DBB Eşbaşkanları: Yerelsiz barış inşası eksik ve zayıf kalır

AMED - Amed Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanları Serra Bucak ve Doğan Hatun, iktidardan muhalefete hiçbir partinin Kürt sorununun çözümüne koltuk kaygısıyla yaklaşmaması gerektiğine işaret etti. Eşbaşkanlara göre yerel yönetimlerin yer almadığı bir barış inşası ise eksik ve zayıf kalır. 
 
31 Mart Yerel Seçimleri'nin üzerinden 1 yıl geçti. Bu süreçte 9'u Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) ve 2'si CHP'li olmak üzere toplamda 11 belediyeye kayyım atandı. "Kent Uzlaşısı" modeliyle seçime gidilen yerlerde belediye başkan yardımcıları gözaltına alınıp tutuklanırken, tasarruf tedbirleriyle muhalefetin kazandığı belediyelerin çalışmaları sınırlandırıldı. 
 
Kayyım atamalarıyla birlikte DEM Parti yönetimindeki büyükşehir belediyesi sayısı 1'e düştü. Amed Büyükşehir Belediyesi, şu an DEM Parti'nin tek büyükşehir belediyesi. Burası, 8 yıl boyunca kayyımlar tarafından yöneltildi. Kayyımlardan geriye toplam 3 milyar 245 milyon TL borç kalırken, en az 47 taşınmaz usulsüz bir şekilde devredildi, AKP'li yöneticilerin de aralarında olduğu yüzlerce yandaş işe alındı, birçok usulsüzlük yapıldı. 
 
DEM Parti yönetimi, 1 yıllık süreçte bir yandan kayyım tahribatlarını ortadan kaldırmaya çaba gösterirken, diğer yandan yarım kalan projeler ile yerel seçim sürecinde verilen sözlere odaklandı. Ulaşım ve su sorunları çözüme kavuşturulmazken, halk lokantaları, JINKART, sosyal kart ve çok dili kreş gibi birçok proje hayata geçirildi. Ayrıca uzun yıllardır onarım bekleyen su ve kanalizasyon hatlarının bir bölümü yenilendi. 
 
Belediye yönetimi, hizmet çalışmalarının yanı sıra güncel siyasal gelişmelere de kayıtsız kalmadı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat'taki "Barış ve Demokratik Toplum" çağrısı sonrası gözler bir kez daha buradaki siyasi atmosfere çevrildi. Yerel yönetimlerin bu süreçte nasıl hareket edeceği ve sürece katkısının ne olacağı merak konusu. 
 
Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanları Serra Bucak ve Doğan Hatun ile hem 1 yıllık süreci hem de çağrının Amed'e yansımaları ile yerel yönetimlerin süreçte nasıl bir rol üstlenebileceği konularını konuştuk. 
 
Kayyım döneminde yüklü bir borç bırakılmıştı, son durum nedir? Yine gelirler, giderleri karşılıyor mu? 
 
Serra Bucak: 8 Nisan 2024'de borcumuzu paylaşmıştık. 2 milyar 400 milyon civarı. DİSKİ’yi bunun dışında tutuyoruz. 7 Mart 2025 itibariyle bu rakam toplam 1 milyar 962 civarında. Hazine gelirlerimiz 670-680 milyon TL civarı. İlbank aylık gelirlerimiz 250-300 milyon TL'ye varıyor. Bir de öz gelirimiz var. Bu da çok fazla olmamakla birlikte 40 milyon TL civarında. Toplam aylık gelirimiz 900-950 TL'yi bulabiliyor. Aralık ayından bu yana kimi harcamalar yaptık. 24 adet otobüs aldık. 341 milyon bu otobüsler için ödemelerde bulunduk. 14 Mart’ta 10 otobüs için 140 milyon TL daha ödeyeceğiz. Yaz aylarında çok zorlu bir yangın süreci yaşadık. Araç ve personelin eksik kaldığı bir süreci yaşadık. Bu sebeple itfaiye alımına gittik. 16 adet itfaiye aracı aldık. 2 seferde toplamda 228 milyon TL itfaiye aracı için ödeme yapıldı. 
 
 Devredilen taşınmazlara dair başvurularınız vardı, süreç nasıl işliyor? 
 
 
Bağlar'da inşaat halinde devredilen taşınmazı ne biz ne de onlar kullanabiliyor. Devredilen mülkler işlevsiz durumda. Gezin Gençlik Kampı hiçbir biçimde kullanılmadı ve boş. 
 
Serra Bucak: Gelir gelmez 17’si için hızlıca iptal kararı aldık. İlgili kurumlara bildirimlerde bulunduk fakat ne yazık ki mahkemeler bu gibi süreçlerde çok aleyhimize. Çok hızlıca yürütmeyi durdurma kararları aldılar. Bu yürütme durdurma kararı sonrası 6 tanesi ile ilgili istinaf başvurusu yaptık. Diğerlerini de hukuk servisimiz takip ediyor. Ancak 'filanca yerimizi geri aldık' diyemiyoruz. Elazığ'daki Gezin Gençlik Kampı bizim için çok önemliydi. Maalesef geri alamadık. Bir kurumun taşınmazlarının başka bir kuruma tahsis edilmesi kabul edilebilir bir şey değil. 
 
Doğan Hatun: Bağlar’daki yapı tamamlanmadan devredilmiş. Mevzuata aykırı. İnşaat faaliyeti devam eden herhangi bir yerin devri mevzuatta söz konusu değil. Maalesef şimdi ne biz kullanabiliyoruz ne de onlar. Zaten kullanmıyorlar da. Herhangi bir aktivite üretmiyorlar. Devredilen mülkler işlevsiz pozisyonda. 
 
Serra Bucak: Bunu Gezin’de de yaşadık. Yaz ayları boyunca takip ettik. Hiçbir biçimde Elazığlı gençler ve çocuklar o kampı hiçbir şekilde kullanmadı. Boş. 
 
Siz göreve gelir gelmez belediyeden müfettişler eksik olmamaya başladı. Müfettişler halen belediyede mi, yaptıkları herhangi bir tespit var mı? 
 
Doğan Hatun: Elbette müfettişin belediyeyi denetlemesinden şikayetçi değiliz. Aksine bizim için olumlu da. Ama ikircikli durum can sıkıcı bir boyutta. Kayyım döneminde tespit ettiğimiz usulsüz işlemler için kendimiz müfettiş talep ettiğimizde gelmiyorlar.  Gelen müfettişe de aynı dosyaları sunuyoruz. Ama belli bir konu üzerinde, belli tarihler üzerindeki dosyalar için geliyor. Sosyal medyada "trol" diyebileceğimiz 2-3 kişi, hiç olmayacak bir şeyle ilgili tweet atıyor. Bir trolün cümlesi üzerine ertesi gün müfettiş geliyor belediyeye. 
 
