HABER MERKEZİ - Afrika'dan Asya'ya, Avrupa'dan Amerika'ya savaşların karşısında barışı savunan kadınlar, gerek sivil itaatsizlik gerekse fiili eylemlerle savaşları durdurdu, barışı getirdi.
Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat'ta yaptığı “Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı” ile Türkiye'de yeni bir kapı aralandı. Kürt sorunun çözümü için yürütülen sürecin toplumsal barışa evrilmesi için birçok çalışma yürütülüyor. Kadınlar sürecin başladığı ilk günlerde “Barışa İhtiyacım Var İnisiyatifi” kuruldu. Her alanda barış talebini yükselten kadınlar, onurlu ve kalıcı bir barış için mücadele ediyor.
Dünya örneklerinde de olduğu gibi kadınlar, erkek egemen sistemi yıkmanın yolunun barıştan geçtiğini belirtiyor. Birinci Dünya Savaşı'ndan Yugoslavya iç savaşına, Sri Lanka'dan Senegal'e, Sudan'dan Kolombiya'ya kadar kadınlar barış süreçlerinde en önde yer alırken, birçok kadın da bu mücadelede simgeleşen isimlerden oldu.
KADINLARA BARIŞ ÖDÜLÜ
Günümüzde Rusya-Ukrayna ile İsrail-Filistin arasında süren savaşların yanı sıra Suriye ve dünyanın birçok yerinde devam eden bölgesel çatışmalarda da kadınlar halen barışı dillendiriyor. 1905'de Nobel Barış Ödülü'nü alan ilk kadın barış aktivistlerinden Bertha von Suttner'den bu yana Kuzey İrlanda, Guatemala ve Afrikalı barış aktivisti kadınların da olduğu 18 kadın barış ödülünü kazandı.
Kadınların barış mücadelesinde oynadığı role dair dünya örneklerinden bir derleme hazırladık.
TÜRKİYE: KADINLAR ÖNCÜLÜK EDİYOR
Savaşın en sertleştiği, faili meçhul cinayetlerin, gözaltında kaybetmelerin yaşandığı bir dönemde Cumartesi Anneleri'nin adalet talebine barışı da ekleyen Kürt kadınları 1996'da Barış Anneleri İnisiyatifi'ni kurdu.
PKK'lilerin anneleri, bu dönemin en görünür öznelerinden olarak, bugün hala barış mücadelesini sürdürüyorlar. İlk kurulduklarında savaşın yerine barışı tesis etmek istediklerini açıklayan Kürt anneleri, gerilla ve asker cenazeleriyle deneyimlenen acının ortak olduğunu, barışı da iki tarafın annelerinin getireceğini söylemeye devam ediyor. İlk olarak 1999 ateşkes sürecinde Amed'den Ankara'ya doğru yola çıkarak bir araya gelen 40 anne o gün Ankara'ya alınmadı, fakat yıllardır Kürdistan ve Türkiye'nin her kentinde beyaz tülbentleriyle sokaklarda barış istiyor.
Barış Anneleri ile aynı yıl İnsan Hakları Derneği (İHD) çağrısı ile toplanan Türkiyeli kadınlar ise ‘Barış İçin Kadın Girişimi’ni kurdu. Girişimin ilk toplantısına Kürt kadınları da katılırken, onların barış talebini, ülkenin ‘savaşsız’ yarısında yaşayan kadınlar olarak duyurmak için basın açıklamalarından atölyelere kadar birçok etkinlikte bulundu.
Barış İçin Kadın Girişimi (BİKG) ismiyle 2009'da da bir oluşum oluşturuldu. BİKG kadınların barış ve hakikat hakkı için, adaletin peşini bırakmadan adil bir barış için ve karşılıklı güvenin mümkün olduğu bir müzakere süreci için mücadele sürdürdü.
2013-2025 Çözüm Süreci döneminde de 2015'de "Demokratik Çözüm Müzakere Sürecinde Kadın Özgürlük” çalıştayında bir araya gelen kadınlar, Kadın Özgürlük Meclisi'ni kurdu.
250’ye yakın çok farklı çevrelerden, farklı bakış açılarından kadın aktivistlerin, siyasetçilerin, gazetecilerin, feministlerin, akademisyenlerin bir araya gelerek kurduğu oluşum, duygusal kopuşu tersine çevirmek ve barışa dair söylemin güçlenmesi için Türkiye ve Kürdistan kentlerinde kadınlarla bir araya geldi.
Son olarak başlayan görüşmeler kapsamında ise 22-23 Şubat'ta yapılan “Kadınlar Barışı Konuşuyor” çalıştayının sonucunda Barışa İhtiyacım Var Kadın İnisiyatifi kuruldu.
