Koçyiğit: Barış isteyenler savaşı başlatanlar kadar cesur olmalı

img
ANKARA - AKP-MHP blokunun “barış aklına karşı savaş aklını” devreye koyduğunu belirten HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Savaşı başlatanlar kadar cesur olmak zorundayız. Bugün korkup kafamızı kuma gömersek yarın çocuklarımızın yüzüne bakamayacağız” dedi.
 
Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik başlattığı operasyona ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Koçyiğit, operasyonun söylendiği gibi “güvenlik” kaygısından kaynaklanmadığını belirtti. “Şuana kadar Kuzey ve Doğu Suriye’den hiçbir eylem, hiçbir girişim olmadı” diyen Koçyiğit, “Aksine orada yaşayan halklar ve yapılar, Türkiye ile iyi ilişkiler geliştirmek istediklerine dair açıklamalar yapıyordu. Suriye’nin toprak bütünlüğü içerisinde var olmak istediklerini ve Suriye yönetiminin demokratikleşmesini istediklerini beyan ediyordular. Taleplerin hiçbiri uluslararası hukuk açısından sorunlu değil. Oradaki Kürtler ayrılacağız demiyorlar. Suriye’nin bütünlüğü içerisinde demokratik, özgürlükçü bir yaşam inşa etmek istiyorlar. Biz soruyoruz nasıl olurda bunu isteyen, bu yaşamı kurmak isteyen bir yapı Türkiye açısından bir tehdit oluşturuyor?” diye konuştu. 
 
‘IŞİD KOBANÊ’DEYKEN RAHATSIZLIK DUYMADILAR’
 
Operasyon öncesine kadar sınır kentleri olan Nusaybin, Suruç ve Ceylanpınar’da hiçbir tehdit olmadığını ve halkın günlük yaşamını sürdürdüğünü söyleyen Koçyiğit, 2014 yılında DAİŞ’in Kobanê’ye saldırdığı dönemleri hatırlattı. Koçyiğit, o tarihlerde yaşananları şöyle özetledi: “IŞİD Kobanê’ye saldırdığı o dönemlerde biz sınırda nöbetteyken IŞİD tarafından atılan havan toplarında arkadaşlarımız yaralandı ve Türkiye o zaman rahatsız olmadı, oraya müdahale etmek istemedi. IŞİD ile komşu olmaktan, onun oradaki varlığından endişe duymadı. Aksine Kobanê’nin düşeceğine dair ifadeler bu ülkede söylendi. Ama hem Türkiye hem de Kürdistan halklarının mücadelesi sonucu Kobanê düşmedi ve IŞİD’in yenilgisinin başlangıç noktası oldu. Kobanê’den sonra IŞİD yenilmeye başladı.” 
 
‘KÜRT-TÜRK BİRLİKTELİĞİNE ZARAR VERİYOR’
 
Operasyonun Kürt ve Türk halkları arasındaki birliğe ve kardeşliğe zarar verdiğini kaydeden Koçyiğit, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın 18 Haziran’da avukatları aracılığıyla gönderdiği mesaja atıfta bulundu. Öcalan’ın Kürt-Türk ilişkilerini Malazgirt’ten ele aldığını anımsatan Koçyiğit, şunları söyledi: “Sayın Öcalan tarihsel Kürt ve Türk kardeşliğinden, birlikteliğine dikkat çekiyor. Bin yıllardır burada yaşıyoruz. Türkler Orta Asya’dan geldiklerinde Kürtler ev sahipliği yaptı ve kapılarını açtı. Hiçbir şekilde bu coğrafyada Kürt-Türk kavgası da yoktu. Ne yazık ki Cumhuriyetin kuruluşundan sonra mevcut sistemin bütün farklılıkları reddeden çizgisi nedeniyle gittikçe tırmandı. Kürt sorunu ve diğer halkların sorunları da onunla ilintilidir. ‘Kürtlere anayasal hukuk içerisinde yer açmaya çalışıyorum’ diyor sayın Öcalan, ‘Kürtlerin hakkı ne olacak’ diye soruyor. Tabi ki bir kardeşlik hukuku ve Kürt-Türk birliğini ilerletecek bir hukuk olması gerekiyor. Ancak bu hukukunda bir zemine dayanması gerekiyor. Bugün devletin çözümsüzlükte abarttığı mesele çok kolaylıkla çözülebilir. Yurttaş olmaktan, halk olmaktan kaynaklı haklarını verdiğiniz zaman ve anayasal güvenceye aldığınız zaman bu ülkede Kürt sorunu diye bir sorun kalmayacak; ne yazık ki hükümet bunu yapmak yerine ateşe benzinle gidiyor ve bu savaşı körüklüyor.”
 
‘BARIŞ AKLINA KARŞI SAVAŞ AKLI’
 
Öcalan’ın yine avukatları aracılığıyla ilettiği mesajda çatışma ve savaş politikalarındaki ısrar nedeniyle yaşanan gidişatı kaygı verici gördüğüne dikkat çektiğini anımsatan Koçyiğit, “Sayın Öcalan değerlendirmelerinde Rojava’ya ‘Türkiye’nin hassasiyetlerini koruyun’ diyordu. Diplomasiyle sorunların çözümünü öneriyordu. Sayın Öcalan’ın, ‘Kürt-Türk kardeşliğini tesis etmek istiyorum’ ve ‘Çatışmalı süreci bir haftada sonlandırırım’ demesinin ardından görüşmeler sonlandırıldı. Bugün bir savaşın içerisindeyiz. Barış aklına karşı savaş aklı var. Bu savaş aklı kendini her yere yaymak istiyor. Sistem kendini savaşla devam ettirmek istiyor. Türkiye’deki rejim savaşsız ve çatışmasız devam edemeyecek bir hale gelmiş” diye konuştu.
 