Kayyım dönemi usulsüzlükleri sunduğunuzda ne diyorlar?
 
Doğan Hatun: Belirli bir tarih ve varsa bir şikayet dosyası üzerine geldiğini beyan edip, başka dosya alamayacağını söylüyor. Usulsüz işlem var, bunu bakanlığın gelip tespit etmesini istiyoruz. İlgili mevzuata göre varsa yaptırım uygulamasını istiyoruz. Ama somut dosyayı esas alan bir mekanizma yok. 
 
Serra Bucak: Sayıştay müfettişleri uzun süre gelip gittiler. Henüz çıkmadı ama müdürler bilgi paylaşımında bulunuyorlar. Nisan’da bir rapor yayınlancak. Buna dair müfettişlerin teşekkürleri var belediye yönetimine. Doğru bilgi paylaşımına değiniyorlar, ihale konusuna hakim bir yol izlediğimizi söylüyorlar. 
 
Yaz ayı boyunca ciddi bir su sorunu yaşandı. Bu yaz da aynı sorunu yaşayacak mıyız?
 
Doğan Hatun: Bizim su şebeke hattımız neredeyse 30 yıllık bir hat. Bir de deprem yaşadık. Yatırım yapılmamış, boru hatları yenilemesi olmamış. Depremden kaynaklı hem kanalizasyon hem içme su hatlarımızın büyük bir çoğunluğu çatlak. Bu aynı zamanda kaçak su kaybı dediğimiz duruma da neden oluyor. 11 aylık süreçte geceli gündüzlü bu hatları yenilemekle geçirdik. Bir litre suyun hesap kitabını yapıyoruz. Bu su meselesi sadece DİSKİ’ye ait mesele de değil. Ana isale hatlarının güncellenmesi, yenilenmesi, yeni hatların yenilenmesi aynı zamanda DSİ’nin de sorunu. Ama ciddi yatırımlar yaptık. Umuyoruz ki bu yazı bir önceki yaza göre daha az su sorunu geçirelim. Bu sene kuraklık da var. Neredeyse hiç yağmur yağmadı. Bununla ilgili de, suyun erişemediği mahallere tankerlerle su götürebileceğimiz bir ihale hazırlığını yaptık. 
 
Serra Bucak: Yatırım İzleme Daire Başkanlığımız büyük bir yatırım yaptı. Talaytepe Mahallesi'nde 52 bin 200 metre, Dökmetaş Mahallesi'nde 38 bin 900 metre ve Üçkuyular Mahallesi'nde 21 bin 600 metre, toplam 12 bin 700 metre yeni içme suyu hattı yapılacak. Bakın bu çok ömeli. 600 milyona yakın yatırım projesi. 
 
Askıda su faturasına dair bir çalışmanız var mı? 
 
Serra Bucak: Nisan ile birlikte askıda faturayı gündemimize alacağız. Sadece askıda fatura değil, bu arada dayanışmayı güçlendireceğimiz akıllı sistemi ve web uygulamasıyla hizmetler yapacağız. 
 
Doğan Hatun: Bir ek yapayım; Silvan ve Ergani için JIKA'dan (Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı) hibe aldık. Onun ihalesi başladı. Silvan ve Ergani’nin içme suyu ve kanalizasyon arıtma sistemlerine kadar, belki de 50 yılını öngören bir çalışma başlattık. 
 
Kentin bir de ulaşım sorunu var. Bizzat toplu taşıma kullanan birisi olarak bu durumun her geçen gün daha da kötüye gittiğini görüyorum. Sorun nedir? Nasıl çözmeyi düşünüyorsunuz? 
 
 
Ulaşım sorunu; çok ciddi bir sorun ve özeleştiri vermemiz gereken bir sorun. Hiçbiri bahane değil, hepsini çok hızlı bir şekilde bu yaz aylarında çözmüş olacağız. 
 
Serra Bucak: Çok ciddi bir sorun ve aslında özeleştiri vermemiz gereken bir sorun. Alo 153 hattının önemi bir konusu su ise, ikinci önemli konusu ulaşımdır. Büyük bir eksiklik var ama tek yönlü bir şey değil. Birincisi bizim kendi ulaşım filomuzun, otobüs filomuzun eksiklikleri mevcuttu. Düşünün ki otobüs alım sürecini ancak bitirebildik. Mart, Nisan ve Mayıs ayında 50’ye yakın, 60’a yakın otobüsü aldığımız takdirde sorunun önemli bir kısmını bizim açımızdan çözebileceğimizi düşünüyoruz. Bu da yetmeyecek. Yine şoför alımına gitmek durumundayız. Özel halk otobüsleri ile minibüslerin sistemi ve çalışma anlayışı bizi çok zorluyor. Bununla ilgili de yoğun mesai harcadık. Protokoller imzaladık. Protokol sayesinde ücretsiz yolcular, engelliler ve yaşlılar belediye tarafından taşınacak dedik. Ama sahada bunun gerekliliği kadar bir düzenleme oldu mu derseniz, henüz olmadı. Demek ki sadece protokol yapmakla bunu gerçekleştiremiyoruz. Bir zihniyet değişimi, dönüşümü olması gerekiyor. Bununla da ilgili çalışıyoruz. 
 
Yanı sıra hatlarımızda ve kavşaklarımızda ciddi sıkıntılar var. Kimi kavşaklarda sinyalizasyon çalışmaları başlattık. Trafik firmaları ve sistem üreten yerler ile görüşüyoruz. Bütünlüklü bir çalışma yürüyor ama henüz bu sahaya yansımadı. Ama bütün gayemiz filoyu ve atölyeyi güçlendirmek. Bir seferde 8-10 tane otobüsü sahadan çekmek zorunda kalıyorsunuz ve o atölyeye bağımlısınız. Bunun da önüne geçmek için kendi atölye kapasitemizi büyütmek ve geliştirmek istiyoruz. Bunların hepsi istihdam ile ilgili. Arşiv taraması, adli sicil diye bir şey çıkarmışlar. Bir kişinin arşiv taraması 45-50 gün sürüyor. 20 kişiyi şoför, zabıta diye işe alacağız ama bu süreçler çok çok uzuyor. Hiçbiri bahane değil, hepsini çok hızlı şekilde bu yaz aylarında çözmüş olacağız. 
 