Kadınların olmadığı bir süreçte barışın toplumsalaşamayacağı vurgulanarak, birçok kentte çalışmalara başladı.
YUGOSLAVYA: ANTİFAŞİST KADINLAR
Kadınların savaşa karşı en ciddi karşı çıkışlarından birisi İkinci Dünya Savaşı döneminde yaşandı. Faşizmin ilerleyişini durdurmak için oluşturulan halk birlikleri içirişinde yer alan kadınlar, 6 Aralık 1942'de Bosna Hersek'in Bosanski Petrovac kentinde düzenlenen Birinci Dünya Kadınlar Konferansı'nda Anti-Faşist Kadın Cephesi'ni (AFZ) kurdu. Bosna Hersek'in yanı sıra Hırvatistan, Slovenya, Sırbistan, İtalya ve Makedonya'da gibi birçok ülkede faaliyet gösteren AFZ, Nazi ordularının Balkanlara ilerleyişine karşı hem cephede hem de cephe gerisinde önemli çalışmalar yaptı. Yaklaşık 2 milyon kadının çeşitli şekilde katıldığı AFZ, savaş sonrasında da savaşın sonuçlarını ortadan kaldırmak , eğitimi teşvik etmek, yeni konut binaları inşa etmek, kültürel çalışmalar yapmak vb. konularda faaliyet gösterdi. Yugoslavya'nın anayasalarında ve çeşitli yasalarda eşitlik ilkelerine dair yazılan her şey, kadınların savaş öncesi feminist ve anti-faşist kadın örgütlerindeki mücadelelerinin ve savaş sırasındaki mücadelelerinin bir sonucu oldu.
Bu dönem kadınlar Hitler ve Mussolini faşizmine karşı İtalya ve Almanya başta olmak üzere Avrupa'nın birçok yerinde eylemler düzenledi, faşizmin ilerlemesini durdurmak için savaşlara katıldı, barış için sokaklara çıktı. Yine bu dönem kurulan Uluslararası Kadınlar Barış ve Özgürlük Ligi bu mücadelenin öncüsü oldu.
ABD: KADINLAR SAVAŞA KARŞI
ABD’de de savaşlara karşı birçok kadın girişimi yaşandı. Vietnam işgali boyunca, Kadınların Uluslararası Barış ve Özgürlük Birliği (WILPF) ve Barış için Kadınlar Grevi (WSP) kitle eylemleri düzenledi, imza topladı, konferanslar örgütledi, barış yanlısı adayları ve Vicdani Retçiler’i desteklemek gibi yollara başvurdu. WILPF, Amerikalı askerlerin Vietnam’dan geri çekilmesini ve barış sağlanmasını talebiyle çeşitli ülkelerde savaş karşıtı uluslararası gösteriler düzenledi. ABD’de 15-16 Ekim Vietnam İş Bırakma eylemlerini düzenleyen koalisyon içinde yer aldı.
Savaş yanlılarına karşı kampanyalar düzenleyen WILPF’li kadınlar, 8 Mart 1971’de Beyaz Saray önünde eylem yaptılar. Başkan Nixon’a, savaşı sonlandırmasını isteyen 8 bin el yapımı kart ve siyah çerçeve içine alınmış “Her gün 300 Vietnamlının ölümüne ağlıyoruz” başlıklı broşürler gönderdi. WSP de benzer eylemler örgütlemenin yanı sıra, 1965’te Güney Vietnamlı NLF ve komünist Kuzey Vietnam’dan kadın delegelerle gerçekleştirdiği toplantı sonunda, ABD’nin Vietnam’daki askeri müdahalesine karşı ortak bir bildiri imzaladı.
Benzer bir kadın örgütlenmesi de 2002'deki Irak saldırısın engellemek ve sorumlularından hesap sormak amacıyla oluşturuldu. CODEPINK ismi verilen kadın örgütü, kendisini bir barış ve sosyal adalet hareketi olarak tanımladı ve Amerikan devletinin saldırgan ve militarist zihniyetine karşı mücadele etti. Ödenen vergilerin orduya değil, sağlık, eğitim ve çevre gibi alanlara kaydırılmasını talep ettiler.
