Van'da iki haftadır AKP'ye yakınlığıyla bilinen Van Sivil Dayanışma İnisiyatifi’nin “Kadınlara pembe otobüs istiyoruz” kampanyasına tepkiler gelmeye devam ediyor. Vanlı kadınlar, bahsi geçen kampanyanın erkekler tarafından başlatıldığını ve imzalayanların da erkek olduğunu belirterek, kampanyaya tepki gösterdi. 

 

‘İKTİDARIN KADINA BAKIŞ AÇISINI YANSITIYOR’

 

Benzer bir uygulamanın Bursa’da da devreye konulduğunu söyleyen Figen Çolakoğlu, "Şimdi Van'da erkek eliyle böyle bir çalışma başlatıldı. Erkek eli diyorum çünkü bu kurulan stantlarda hiçbir şekilde kadın yok. Onunla beraber imza atan bireylerde de takip ettiğimiz kadarıyla kadın yok. Bu yaklaşım kadının yaşam alanını daraltan bir yaklaşımdır. Genel olarak toplumsal cinsiyetçilik noktasında ayrıştıran, bölen ve aslında cins kavramını çok ön plana çıkaran ve o cins kavramı noktasında kadını vuran bir nokta olarak görüyorum” dedi. 

 

Kampanyanın iktidarın ortaya koyduğu kadın bakış açısının ürünü olarak ortaya çıktığını dile getiren Çolakoğlu, şöyle devam etti: “Bir kadının ne zaman evlenebileceği, hangi saatte sokağa çıkabileceğini, neyi giyip giyemeyeceği, erkeğe karşı nasıl davranıp davranamayacağı noktasında bir takım normlar oluşturulmaya çalışılıyor. Tabi ki biz böyle politikaları ve yaklaşımları reddeden bir noktada bir yaklaşım sergiliyoruz." 

 

Böylesi ayrımcı uygulamaların önüne geçebilecek yasaların olmayışının acı verici olduğunu söyleyen Çolakoğlu, kadınların hukuksal anlamda var olan haklarının da gasp edildiğini belirterek, “O temelde bu kampanyayı şiddetle kınıyor ve karşı duruyoruz. Ve bununla mücadele etmeye de devam edeceğiz" diye ifade etti. 

 

‘ERKEKLER ÖNCE EĞİTİM GÖRSÜN’

 

Kampanya başlatılırken de kadın iradesine başvurulmadığını söyleyen Emine Bozkurt, "Yavaş yavaş adımlarla farklı uygulamalar devreye sokulmak isteniyor. Pembe otobüsün ortaya çıkması bizler açısından komik ve trajiktir. Kadınlar olarak biz bunu zaten kabul etmeyeceğiz. Kadınların ayrı araca binmesi veya nasıl giyinmesi gerektiği gibi uygulamaların erkekler tarafından yapılması kabul edilemez bir durumdur. Kadınların nasıl giyineceği, nasıl düşüneceği durumundan sonra 'İyi yürümüyorsunuz, böyle yürüseniz daha iyi olur' gibi durumlarla da karşı karşıya kalabiliriz. Biz kadınlar olarak kendi çevremize bu uygulamaların zararlarını anlatacağız” dedi.

 

Kadına yönelik şiddet ve tacizin önüne geçmek adı altında böyle bir kampanyanın başlatıldığına dikkat çeken Bozkurt, bunu şiddet ve tacizin önüne geçmek için doğru bir kampanya olmadığını belirterek, “Kampanyayı başlatan erkekler önce kendilerini eğitip, kendilerini ikna etmeleri gerekiyor. Bütün tacizi de istismarı da yapanlar erkek, böyle bir kampanyayı başlatanlar da yine erkekler. Güzel ve ahlaklı bir toplum yaratmak istiyorlarsa önce kendi beyinlerinde bu durumu gerçekleştirmeleri gerekiyor" diye konuştu. 

 

‘KADININ YOK EDİLMESİNİN İLK ADIMIDIR’

 

Pembe otobüs kampanyası başlatın erkeklerin “Kadınlar, kusurumuza bakmayın elimize, gözümüze hakim olamıyoruz” demek istediğini söyleyen Tuğba Kurt, erkeklerin kendilerine güvenlerinin az olmasından kaynaklı böyle bir kampanya başlattıklarını ifade etti.  