 Çok dilli belediyecilik noktasında hangi çalışmalar yapıldı, yapılanlar yeterli mi, hedefler neler?  
 
Doğan Hatun: En başta kendi basın yayım birimimizle başladık. Bütün paylaşımlarımız şuan çift dilli. Kürtçenin Kurmancî ve Zazakî lehçeleriyle de paylaşım yaptık. Bu kısım bir rayına girdi. Yine Dil Araştırma ve Geliştirme Müdürlüğü’müz vardı onu aktif pozisyona getirdik. Kentte dil çalışması yürüten bütün kurumlarla bir perspektif ortaya çıkarmak için stratejik plan döneminde birlikte çalıştık. Kent Konseyi'nde Dil Çalışma Grubu kurduk. 
 
Serra Bucak: Turizm ve kültür çalışmalarımız 3 dilli; İngilizce, Türkçe ve Kürtçe. DİSMEK’lerde Ermenice, Süryanice ve İngilizce kursları açmak, ihtiyaç duyulduğunda farklı dillerde de hizmet sunulabilecek çalışmayı hayata geçirmek istiyoruz. Bu yönüyle arkadaşlarımız fizibilite yaptı. Belediyelerimizde kurs seçeneklerini geliştireceğiz. 
 
Kreşler hangi aşamada? 
 
Doğan Hatun: Arkadaşlarımız çalışma yürütüyor. Mevcut 2 kreşimize kapasitenin üzerinde müracaat var ve alternatif yerler bakıyoruz. Yer sorunumuz var. Taşınmazların devredilmesi, yeni taşınmazların verilmesi, tasarruf tedbirleri, yeni bir yapının yapılması... Ama arayışlarımız devam ediyor. Mahalle aralarında alternatif yerler bakıyoruz. 
 
Serra Bucak: İlçe belediyeleriyle de ortak yürüteceğimiz bir çalışma olacak. Kayapınar Belediyesi'nin Xalxalok Kreşi hariç kreş alanı yok. Büyükşehir belediyesine ait tespit ettiğimiz 3 alan var. Orada konteyner kurarak yapacağız. Sadece kreşler de değil, çocuk oyun odaları, ailelerin kısmi zamanlı çocuklarını bırakabileceği mola evleri ve kreş hizmetleri de olacak. 
 
Doğan Hatun: Konsept biraz zenginleşecek onu diyebiliriz. 
 
JINKART ve sosyal kart projeleri ne aşamada, kaç kişiye ulaşıldı, devam edecek mi?
 
Serra Bucak: Önümüzdeki süreçte devam etmek zorunda. Çünkü çok yoğun ilgi var. Başvuruları kapattığımızdan bu yana 'yeniden ne zaman açacaksınız' sorusuyla karşı karşıya kalıyoruz. Biz 8 bin küsür başvuru aldık o zaman. 7 bin kart dağıtılabildi. 7 bin kadın ücretsiz otobüslerden faydalanabiliyor. Mart-Nisan ayında açacağımız yeni başvurularla birlikte bunu iki katına çıkartmayı hedefliyoruz. Yani 12 bini geçecek, toplamda 14 bine varacak. 
 
 
 JINKART başvurularını açacağız ve sayıyı toplamda 14 bine çıkaracağız. Sosyal kar için 38 bin başvuruyu değerlendiriyoruz. 
 
Sosyal kartlarda şöyle bir sorun yaşadık; geldiğimizden bu yana ne yazık ki Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın ilgili müdürlüğü bizimle veri paylaşmadı. Ve o kartların çok sağlıklı bir dağılımı yapılmamış. 12 bin kişi kart sahibiydi ama o 12 bin kişi gerçekten ihtiyaç sahibi miydi? Biz bunu yer yer tespit ettik ve çok olumsuz şeylerle karşılaştık. İhtiyaç sahibi olmayan mahalleler, lüks semtlerde bu kartların verildiğini gördük. 38 bin başvuru var sosyal kartlar için.
 
Kartları vermeye yeni yeni başladık. Güncelleyerek veriyoruz. Şuan 38 bin başvuruyu değerlendiriyoruz. Çölyak hastaları da bizim kentimizde çok önemli bir mesele. Pek çok insan var. Onlara dair de çalışmalarımız olacak. 
 
Madde Bağımlılığı Danışmanlık ve Eğitim Merkezi gibi önemli bir merkez hizmete açıldı. Kentte uyuşturucu kullanıma dair bir veri var mı elinizde, bu merkeze başvurular ne düzeyde?
 
Doğan Hatun: En son Bağlar ve Ergani'de bir araştırma yapıldı. Maalesef kentte uyuşturucu kullanımı bundan bir yıl önce 9 yaştı, şuan 7 yaşa kadar tespit edilmiş.
 
Bu durum söz ettiğiniz raporda mı yer alıyor? 
 
 
Araştırmalara göre uyuşturucu yaşı 7'ye kadar inmiş. Böylesi devasa sorun sadece belediyenin yerel hizmetleri ile sürdürülemez. Uzun soluklu ve zorlu bir çalışma. 
 
Doğan Hatun: Evet. Bağlar ve Ergani belediyelerimiz birebir çalışma yürüterek rapor oluşturdu. Durum çok ciddi. Evet, bir merkez kurduk, diğer ilçelerimizi de buna dahil ettik. Sivil toplum örgütleri, siyasi partiler, gençlik dernekleri, taraftar dernekleriyle bir tür ortak hareket etme alanı oluşturuluyor. Sümer Park’ta bir yapı onlara ayrıldı. Arkadaşlarımız uyuşturucu kullananların ailelerini de bu işin içerisine dahil edip, bir bütün sürece ortak ediyor. Bu birim zamanla daha da büyüyüp gelişecek. Arkadaşlarımız hem sahada çalışıyorlar hem ailelerine kadar ziyaret edip birebir dokunup, bilinçlendirme çalışması yapıyor. Ülke genelinde böylesi bir sorun var. İstanbul’da, Manisa’da, Hatay’da da var. Ama bölgemizde maalesef çok fazla var. Yoğun çalışmalarımız var ve bu çalışmalarımız devam edecek. 
 
Böylesi devasa bir sorun sadece belediyeyle çözülebilir mi? 
 