İSRAİL: FİLİSTİN İÇİN SOKAĞA ÇIKTILAR
Barış için dünyanın dört bir yanında kadınlar sokaklara dökülürken bunlardan en anlamlısı ise İsrail'deki ‘Siyah Giyen Kadınlar’ olarak bilinen ve dünya geneline yayılan kadın eylemleri oldu. 1988'de Gazze ve Batı Şeria’daki İsrail işgaline karşı Filistin topraklarında başlayan Birinci İntifada’ya destek vermek isteyen İsrailli kadınlar, her hafta başta trafiğin yoğun olduğu kavşaklar olmak üzere kamusal alanlarda nöbet tutmaya başladı. Nöbetler ülke çapında devam etti. ‘Siyah Giyen Kadınlar’, İsrail ve komşu ülkelerin sınırını belirleyen ‘Yeşil Hat’ adı verilen çizginin ötesine geçti ve İsrail cezaevlerinde bulunan Filistinli mahkûmları ziyaret etmek gibi destek çalışmalarında da bulundu.
Yine 2000'deki 2'nci İntifada’nın başlamasının ardından İsrailli ve Filistinli kadınlar tarafından Barış için Kadın Koalisyonu kuruldu. Kadınların, işgalin bitmesi, kadınların barış görüşmelerine aktif katılımının sağlanması, 1967 sınırlarına geri dönülmesi, mülteci sorununun çözümünde İsrail’in sorumluluk alması, İsrail’in demilitarizasyonu, tüm İsrail vatandaşları için eşitlik gibi talepleri oldu. Çeşitli gösteriler, kampanyalar ve eğitim seminerleri düzenleyen kadınlar, işgal altındaki topraklarde yaşayan Filistinli kadınlarla dayanışma sağlamaya çalıştı. Halen etkinliklerini sürdüren koalisyon üyesi kadınlar, dünya çapında 200 şehirde barış için çalışan örgütlerle işbirliği halinde ve barış eylemleri, dünya çapında destek buluyor.
KOLOMBİYA: ARTIK YETER
Kolombiya’da da devletin silahlı güçleri ve paramiliter gruplar ile FARC arasındaki anlaşmadan önce süren savaşta, kadınlar barış adına birçok girişimde bulundu. 1990'lı yıllarda kurulan Çatışmaların Siyasal Müzakeresi İçin Kadınların Barışçıl Yolu (La Ruta Pacifica) bunların en büyüğü ve bilineni oldu. Birlik ülkenin sekiz bölgesinde 300’den fazla yerel kadın grubunun ittifakıyla oluşturuldu ve kendilerini pasifist, feminist ve anti militarist olarak tanımladılar. Bir kitle hareketi örgütlemeye çalışan kadınlar savaştaki bütün taraflara “Yetti artık, siyasal amacınız ne olursa olsun, yaptığınız gündelik hayatı tahrip ediyor” diye seslendi. Kadınların sesi o günden sonra hiç susmadan barış için çıkarken, 1966'da başlayan çatışmalar, 2016'da Kolombiya Devrimci Silahlı Kuvvetleri (FARC-EP) ile hükümet arasında yapılan anlaşma ile sona erdi.
UGANDA: ÇATIŞMALARI DURDURDU
Ugandalı Hristiyanlar tarafından 1987'de kurulan Tanrının Direniş Ordusu (LRA) ile ordu arasında yürütülen savaşa karşı kadınlar 1989'da ses çıkarmak için bir araya geldi. Gulu bölgesinde yer alan bir kadın komitesi, kimsenin savaş hakkında konuşamadığı bir dönemde çeşitli kadın gruplarını bir araya getirerek barışçıl bir yürüyüş düzenledi. Kadınlar, cenaze törenlerinde söylenen şarkılar eşliğinde Gulu kasabasının merkezine yürüyerek şiddetin sona ermesi için taleplerini sıraladı. Gerilla ordusu LRA üyesi çoğu kişi bu yürüyüşün ardından silahlarını bırakarak evlerine döndü. Kadınlar ayrıca ihtiyar heyetleri ve yerel liderler ile beraber çalışarak eski savaşçılar için rehabilitasyon merkezlerinin kurulmasına ön ayak oldu.
SIRBİSTAN: MİLİTARİZME İSYAN
Sırbistan'da ise kadınlar, 1992 ile 1995 arasında süren Bosna Savaşı döneminde patriyarkanın ağır baskısı altında, barış için mücadele etti. ‘Düşman’a karşı daha fazla çocuk doğurmak ve ‘kahraman asker’ erkeklerine destek vermek gibi geleneksel rollere itilen kadınlar, kilise ve devlet otoritesine karşı çıktı. “Ben bir vatan hainiyim” sözünü şiar edinen kadınlar, savaş boyunca meydanlara çıkarak bu açıklamalarını yineledi. Kadınlar, militarizmi, milliyetçiliği ve kadının rolünün anneliğe indirgenmesini eleştirirken, barışın gelmesi için mücadele yürüttü.