 

Pembe otobüsün Van’da hayata geçmesi durumunda benzer uygulamaların yaşanmaya devam edeceğine vurgu yapan Kurt, "Yeni adımlar, 'bütün kadınlar çarşafla dışarıya çıksınlar ya da evden hiç çıkmasınlar. Kadınlar her zaman bize göre hareket etmeli' olacaktır. Bu bana göre kadını tamamen yok etmenin ilk adımlarıdır. Onun için karşıyız. Bütün kadınların kendi gelecekleri için buna karşı çıkması gerekiyor" dedi.

 

KADINI İZOLE EDEN BİR UYGULAMA'

 

Pembe otobüs uygulamasını ayrımcı ve cinsiyetçi olduğunu belirten Eylem Uca, şunları dile getirdi: "Tacize uğramamak için izole edilmesi gerekenlerin kadınlar değil, tacizi uygulayanların yargılanması gerekiyor. Maalesef ülkemizde yargı bu anlamda biraz tersten işliyor. Biz bunu kabul etmiyoruz. Ötekileştirilmesi gereken, alanları kapatılması gerekenler asla kadınlar değildir. Evlerimize çekilmeyeceğiz ve bu uygulamayı kabul etmiyoruz. Ulaşabildiğimiz insanlara bu uygulamanın ne kadar ayrımcı, cinsiyetçi ve kadını izole eden bir uygulama olduğunu anlatacağız." 

 

‘İMZALARI ERKEKLER ATIYOR’

 

Kampanyayı trajikomik olarak değerlendiren Seher Kadiroğlu ise, "Kampanya erkekler eliyle yapılıyor. Stantların başında erkekler duruyor. İmzaları erkekler atıyor. Tacizi de erkekler yapıyor. Hiçbir kadının bu uygulamayı isteyeceğini düşünmüyorum. Pembe otobüs uygulamasında, bunu uygulayan ve uygulamayan kadınlar ayrı ayrı sorunlarla karşı karşıya kalacaktır. Özellikle bunu tercih etmeyecek, karşı duracak kadınların tacizi hak ettiği düşüncesi kamuoyuna verilecek” diye ifade etti. 

 

Kadını ve kapatan, ötekileştiren bu kampanyadan vazgeçilmesi çağrısı yapan Kadiroğlu, “Erkeklerin böyle bir talebinin olması çok düşündürücüdür. Bunun için pembe otobüsten önce bence erkeklerin kadınlara dair istismar ve tacizlerine son vermesi için çalışmalar yapılsın" diye belirtti.  

 

‘SONUNA KADAR MÜCADELE EDECEĞİZ’

 

Mesude Demir ise, kampanyayla suçlu olanı değil de mağdur olanın toplumdan izole edilmek istendiğine dikkat çekerek, şunları söyledi:  "Bu eril zihniyetin yapmak istediği bir durumdur. Kadınlar bugün ayrı otobüse binecek yarın da ayrı bir hastaneye gidecek. Bu, ülkeye getirilmek istenen sistemin bir ayağıdır. Yapmak istedikleri bu son verilen fetvalarla bağlantılı bir durum. Yıllardır bu ülkede laik sistemi, seküler sistemi yok edip daha şerri bir duruma dayanan bir sistem geliştirilmek isteniyor. Böyle bir zihniyet olabilir mi? Niye kadın başka bir otobüse binsin ki?  İstismarı ve tacizi yapan erkekler, kadınları katledenler erkekler kravat takarak saygın tutum indiriminden yararlanırken, bir kadın neden pembe otobüse binmek zorunda kalsın ki? Bu tacizciyi, istismarcıyı aklamadır. Bu uygulama kadın pembe otobüse binmezse 'taciz ve istismarda bulunabilirsin' anlamına gelmektedir. Bu sakat zihniyete karşı her zaman mücadele edeceğiz. Kadınlar olarak bu uygulama ile sonuna kadar mücadele edeceğiz."