Serra Bucak: Böylesi bir devasa sorun sadece belediyenin yerel hizmetleri ile sürdürülemez. O yüzden emniyet, ANATEM, gibi kuruluşların da bizimle ortak işbirliği içerisinde olması gerekir. Ama bizim madde ile mücadele birimimiz diyor ki; 'Bizimle henüz veri paylaşan bir resmi kurum yok.' Bu verileri paylaşmıyorlar. Uzman arkadaşlar şöyle bakıyor meseleye; veriden ziyade, rakamdan ziyade, kullanıcının yaşı kaçtırdan ziyade kaç danışan başvuru yapabiliyor bu merkezlere, kaçı sürdürebiliyor ve kaçının temizlenme süreci sonuna kadar başarıya ulaşana kadar devam ediyor? Şimdiye kadar veri, sayı, yaşın kaç yaşa düştüğü meseleleri ele alındı. Bu sebeple daha çok başarı hikayesini, sürdürülebilir hikayeyi öne çıkaran çalışmalar yürütüyor arkadaşlarımız. Uzun soluklu bir çalışma. Çok zorlu bir çalışma. 
 
Amed Büyükşehir Belediyesi olarak bir yıllık süreçte "Bu çalışmamız bizi özgün kılıyor ya da bugüne kadar yapılmayanı yaptık" dediğiniz bir projeyi hayata geçirdiniz mi?
 
Serra Bucak: "Bu çalışma bizi özgün kıldı" demek, böylesi bir kayyım tahribatı sonrası öyle kolay söylenecek bir şey değil. Bunu belki önümüzdeki sene söyleyebiliriz. Bu 1 yıl gerçekten bir inşa süreciydi. Bugünden itibaren yeni projeleri konuşabiliriz. Özgün demeyeceğim ama yenilik olarak halk lokantalarını açtık. Bu yeni bir şeydi. Onun dışında önümüzdeki projelere dair somut birkaç şey söylemek istiyorum. Hafif raylı sistem projemiz. Muhakkak bu kente raylı sistemi getireceğiz. Bunun 2 zorluğu var; bir finans, iki kendi kurumsal kapasitemiz. Daire başkanlığımızı kurduk. Bu önümüzdeki dönemin vizyon projesi olacak. Bilim merkezi kuracağız. Onun da yer tespitini ve çizimini gerçekleştirdik. Bağlar, Kayapınar, Yenişehir'de büyük parklar, yeşil alanlar, mesire alanları üzerine ortak mutabakata vardık. Yine kent girişlerimizin peyzajlarına dair projelerimiz bitti. İhale süreçleri devam ediyor. Çarıklı’da yeni bir mezarlık alanımız var, orayı inşa ediyoruz. Çünkü mevcut mezarlık alanı artık bize yetmeyecek, kentimize yetmeyecek durumda. Halk ekmek fırını projesi var. Ya Rezan’da ya Şehitlik’te somut çalışmamızı yürüteceğiz. 
 
 
Muhakkak bu kente raylı sistemi getireceğiz. Bilim merkezi kuracağız, halk emek fırını projemiz var. Sosyal konut projesi için yer çalışması sürüyor. 
 
Doğan Hatun: 11 ayda, kurum olmaktan çıkan bir yapıyı yeniden kurumsallaştırdık. Bu kavram, bir bütün kurduğumuz bütün cümlelerimizi kapsıyor. Eğer birkaç yıl daha bu belediyeler kayyım tarafından yönetilseydi bir daha hiç kimse belediyenin bir kurum olduğunu söyleyemezdi. Bu zorun rolünü üstlendik. Elbette ki çok zorlanıyoruz. Geldiğimizden bu yana hiçbir gün 08.00-17.00 mantığıyla hareket etmedik. 2 eşbaşkan ve diğer seçilmiş arkadaşlarımızla 7/24 çalışarak bu bir yılın bütçesinin bir bütününü halkın geleceği için harcadık. Bugün belki yaptığımız alt yapı çalışmalar gözle görülebilir bir mesele değil, ama önümüzdeki 10-15 yıl için çözümler geliştirdik. Ciddi bir deprem süreci yaşadık. Bir sosyal konut projesi çalışmamız da var. Yerle ilgili çalışmalarımız var. Kısa zamanda aşama aşama hayata geçireceğiz. 
 
Amed tüm ülke açısından önemli bir merkez. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın 27 Şubat’ta yaptığı çağrı sonrası yeni bir sürece girildi. Çağrı Amed'de nasıl yankı buldu? 
 
Serra Bucak: Tabi çok tarihi, önemli bir çağrı. Çok elzem bir çağrıydı. Son 11 yıllık baskı rejiminin uygulamış olduğu politikaları en çok yaşayan bölge bu bölge, bu kent. Tüm bu baskı politikalarının artık son bulması gerektiğini söyleyen, Kürt sorununun barışçıl çözümü için bir çağrıydı. “Biz buradayız, hazırız ve konuşabiliriz” metniydi. Aynı zamanda Türkiye’yi yeniden demokratik zemine ve evrensel hukukun normlarına çekmek üzerineydi. Uzun süredir bu ülkede yargının bağımsızlığından söz edilemiyor. Gazetecilerin, düşünenlerin, siyasetçilerin, yereldeki seçilmişlerin içeride olduğu bir süreç. 11-12 yıllık nefessiz bir süreç, bunun 3 yılı Sayın Öcalan’ın tecridi altında geçti. O tecrit sisteminden bu çağrıyla “Biz buradayız ve her türlü tartışmaya hazırız” deniliyor. Toplumu da buna davet eden bir şey. Hangi toplumu davet ediyor? Türkiye toplumunu, Kürt toplumunu, tüm muhalif kesimleri, demokratik siyasette var olmak isteyen kitleleri buna davet ediyor. Aynı zamanda iktidarı sorumluluk almaya, sorumluluk almadığı taktirde neyle karşı karşıya olduğunu anlatmaya çalışan bir çağrı.
 
 
Amed'in tüm dinamikleri koşullarını güçlendirmeli, somut pratik çalışmalar yapmalı. Yerellerin katkısının olmadığı bir barış inşası zayıf ve eksik kalır. 
 
"Amed’de yankısını nasıl buldu" sorusundan ziyade "Amed buraya nasıl katkı sunabilir?", bu çok daha önemli bence. Amed bölgenin en önemli stratejik kenti. Hem politik açıdan hem de toplumsal ve sosyal açıdan. Bir an evvel kentin tüm dinamikleri ve siyaseti, kendi mevcut koşullarını güçlendirmeli. Bu sorunu sivil toplumla ve tüm dinamiklerle nasıl tartışırız, hem ulusal hem uluslararası kamuoyunun ilgisini buraya nasıl çekeriz, toplumsal barışın inşasını burada nasıl mümkün kılarız... Somut pratik çalışmaları olmalı. Bu sebeple Amed’in kendi ağırlığını, poziasyonunu, mevcudiyetini bir an evvel güncellemesi gerekiyor. Buradan yapılacak çağrıların, çalışmaların, tartışmaların ve müzakerelerin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Sadece Ankara siyasetiyle sınırlı, yerellerin katkısının olmadığı, yerelin sesinin güçlü çıkmadığı bir barış inşası ve tartışması zayıf ve eksik kalır. O yüzden önemli olan bütün yerelleri güçlendirmektir.
 