Yine savaş sırasında tecavüz, ölüm ve yağma gibi saldırılar yaşayan kadın ve çocuklara destek vermek üzere Bosna Hersek'de Bosnalı Müslüman, Sırp ve Hırvat kadınlar tarafından Medica Kadın Terapi Merkezi kuruldu. Zenitsa şehrinde kurulu bu merkez, kadınların birbirine benzeyen gerçeklerini öne çıkararak bir dayanışma geliştirdi.
KUZEY İRLANDA: KADIN PARTİSİ ATEŞKESİ SAĞLADI
Kadınların Kuzey İrlanda'da İngiltere ile İRA arasında yürütülen barış sürecine "dışlanmak yerine dahil edilebileceği" yolları tartışan kadınlar 1996'da Kuzey İrlanda Kadın Koalisyonu'nu kurdu. Seçimlere çok az bir süre kala kurulan parti Meclis’te iki sandalye kazanmayı başarırken, bundan sonra barış sürecinde aktif olarak yer aldı. Katolik akademisyen Monica McWilliams ve Protestan sosyal hizmet uzmanı Pearl Sagar tarafından kurulan birliğin başlattığı görüşmeler sonucunda 10 Nisan 1998'de ateşkesi sağlayan Belfast (Hayırlı Cuma) Anlaşması imzalandı.
Kuzey İrlanda’da kadınlar ayrıca, resmi barış görüşmeleri başlamadan önce Katolik ve Protestan toplumları arasında köprü kurulmasına ön ayak oldu. Eski düşmanlıklar yerine, sağlık ve eğitim alanında çözüm önerileri ve stratejilerini masaya yatırdılar. Kadınlar arasındaki dayanışma, kanlı geçmişe rağmen birlikte yaşamanın mümkün olduğunu kamuoyuna gösterdi.
PAPUA YENİ GİNE: KADINLAR MÜZAKERE YAPTI
Papua Yeni Gine'de de Bougainville adasının bağımsızlığını savunan Bougainville Devrimci Ordusu (BRA) ile devlet arasındaki çatışmalara karşı kadınlar barış istedi. Anneler oğullarını evlerine geri getirmek için ormanlık arazilere çıktı. Bougainville adasına giden kadınlar, BRA ile müzakere ettti. Bu dönemde kadın grupları ve kadın liderler siyasi arenada kayda değer bir etki yarattı. Adada yaşananlara uluslararası destek çekmek için rol alan kadınların çalışmaları arasında Protestan kiliselerinde dua toplantıları düzenleme, uzlaşma merasimleri ve barış yürüyüşleri organize etme ile resmi makamlara başvurma yer aldı. Kadınların girişimleri ve müzakereler sonucunda 2001'de devlet ile BRA arasında Rotokas Kaydı adı altında bir ateşkes imzalandı. Bu anlaşmayla 1988'da başlayan çatışmaların sonucu olarak, Bougainville'in barış ve özerkliğine doğru bir hareketin başlamasının yolu açıldı.
LİBERYA: KADINLAR İÇ SAVAŞI BİTİRDİ
14 yıl süren Liberya İç Savaşı'nı da kadınların 2003'te başlattığı mücadelesi bitirdi. Kadınların mücadelesi, kadın barış hareketi lideri Leymah Gbowee’nin, çatışmalara tepki vermek için üyesi olduğu kilisedeki kadınları savaşa karşı çıkmaları için bir araya getirmesiyle başladı. Yüzlerce Hristiyan kadın, barış için dua etmek için kiliselerde toplanırken, günler sonra Müslüman kadınlar da Hristiyanlara katıldı.
Eylemlerinin duyulması üzerine savaş nedeniyle yerinden edilen kadınlar da barış kampanyasına katıldı. Beyazlar giyin yüzlerce kadın, Liberya Devlet Başkanı Charles Taylor’ın konutundan göründüğü bir balık pazarına her gün kamp kurarak burada barış için şarkılar söylemeye başladı. Eylemlerin ses getirmesi sonucu, kadınlar Başkan Taylor ile görüştü. Görüşmede Leymah Gbowee şu tarihi konuşmayı yaptı: “Savaştan usandık. Koşmaktan usandık. Yemek için yalvarmaktan usandık. Çocuklarımızın tecavüze uğramasından usandık.”
