ve öğrenciler arasında artan uyuşturucu madde kullanımına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
MADDE KULLANIM YAŞI 12
Komisyon olarak yaptıkları çalışmalarda madde kullanım yaşının 12’ye kadar indiğinin ortaya çıktığını kaydeden Babat, "3 yıl önce Eğitim Sen Wan Şubesi Çocuk Hakları Komisyonunu kurduk. Çocukların uğradığı her türlü hak ihlaline karşı mücadele eden ve bunun tespitini yapan ve çözen bir komisyonumuz var. Madde bağımlılığıyla ilgili şuana kadar tespit ettiğimiz, en düşük yaş 12’dir. Ancak gerçek verilerin saklandığını düşünüyoruz. Çünkü daha önce 15 yaş denildiğinde 12-13 yaşlarda çocukların olduğunu biliyorduk" dedi.
‘OKUL ÖNLERİNDE MADDE SATIŞI’
Uyuşturucunun artık okulların önünde satıldığını aktaran Babat, okulların güvenliğinin alınmasının artık zorunlu bir hale geldiğini söyledi. Babat, "Devlet özellikle bölge illerinde sorumluluğunda olup da yerine getirmediği birçok alan ve hak ihlalleri var. Bu da onlardan birçok tanesi. Wan gibi İran’a sınırı ve Afganistan’a yakın olan illerde çok daha fazla mücadele yürütülmelidir. Çünkü (uyuşturucu) Türkiye’ye dağılacaksa ya da Avrupa’ya geçecekse büyük bir bölümü Wan üzerinden geçiyor. Emniyetin yaptığı operasyonlar da bunu gösteriyor. Fakat mücadele çok yetersiz. Özellikle Wan’daki birkaç mahallede ve Hatuniye’nin batı tarafındaki bütün okulların önünde satılacak düzeye geldi. Bu çok yoğun olmazsa küçük çapta da olsa tespitler var. Eğitim Sen olarak özellikle okulların güvenliği, okul ve çevresinin güvenliği (sadece madde bağımlılığıyla ilgili bir şey değil) meselesinde taleplerde bulunduk. Saldırılarda bir biri ağır olmak üzere iki öğretmen arkadaşımız yaralanmıştı” diye belirtti.
'ESNAFIN GÖZÜ ÖNÜNDE SATILIYOR'
Kentte uyuşturucunun artık herkesin gözü önün satıldığını söyleyen Babat, “Okul ve çevresinin güvenliğini sağlamak sendikaların işi değil. Fakat bu konuda devleti uyarmak sendikanın görevidir. Devlet de bunun gerekliliğini yerine getirmek zorunda. Yine Wan’ın belli başlı sokaklarında maddenin esnafın gözü önünde satıldığını biliyoruz. Bu konuda gerekli çağrıları zaman zaman yapıyoruz. Bazen sivil toplum örgütleriyle ortak çalışmalarımız da oluyor. Son zamanlarda Wan’da sivil toplum örgütlerinin bir araya gelmesiyle başlayan bir kampanya da var” diye konuştu.
'DEZAVANTAJLI BÖLGELERDE ÇOK YAYGIN'
Uyuşturucunun daha çok dezavantajı bölgelerde toplum içine sokulduğunu ifade eden Babat, “Madde kullanımının öğrencilere şöyle bir etkisi oluyor; madde dezavantajlı bölgelerde toplum içerisine girmeye başlıyor. O bölgelerde zaten birçok alanda kendilerini dezavantajlı gördükleri için değersiz hissediyorlar. Bu açığı da farklı yollarla kapatmaya çalışıyorlar. Zaman zaman şiddete başvurmalar, madde kullanımı, hırsızlık gibi birçok suça itilmiş oluyor. Bu zaten çocuklar açısından değil bütün insanlarda ciddi psikolojik etkiler bırakıyor. Bunlardan en çok çocuklar etkileniyor. Maddenin sadece çocuklar açısından kullanılması değil evdeki herhangi bir bireyin kullanması da çocuğu etkiliyor. Özellikle anne-baba bunu yapıyorsa çocuğu ruhsal açıdan çok ciddi bir şekilde etkiliyor. Çocuk zaman zaman şiddete maruz kalıyor ve özgüven eksikliği yaşıyor" dedi.
DEVLETİN SORUMLULUĞU
Devletin uyuşturucuyu önleyecek girişimlerinin yetersiz olduğunun altını çizen Babat, uyuşturucuyu önlemede yerel yönetimlerin rol ve sorumluluklarına dikkat çekti. Babat, “Burada aslında sivil toplum örgütlerinin, siyasi partilerin, yerel yönetimlerin sorumluluğundan ziyade devletin sorumluluğu var. Bizim gibi sivil toplum örgütleri ancak bu konuda devleti uyarabilir. Belki bazı saha çalışmaları yapıp ve bazı belgeler elde edebilir. Neticede bunun çözüm yeri devlettir ve devletin bunu yapması gerekiyor. Öncelikle önleyici önlemler alması gerekiyor. Daha sonra maddeye bulaşmış insanların tedavisinin yapılması için gerekli olanakların sağlanması gerekiyor. Tabi burada yerel yönetimlerin de sorumlulukları var. Yerel yönetimler geliştirdikleri sosyal projelerle bunların önüne geçebilir. Sivil toplum örgütleri ve yerel yönetimler önleyici tedbirler alabilir. Fakat tedavi ve bunun güvenlik kısmı ise devletin sorumluluğundadır. Hiç yapmıyor demiyoruz ama ihtiyacın çok çok altındadır. Operasyonlar kentin ihtiyacını karşılayacak ve bunu engelleyecek düzeyde değildir" şeklinde konuştu.
MA / Zeynep Durgut