Yerel bu noktada nasıl katkı sunabilir? 
 
Serra Bucak: Yerel yönetimler olarak 1 yıldır nasıl çoğulcu ve katılımcı bir mekanizma işletmemiz lazım diyorsak ve bunu bir görev olarak adlediyorsak, aynı zamanda barışın inşası, toplumun demokratikleşmesi ve demokratik bir sürecin bu ülkede yaşam bulması için de aynı oranda çalışmamız lazım. Yerelin demokrasisi nedir, yerelin katılımcılığı nedir, toplumun doğrudan katılımcılığı nedir, siyasette ve toplumsal meselelerde söz kurması nedir... güçlü bir şekilde ortaya çıkarmamız lazım. Ne kadar çok toplantı yaparsak, kentteki farklı dinamikleri bir araya getirirsek, ortak paydalarda buluşturabilirsek, demokratik bakışı buradan geliştirebilirsek, ötekileştirmeye bu şehirde son verebilirsek, "ortak paydamız barıştır, demokratikleşmedir, çözümdür" perspektifiyle yol alırsak o kadar başarılı oluruz. Bu kent sadece DEM Parti veyahut AKP siyasetinden ibaret değil. Etrafında pek çok siyasetin olduğu, inancın olduğu, ama kendi farklılıklarıyla bir arada olabildiği bir kent. Bu sebeple ortak değerleri büyütmek, aramızdaki farklılıkları minimuma çekmek, kadınların barış çağrısını buradan yükseltmek, kültür-sanat alanında üretenlerin çağrısını buradan yükseltebilmek çok önemli bence. 
 
 
Yerel yönetimler barışın inşası, demokratikik sürecin yaşam bulması için çalışmalı. Bizim barışa dair cesareti ve kararlılığı örgütlememiz lazım. 
 
28 Şubat’ta kentteki sinema dernekleriyle, inisiyatifleriyle ve sanatçılarla bir araya geldik. "2025 sonbaharında uluslararası Amed Film Festivali yapmak istiyoruz. Bunu konuşalım" dedik. 27 Şubat’ın hemen ertesi günüydü ve açılış konuşmalarında farklı kentlerden gelen katılımcılarda şu umudu gördük: “Dün bu ülkede tarihi bir çağrı yapıldı, bir barış çağrısı yapıldı, Kürt sorununun demokratik yollarla çözümü için bir çağrı yapıldı. Sinemacılar, sanatçılar hangi noktada burada sözünü kurabilir?" Bu çok önemli bir şey. Bu cesaret veriyor. Her türlü kitleye, dinamiğe cesaret veriyor. İşte bu cesareti örgütlememiz lazım. Bizim barışa dair cesareti ve kararlılığı örgütlememiz lazım.  
 
Sizin çağrıyı ve sonrasındaki gelişmeleri nasıl değerlendirdiniz? 
 
Doğan Hatun: Sayın Abdullah Öcalan’ın örgütüne çağrısı çok kıymetliydi. Örgütünün de aynı perspektifle çağrının bir bütününü sahiplenmesi ve adım atmaya hazır olduğunu söylemesi herhalde Ortadoğu’nun bu mücadele tarihinde bir ilkti. Artık sadece örgütün değil, toplumun, devlet yetkililerinin, uluslararası kuruluşların da bu süreci sahiplenip cümleler kurması; somut barış adımlarının atılması gereken bir sürece girdik. 40 yılı aşan bu sürecin bir bütünü yerellerde geçti. Burada kan döküldü, burada acılar yaşandı, insanlar burada katledildi... Çözüm de yine yerellerden olabilir. Yerellerin daha güçlü olması gerekiyor. 
 
 
 Bu süreci sahipleniyoruz, üzerimize düşen rol ve misyonun farkındayız. Yerelleri merkezileştiren bir süreç yaşamak zorundayız. Amed buna öncülük edebilir. 
 
Biz bu süreci sahipleniyoruz. Üzerimize düşen görev, rol ve misyonun da farkındayız. Yerellerin, sivil toplum örgütlerinin, kanaat önderlerinin, acı yaşamış insanların bu süreci sahiplendiklerini gözlerinden görebiliyoruz. Böylesi anlamlı bir sürecin içerisine girmişken bu süreci sahiplenmek, barışa ve birlikte yaşama evriltebilmek de hepimizin ortak görevidir. Sadece devlet mekanizmaları, örgütün ya da uluslararası kuruluşların değil, en çok da yerelin söz sahibi olması gerektiği bir süreç. Sadece Amed için değil, İstanbul, Ankara, Manisa, Trabzon, Rize için de söylüyorum. Bu topraklar bence kana doydu. O yüzden buranın barışı da muazzam bir barış olacaktır. Ama eşit, sahiplenici, uzlaşıcı ve demokratik bir dil kullanarak bunu başarabiliriz. Yerellerden başlayarak merkeze doğru giden ve yerelleri merkezileştiren bir süreç yaşamak zorundayız. Amed buna öncülük edebilir. Amed binlerce yıllık tarihinde bir çok şeye öncülük etmiştir. Dünyanın ticaretine, kültür ve medeniyetine öncülük etmiştir. Şimdi tam da barışa öncülük edebilecek bir kenttir. 
 
Bizim derdimiz kimin cumhurbaşkanı olup olmaması değil, kimin iktidar ya da muhalefet kalması değil. Biz onurlu bir yaşam peşindeyiz. Bütün halkların ve inançların birbirini kırmadan, incitmeden ve tamamıyla sevgi bağlarıyla bir yaşamı örebileceğine inanıyorum. Bunun öncüsü olmak bizim için onur vericidir. Biz bunun öncüsü olabiliriz. 
 
Muhalefete bu süreçte nasıl bir rol düşüyor? 
 
