İZMİR - DEM Parti İzmir İl Örgütünün düzenlediği söyleşide konuşan Barış Annesi Peyruze Kurt, "Türk devleti artık zaman kaybetmeden barışın elini tutmalıdır" dedi.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) İzmir İl Örgütü "Barış ve Demokratik Toplum Grubu"nun düzenlediği törene ilişkin söyleyişi düzenledi. Söyleyişide törene katılan Barış Annesi Peyruze Kurt ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Onursal Başkanı Akın Birdal konuştu.
İlk olarak söz alan Barış Annesi Peyruze Kürt, halkın çok kez barış istediğini dile getirerek, bu barış çabalarının 40 yıl önce karşılık görmesi gerektiğini ifade etti. Dünyanın farklı yerlerinden basın mensupları, siyasilerin ve insan hakları savunucularının alanda bulunduğunu ifade eden Peyruze Kurt, “Kendi renkleri ve ağırlıklarıyla tüm dünyanın huzurunda konuşmaya başladılar. Biz de onların huzuruna çıktık. Kendi güçlü iradeleriyle silahlarını yaktılar. Çok ağladık, ama mutluyduk. Yıllarca ayrımcılık yapıldı. Bizim de Türklerin de bu topraklarda hakkı var. PKK bütün dünya huzurunda silahları yaktıysa artık sorumluluk Türk toplumunun ve devletin omuzlarındadır. Kürt halkı herkesin önünde barış istediğini defalarca söyledi. Özellikle biz Barış Anneleri söyledik; umudumuz tüm Kürt ve Türk halkları için. Türk devleti artık zaman kaybetmeden barışın elini tutmalıdır. Umut hakkı tanınmalıdır. Başkan Abdullah Öcalan sadece Kürt halkı için değil tüm dünya halkları için barış istiyor. Cezaevindeki siyasi tutsaklarımızın artık çıkarılmasını istiyoruz. Barışa dair umudumuz devam etmektedir” dedi.
'BU ATEŞ UMUDUN SESİ'
Ardından söz alan Akın Birdal, Barış ve Demokratik Toplum Grubu'nun yaptığı çağrıdaki önemli noktaları sıraladı. Birdal, "Ateşin tarihsel mitolojik bir önemi var. Demirci Kawa’dan geliyor. Ateş özgürlüğün, yeniden doğuşun, yeniden dirilişin sembolü. Newroz 40 yıl yasaklandı, dağlardan sokaklara taşındı ve söndürülmedi. Bu ateş artık umudun direnişin sesi, zulmün ve sömürünün sonu ve aydınlığın başlangıcıdır. Eğer bugün oraya gelmişlerse Kürtlerin 47 yıllık mücadelenin sonucudur. Yoksa kimse sizi o masada muhatap almaz” ifadelerini kullandı.
'TESLİMİYET DEĞİL'
Silahın yakılmasının teslimiyet olmadığına dikkati çeken Birdal, direnişin öznesinin kadınlar olduğunu söyledi. Birdal “Metin, emek hareketi, sol ve sosyalist güçten vurdu yapıyor. Sadece Türkiye değil Ortadoğu'da dönüşümün çağrısı, emin olun uluslararası halkların dönüşümünün de çağrısı. 10 aydır devam eden süren süreçte birçok şey yapılabilecekken yapılmadı tek yanlı yapıldı. Örgüt feshedildi. Ama Amed’li bir aileye polislerin yaptığı darpla 7 aylık hamile kadın çocuğunu kaybetti. Kürtçe müzik dinlemekten ötürü barışmak isteyen bir halka şiddet uygulandı. Oysa diliyle kültürüyle tarihiyle barışacaksın doğasıyla tarihsel kültürüyle barışması lazım. Bunu içselleştirmezsen barış kalıcı da olmaz onuru da olmaz” diye konuştu.