Bu görüşmenin ardından Taylor, barış müzakerelerine katılmaya söz verdi. Barış görüşmelerini de yakından takip eden kadınlar, müzakerelerin sürdüğü binayı kuşatarak heyet üyelerinin anlaşmaya varana kadar binadan çıkmalarına izin vermedi. Gbowee, kendilerini gözaltına almaya gelen korumaları soyunmakla tehdit etti. Yapılan görüşmeler sonucunda 2003'te taraflar arasında anlaşma sağlanırken, 1989'da başlayan savaş, 14 yıl sonra sona erdi.
Barış görüşmelerine giden süreci başlatan Gbowee ise 2011 Nobel Barış Ödülü’nü aldı.
SİERRA LEONE: 3 ÜLKENİN KADINLARI BİRLEŞTİ
Sierra Leone'de ise 11 yıl süren iç savaşta en çok kadınlar zarar görürken, binlerce kadın, tecavüz ve işkence gördü, yüzlercesine katledildi. Savaşa karşı olan kadınlar Liberya ve Gineli kadınlarla birlikte Mano Nehri Kadınları Barış Ağı adlı örgütü kurdu. Kadınlar, oluşturdukları delegasyonlar aracılığıyla başkentler arası görüşmeler yaptı ve 2002'de imzalanan barış anlaşmasında rol oynadı. Barış müzakereleri için uzun uğraşlar veren kadınlar, 1991'de başlayan savaş bittiğinde de tekrar bir savaşın patlak vermemesi için mücadelelerine devam etti.
MİLİTARİZME KARŞI KADINLAR AĞI
Doğu Asya, Porto Rika, Güney Kore, Filipinler gibi birçok ülkeden kadınlar ise yine savaşa karşı Militarizme Karşı Kadınlar Ağı'nı kurdu. Amaçlarının “Militarizm ve şiddet tarafından etkilenmiş farklı kadınlar arasında dayanışma ve iyileşme sürecini geliştirmek” olduğunu belirten ağ, uluslararası bir dayanışma ağı yarattı. Kadınlar, toplumsal cinsiyet ilişkileri ve savaş arasındaki ilişkiyi ortaya koymaya çalıştı. Militarizmin cinsel tacizi ve insan ticaretini artırdığını, savaşların hem toplumlara, kadın ve çocuklara hem de çevre kirliliği nedeniyle sağlığa etkisini anlatma çabası edindi.
IRAK: KADIN LİDERLİK ENSTİTÜSÜ
ABD işgali altındaki Irak’ta ise bir grup kadın hakları aktivisti 2005'da Kadın Liderlik Enstitüsü'nü (WLI) kurdu. WLI özellikle kadınların barışın inşasında oynadığı rol ile ilgili konuları gündeme getirmeye ve savaşın kadınlara olan etkisini ve çatışmaların çözümü konusundaki rolünü ele alan 1325 sayılı BM Güvenlik Konseyi Kararı konusunda farkındalık yaratmaya odaklandı.
SUDAN: ÇIPLAK TEPKİ
Öte yandan Güney Sudan’da 2013 ile 22 Şubat 2020'de yapılan ateşkesle sona eren iç savaş sırasında bazı kadınlar, erkeklerin birbirlerini öldürmeyi bırakmadıkları sürece evliliğin getirdiği sorumlulukları yerine getirmemekle tehdit etti. Bazı kadınlar ise etnik çatışmayı protesto etmek adına Sudan geleneklerine göre en büyük ‘lanet’lerden biri olan soyunarak tepki gösterdi.
SENEGAL: KASSUMAY RADYOSU
Senegal’in Casamance bölgesinin bağımsızlığını isteyen Casamance Demokratik Güçleri Hareketi (MFDC) ve ordu arasındaki çatışmalar 1982 yılında başladı. Bu süreçte barışın sesini duyurmak isteyen ‘Casamance’nin Barışı ve Kalkınması için Kadınlar’ adlı insiyatif, 2004 yılında Kassumay Radyosu’nu kurdu. Tamamen kadınlar tarafından yönetilen radyo, farklı etnik gruplar arasındaki iletişimin geliştirilmesi amacı doğrultusunda, 17 farklı yerel dilde yayın yapıyor. Kadınların da aktif rol aldığı süreç sonucunda 2012 yılında MFDC ateşkes ilan ederken, MFDC içinden çıkan başka gruplar çatışmalara devam etti. Son olarak 25 Şubat 2025'te yapılan görüşmede Senegal Başbakanı Ousmane Sonko, Gine-Bissau'nun ev sahipliği yaptığı ve arabuluculuk yaptığı görüşmelerin ardından çatışmayı sona erdirmek için MFDC unsurlarıyla bir anlaşmaya vardığını açıkladı.
MA / Tolga Güney