Serra Bucak: Muhalefetin işi zor, ana muhalefetin işi daha zor. Ana muhalefetin yer yer kendi içine kapanması söz konusu. Sanki iktidar barışı, Kürt sorununda çözümü ve demokratikleşmeyi dile getirdiğinde nasıl bir pozisyon alacağını (muhalefet) tam olarak kurmuş değil. Bu da kaygı verici bence. Tamamen bu kaygılardan uzaklaşması gerekiyor. Bu süreç sadece iktidar partisinin ve onun ortağının yürüttüğü bir süreç değil. Onları da aşan bir süreç. Bir bütün Türkiye’yi ilgilendiren bir süreç. Tüm siyasi partileri, parlamentodaki tüm siyasi partileri, grupları ilgilendiren bir süreç. DEM Parti aylardır aslında o partileri de ziyaret ediyor. Tüm kesimlerin katılabileceği bir süreç. O yüzden ana muhalefet kendi kaygılarından, iktidar kaygılarından vazgeçecek bir noktada olmalı. Bu ülkenin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun da barışçıl bir çözümü olması gerekiyor. 
 
 
Gelinen aşamada kimsenin kendi çıkarı ve iktidarı doğrultusunda, koltuk kaygısı doğrultusunda bu ülkenin en önemli meselesine yön vermeye hakkı yok. İktidar da ana muhalefet de diğer muhalefet partileri de rol üstlenmeli.
 
Mesela CHP neden bir rapor hazırlamıyor? Neden "Kürt sorununda bizim bizim manifestomuz budur" dediği bir raporu yok? Buna çok ihtiyaç var. Bu raporun kendisi başka muhalif partilere örnek olmalı. Onun çıkarmış olduğu bir rapor başka bir partiyi etkileyecek. O rapor başka bir sivil toplumu etkileyecek, iş insanları etkileyecek. Yani muhalefetin durmaması gerekiyor. Kendi kısıtlı mecrasında kalmaması gerekiyor. Kendi öz gündemlerine dönmemesi gerekiyor. Aksine "iktidar olur muyuz, olmaz mıyız" kaygısıyla hareket etmemeli. CHP hangi katkıyı ve önermeleri yapmalı... bunu büyütmeli. Yani artık gelinen aşamada kimsenin kendi çıkarı ve iktidarı doğrultusunda, koltuk kaygısı doğrultusunda bu ülkenin en önemli meselesine yön vermeye hakkı yok. Bu ülkenin en önemli meselesini aslında Türk ve Kürt anneleri çok net özetliyor. Kürt ve Türk anneleri bir araya geldi. Yakın zamanda grup toplantısında bir anne çok önemli şeyler söyledi. Ki bunlar acı çekmiş, evlatlarını kaybetmiş anneler. Başka anneler evlatlarını kaybetmesin diye bu önemli sorumluluğu üstleniyorlar. Dolayısıyla bu ülkedeki hiçbir siyasi parti, bu annelerin kaygısını görmeden ya da onların taşıdığı sorumluluğu görmeden bir siyaset yapma hakkı yok. Bu açıdan iktidar da ana muhalefet de diğer muhalefet partileri de rol üstlenmeli. Kaygılardan uzak bir yol haritası çizmeleri ve kendi öz yol haritalarıyla bütünleşmeleri gerekiyor. Kendi kitlelerini de ikna etmeleri gerekiyor. Örneğin ana muhalefet açısından kendi kitlesini ikna etmek çok çok önemli. Bu iktidar için de çok önemli. Şimdiden bunun çalışmalarının yapılması gerekiyor. 
 
Sürecin başarıya ulaşması Amed'e ve bölgeye nasıl yansır?
 
Serra Bucak: Kuşkusuz son derece pozitif etkileri olur. Bir kere ülkede çok derin ekonomik kriz var. Bu bizim işlerimizi de derinden etkiliyor. Ekonomik sorunların çözümü, toplumun refahı ve toplumun kalkınması için çok önemli bir şey olur. Yine istihdam, gençleri bekleyen projeler, eğitim... Önemli meselelerden bir tanesi Kürt kimliği ve Kürtçeyle barışma. Bu demokratik çözüm ortamında Kürt dilinin ve kimliğinin artık ötekileştirilmediği, başka dillerin ve kimliklerin de ötekileştirilmediği bir ortama kavuşacağız. Bu toplum için çok önemli. Toplum bir barış ortamına kavuşacak. Diller ve kültürler gelişebilecek ve büyüyebilecek. Yasaklar ortadan kalkacak, cezaevlerinin kapısı açılacak. Hem topluma hem Amed’e hem bölgemize hem Kürt halkına önemli bir nefes aldıracak. Bir arada çalışmaların önünü açacak, bir araya gelmelerin önünü açacak, müzakerelerin ve yakınlaşmanın önünü açacak. Buna ihtiyacımız var. Kürtlerle ve içerisinde barındırdığı halklarla barışarak yol alması Türkiye’yi bölgede önemli bir aktör haline getirecektir. Bu kaçınılmaz. Kendi barışını, huzurunu, demokratikleşme sürecini gerçekleştirebilmiş bir ülke kesinlikle Ortadoğu’da kazanan ve Ortadoğu’yu da aynı zamanda barışçıl ve demokratik bir ortama getirebilen bir mekanizma olacaktır. Burada ortaya çıkan bir demokratik atmosfer, aynı zamanda Ortadoğu halkları için umut olacaktır. Yine Ortadoğu’daki gelişmeler açısından çok önemli olacaktır. Rojava’nın statüsü ya da Suriye’nin demokratik bir düzene kavuşması için önemli olacaktır. 
 
 
Kürtlerle barışmak Türkiye'yi bölgede önemli bir aktör haline getirecektir. Demokratik atmosfer aynı zamanda Ortadoğu halklarına umut olacak. Artık yatırımları, kültür-sanatı ve zenginlikleri konuşacağız. 
 
Doğan Hatun: Artık yatırımların, eğitim düzeyinin, kültür-sanatın ve zenginliklerin konuşulabileceği bir süreç başlıyor. Bu süreç, çatışmalı süreçlerin ve tekçi yapıların hepsinin bertaraf edildiği, yeni bir sistemin inşasının başladığı bir süreçtir aynı zamanda. Belki de ülkedeki bütün siyasi partilerin rengini değiştirecek. Belki tabelaların renklerini dahi değiştirecek bir süreç başlıyor. Televizyon programlarında Türkiye'nin turizm noktasında Ortadoğu’da hangi pozisyonda olduğu tartışılacak. Veyahut farklı kültürlerin bir ülkeyi nasıl zenginleştirdiğini konuşup ve tartışacağız. Çözüm önerileri bulacağız. Elbette bu barış süreci meşakkatli bir süreçtir. Ancak Kürt sorununun çözülmesi kendisiyle birlikte Ortadoğu’nun bir bütününde yeni bir çözümleme de getirecektir. Bu Suriye halkları için de Irak halkları için de İran halkları için de Filistin halkları için de geçerlidir. Bu demokratikleşme sadece Türk-Kürt halkları içinde bir anlaşmaya bağlanan bir hikaye olmayacaktır. Bu zincirleme bir ağdır. Kendisiyle birlikte herkese emsal olabilecek ve herkesi bu demokratik zemine taşıyabilecek bir şeydir. Motorize güç biziz. Bu motorize güç, doğru bir şekilde işlediğinde Ortadoğu başta olmak üzere bütün dünyaya emsal olabilecek bir güzellikler silsilesi ortaya çıkacaktır. Bence bütün dünya halkları buna hazırdır ve bunun işaret fişeği 27 Şubat’taki deklerasyondur. Yerel yönetimler olarak üzerimize düşen bütün vazifeleri yerine getirmek ve halkımıza layık olmak için bütün gücümüzle seferber olacağız.
 