‘KARANLIĞA SÜRÜKLENİYORUZ’
 
Kürtlerin hiçbir halkla sorunu ve düşmanlığı olmadığının altını çizen Koçyiğit, devamla şunları söyledi: “Kürtler açısından barış için mücadele etmek çok önemli. Kürt sorununun muhatapları Türkiye halklarıdır. Kürt sorununun muhatap alması gereken Meclis’tir, bu ülkenin sivil toplum kurumlarıdır. Ancak bugün Kürt sorununda çıkmaz sokağa itilmiş durumdayız. 40 yıllık çatışmalı süreç üzerine birde diğer parçalarda Kürtlerin kazanımlarına yönelik saldıran bir rejimle karşı karşıyayız. Türkiye kendi Kürt sorununu çözmek yerine Kürdistan’daki diğer Kürtlerin kazanımlarını yok ederek, ilerlemeye çalışıyor. Burası bir çıkmaz sokak. Sayın Öcalan buna işaret ediyor, gelen tehlikeyi gördüğü için, bir Kürt-Türk kavgası başlayacağını gördüğü için bunu engellemeye dair sözler ifade ediyor. Ne yazık ki bunu anlayacak, buna doğru yaklaşacak, bu çözüm aklını değerlendirecek, barış elini tutacak akıldan yoksunuz. Bu savaşı Kürt sorununun daha da derinleştiği ve kaotikleştirdiği bir süreç olarak değerlendirmek gerekiyor. Gittikçe yeni çıkmaz sokaklar ve karanlıklara doğru sürükleniyoruz.” 
 
‘KÜRDÜ DÜŞMAN OLARAK GÖRÜYORLAR’
 
Koçyiğit, AKP-MHP blokunun Kürtlerin bir daha söz kuramadığı, kendileri adına hiçbir talepte bulunamayacağı bir nizam kurmak istediğini vurguladı. “Bu operasyon dört parça Kürdistan ve diasporadaki tüm Kürtlerin sesini kısmaya ve onların tüm demokratik taleplerini bastırmaya yönelik bir hamledir” diyen Koçyiğit, şöyle devam etti: “Temel hedefi Kürt varlığını yok etmektir. ‘Biz Kürtlere karşı değiliz’ sözleri bir yalandır. ‘Kürtlere karşı değilseniz niye Kürtlerle savaşıyorsunuz, Kürtlere karşı değilseniz niye Japonya’daki Kürtçe derslere kızıyorsunuz, Kürtlere karşı değilseniz Güney Kürdistan’daki referandumda neden sınırları kapatmakla tehdit ettiniz, Kürtlere karşı değilseniz neden bugün Diyarbakır, Van ve Mardin’de kayyum atadınız’ diye sormak lazım. Kürtlere karşı olmak ve Kürdü düşman olarak görmek var. Hiç kimse bu gerçeği çarpıtarak kendini aklayamaz. Kürtler de bu gerçeği görüyor.”
 
‘SİNDİRMEYE ÇALIŞIYORLAR’
 
Operasyondan sonra başlatılan soruşturma, gözaltı ve tutuklamalara dikkat çeken Koçyiğit, “AKP çok uzun süredir hukuki olmayan adımlar atıyor, biz bunun suç olduğunu dile getirdiğimizde suç oluyor. Şimdi Suriye topraklarına giriyor, uluslararası hukuka göre bir başka ülkenin toprağına izinsiz girdiyseniz bunun adı işgaldir. Buna işgal diyoruz. ‘Niye işgal diyorsunuz, biz işgalci değiliz’ diyorlar. Hakikaten bir paradoks” dedi.
 
“Barış diyenleri, savaşı durdurun diyenleri zapturapt altına almak istiyorlar. Gözdağı, korkutma, sindirme operasyonuyla sahada sonuç almak istiyor” diyen Koçyiğit, değerlendirmesini şöyle sonlandırdı: “Oysaki bu toplumun çok büyük bir kesimi bu savaşa karşı. Atılan her kurşunda  kendi ekmeğinden eksildiğini, atılan her kurşunla işsiz kalacağını biliyor. Atılan her kurşunun bu ülkenin geleceğini karanlığa ittiğini çok iyi görüyor. Açıklama yapan, söz söyleyen tüm çevreleri baskı altına almaya çalışıyorlar.
 
SAVAŞI BAŞLATANLAR KADAR CESUR OLMALIYIZ
 
Her birimiz bu haksız, hukuksuz ve vicdansız savaşı başlatanlar kadar cesur olmak zorundayız. Bu savaşın hepimizin, çocuklarımızın geleceğini, bölge halkının geleceğini kararttığını söyleyecek kadar cesur olmak zorundayız. Bugün eğer korkarsak ve kafamızı kuma gömersek, yarın ne çocuklarımızın yüzüne bakabiliriz ne de yaşayacağımız bir ülke kalır. Demokratik kamuoyunun, barış severlerin, savaş karşıtlarının bir araya gelmesi ve bu AKP-MHP iktidarının kendini kurtarma operasyonuna, savaşına hayır demesi gerekiyor. Tek kurtuluş yolu budur.”
 
MA / Berivan Altan