MA / Azad Altay - Müjdat Can 
 

Diğer başlıklar

10:52 Ailelerden İmralı'ya gitmek için başvuru
10:37 Gardiyan saldırısından şikayetçi olunca sanık durumuna düştü
10:00 Koçerlerin zorlu yolculuğu başladı
09:55 Gazeteci Kanbal hakkında dava açıldı
09:23 Kürt sorununun çözümünde heba edilen süreçler
09:08 Gabar'da orman kıyımının yeni görüntüleri
09:07 Semt pazarındaki yurttaşlar: Çözüm Öcalan’ın çağrısında
09:06 Dicle Anter: Sırrı gerçeklerle yüzleşilmesi için savaştı
09:05 Antalya'daki cezaevlerinde 90 hasta tutsak var: Serbest bırakılmalılar
09:04 Şirnex’te öldüren sağlık hizmeti: Ekipman ve doktor yok
09:03 Uluslararası Kadın Yönetmenler Festivali: Dayanışma güçlendiriyor
09:02 Tutsak yakınları: Gözümüz televizyonda büyük barışı bekliyoruz
09:01 ‘Umut hakkı düzenlemesi tartışmasız atılması gereken adımdır’
09:00 09 MAYIS 2025 GÜNDEMİ
08:30 31 yıl sonra memleketinde coşkulu karşılama
08/05/2025
23:44 ‘Suriye’de 5 ayda 5 bin 500 sivil öldürüldü’
22:48 SOHR: Silahlı gruplar Şam’da yurttaşların evlerine el koydu
22:07 Birçok kentte Abdullah Öcalan posterleri asıldı
21:34 Êlih’te kadınlar buluştu: Kayyım zihniyetine karşı dayanışacağız
21:22 Wan’da Kürt Dili Bayramı şöleni
21:08 Yeni Papa Robert Francis Prevost oldu: Barış sizinle olsun
21:02 Federe Kürdistan’da yaşamını yitiren Işık’ın taziyesine kitlesel ziyaret
20:57 Sırrı Süreyya Önder anısına Beynelmilel gösterimi
20:54 ‘Kürtçe hukuk literatürünün oluşturulması gerekiyor’
19:32 15 yaşında girdiği cezaevinden 46 yaşında çıktı
19:21 Eskişehir'de kadın katliamları protesto edildi
19:15 Dêrsim Belediye Eşbaşkanı Birsen Orhan davasında karar
19:03 Türkiye ile Irak arasında 11 anlaşma imzalandı
18:55 Taciz failine verilen cezanın bozulması protesto edildi
18:45 Şarbajêr’de bir kolber katledildi
18:10 ‘Cezaevinde kalamaz’ raporu dikkate alınmadı: Elisa Ayık tahliye edilmedi
17:44 Qoser Meclisi: Zeyni İpek, araçları yandaşlara peşkeş çekmek için istedi
17:36 Qoser’de bir öğretmen öldürüldü
17:21 Pasûr Belediyesi eşbaşkanları halk buluşması düzenledi
17:12 DEM Parti’den kayıt dışı çalışma koşullarının tespiti için önerge
17:01 Ankara'da bir kadın katledildi
16:54 Wan'da Kürt Dili Sempozyumu düzenleyecek
16:33 Arınç’tan taziye ziyareti: Süreçte yer alanları devlet korumalı
16:01 Amed’de hukuk öğrencileri Önder’i andı
15:51 9 kadın tutsağa ‘sarılma’ ve ‘zılgıt’ cezası
15:39 CHP İl Başkanı Çelik ve 25 kişi hakkında iddianame
15:28 Mersin’de ağaç katliamına karşı nöbet
15:19 Zirai don için 'özel afet bölgesi' çağrısı
14:50 Nisan ayında 8'i çocuk, 152 işçi hayatını kaybetti
14:49 Özel’den İmamoğlu’na ziyaret
14:21 124 isimden Önder’e veda: Hepimizin yüreğine barışı yazdın
14:12 'Çocuk Hastanesi'nin deprem raporu 27 aydır gizleniyor'
14:12 Zırhlı araçla katledilen Öner davası istinafa taşındı
13:31 Hastane yolunda tutsaklara saldırı
13:12 Tutsaklara hücre cezası
12:55 Cezaevindeki şiddet davasında görüntüler istenecek
12:45 Erdoğan: Bizi kolay bir süreç beklemiyor
12:29 TBB'den avukata saldırıya tepki
12:25 Werîşe Muradî’nin tedavi hakkı engelleniyor
12:19 Avukatlardan İmralı başvurusu
12:18 Gazeteci Güneş davasında emniyetten 'bilgi' istenecek
12:14 Amed’de tutsaklar için yapılacak açıklamaya çağrı
12:05 DEM Parti'den Önder'e suikast iddialarına dair açıklama
12:02 Amed'de ArtTigris Sanat Fuarı'nın lansmanı yapıldı
11:08 Hasta tutsak Karatay'ın yeniden yargılanmasına devam edildi
11:03 Serê Gulanê etkinliklerinin startı verildi
10:57 Hindistan-Pakistan çatışmasında en az 43 ölü
10:52 'Kuyu tipi' cezaevlerine karşı açlık grevi başlatılıyor
10:43 Gazeteci Zeynep Kuray hakkında beraat kararı
10:28 Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nden İmamoğlu açıklaması
10:16 İşçiler greve gitti, çöp yığınları oluştu
10:14 GES'e karşı direnenler: Göç etmek istemiyoruz
10:05 DAİŞ’in Dêrazor’a saldırıları sürüyor
09:26 Hasta tutsak Ayık’ın annesi: Barış için önce hasta tutsaklar bırakılmalı
09:25 ‘Sürgüne’ karşı oturma eylemi başlattı
09:13 ‘Sırrı’nın cenazesine katılanlar barış mücadelesi sözünü verdi’
09:12 ‘Şiddetin son bulması için sorumluluk alınmalı’
09:08 30 yılın ardından tahliyesi ertelendi: Ölsem de pişmanlığı kabul etmem
09:06 Amed’de halk ulaşım zammına tepkili: Geri çekin
09:05 'Önder'e sözümüz; bu topraklara onurlu barışı getirmektir'
09:04 33 yıllık sürgünden sonra Amed’te sahneye çıktı
09:03 Ev ev gezerek Öcalan'ın çağrısını anlatıyorlar
09:02 Ateşkese rağmen 23 bin 369 saldırı
09:02 Dünyada barış görüşmeleri: Karşılıklı adımlarla çözüm sağlandı
09:00 08 MAYIS 2025 GÜNDEMİ
07:49 Amêdiyê Bölgesi’ne hava saldırısı
06:12 İmamoğlu'nun X hesabına erişim engeli getirildi
00:10 AYM'nin kararına tepki: Bu düzenlemeye boyun eğmeyeceğiz
07/05/2025
22:37 Suriye sahil kentlerinde 10 kişi kaçırıldı
21:33 'Özgür Özel'e yapılan saldırı araştırılsın' önergesine ret
21:21 Fed faiz kararını açıkladı
21:17 Tutsak kadınlardan Sırrı Süreyya Önder için taziye mesajı
20:47 AK’nin Türkiye raporu onaylandı
20:36 ÖHD ve TUHAD-FED: Hasta tutsakların yeri cezaevi değil hastanedir
20:01 Meclis’te 2025 yıllı ‘Sırrı Süreyya Önder Barış Yılı’ talebi
19:22 Mor Dayanışma: Bir üyemiz ajanlaştırılmaya çalışıldı
18:50 KHK eylemi 330'uncu haftasında: Sırrı’ya sözümüz barış olacak
18:47 Kadın katliamları ve cezasızlık protesto edildi
18:35 Mêrdîn’de köylüler direndi, kepçeler çekildi
18:20 ÇED raporundaki sahte fotoğraflara suç duyurusu
17:43 Emekliler TÜİK önünde: Maaşlarımız sadakaya dönüştürüldü
17:37 AYM’ye yürüyüşleri engellenen kitle oturma eylemi başlattı
17:33 Cenevre eyleminde Sırrı Süreyya Önder anıldı
17:13 İzmir’de 3 belediyede iş bırakma eylemi
17:02 Amik Ovası çiftçileri isyan etti
16:31 Önder için mevlit ve taziye
16:27 Oda ve borsalardan Sudani-Erdoğan görüşmesi öncesi 5 talep
16:21 TÜSİAD'ı ziyaret eden Özel: Bundan sonra yeni bir iktidar var
16:09 Dêrsim'de askeri operasyon
16:07 AYM'ye yürümek isteyen hayvan hakları savunucularına polis engeli
15:29 Meclis'te Önder anması: Eksik bıraktığı süreci tamamlamamız gerekiyor
14:59 AYM'den Hayvan Yasası’nın iptali başvurusuna ret
14:43 Sağlıkçılardan şiddete karşı eylem
14:40 Hayvan hakları için AYM önünde eylem
14:39 İHD’den gözaltılara tepki: Tutsaklarla dayanışma insanidir
14:10 Wan’da 15 Mayıs Kürt Dili Bayramı startı
13:48 SGDF Eşbaşkanı Müslüm Koyun tahliye edildi
13:46 Semra Güzel davasında tanık hakkında zorla getirme kararı
13:34 Bahçeli'den Önder'in Meclis'teki taziyesine ziyaret
13:24 GES'e karşı çıkan yurttaşlar kepçeleri durdurdu
13:07 Avukat İçli'ye dönük silahlı saldırıya tepki
13:02 İstanbul’da 3.4 büyüklüğünde deprem
12:34 Almanya’da Kürt üniversitesi açılıyor
12:34 Rektörden İmamoğlu diploması açıklaması
12:26 'Örgüte yardım' iddiasının 'örgüt üyeliği' kabul edilmesinde ihlal kararı
12:25 Suriye'de 24 saate 13 kişi katledildi
11:23 Gazeteci Diren Yurtsever beraat etti
10:49 JINNEWS şiddet çetelesi: 34 kadın katledildi, 14 şüpheli ölüm
10:39 Bir yılda 6 bin kişi trafik kazalarında yaşamını yitirdi
10:29 Hilal Kar’ın katiline ağırlaştırılmış müebbet hapis
10:16 Hindistan-Pakistan arası çatışma: Onlarca ölü, 3 uçak düştü
10:01 'Kadınların Ayak İzi' yürüyüşü: İşimizi istiyoruz
09:57 Cixsêliler GES’e karşı mücadelede kararlı
09:11 Önder'i anlattı: Hayalini kurduğu Demokratik Cumhuriyet'i Öcalan’ın paradigmasında gördü
09:09 Kerboran'da 3 mahalle yolu 'güvenlik' gerekçesiyle kapatıldı
09:08 Ayla Akat Ata: Önder’in mücadelesi vasiyettir
09:07 Çilek üreticileri artan maliyetlerden şikayetçi
09:06 Zeyneb Murad: Öcalan’ın çağrısı konferansa zemin hazırladı
09:02 Barış Anneleri: Önder'in mücadelesi başarıya ulaşacak
09:00 Hasta tutsaklar için 16 kentte eylem yapılacak
09:00 07 MAYIS 2025 GÜNDEMİ
06/05/2025
23:57 Yüzde 78 engelli hasta tutsak tahliye edildi
23:43 Hindistan'dan Pakistan'a saldırı
23:25 ABD ile Husiler arasında ateşkes sağlandı
23:16 Suriye’de 5 kişi katledildi
22:54 HSK için adaylar belli oldu: CHP seçimden çekildi
21:34 Suriye’de bir cezaevinde isyan çıktı
21:18 Amed’de avukata silahlı saldırı
20:57 Gazeteciler Ercüment Akdeniz ve Yıldız Tar’a ‘örgüt üyeliği’ suçlaması
20:40 Minguzzi cinayetinde iki gözaltı daha
20:36 ‘Sokak hayvanlarının katledilmesini öngören yasa iptal edilsin’
20:26 İşçilerin yürüyüşü 6’ncı gününde
20:06 Rişmîl’de GES protestosu: AKP’li başkanının istifası istendi
19:53 Trump: Husilere saldırıları durduruyoruz
19:22 Açlık grevindeki tutsakların sevk talebi karşılandı