Gençler: HDP'nin çağrısına sahip çıkmalıyız

img

İSTANBUL - Eğitim, istihdam, kültürel, en önemlisi ise geleceklerine yönelik bir belirleme yapamamalarının en büyük sorunları olduğunu belirten gençler, sorunların çözümü için HDP’nin çağrısının önemli olduğunu belirterek, "Geleceğimiz için taş üstünde taş koyarak bu çağrıyı sahipleneceğiz" dedi. 

Türkiye siyasal, sosyal ve ekonomik olarak tarihinin en derin krizini yaşarken HDP’nin 31 Ağustos’ta açıkladığı “Barışa Çağrı Deklarasyonu” bir çok kesime umut oldu. 1 Haziran'da “Hep birlikte” şiarıyla 9 başlık etrafından açıklanan “Demokratik Tutum Belgesi”nin 3 aylık çalışması sonucunda hazırlanan deklarasyon, yaşanan krizlerin aşılmasında toplumsal barışın önemine de dikkat çekildi. 
 
“Demokratik Tutum Belgesi”nin 9 başlıktan biri olan “Hep birlikte gençler için” şiarı ise gençlerin sorunlarına değinilerek,  sorunları çözüm için “Gençlerin geleceklerini özgürce belirlemelerinin önünü açan; eğitim, istihdam, kültürel ve gündelik hayata dair her konuda gençleri söz, yetki ve karar sahibi kılan siyasal ve idari düzenlemelerin” gerekliliğine vurgu yapıldı. 
 
Gençlerin sorunlarını ve yaşanan sorunlar karşısında HDP’nin açıkladığı “Barışa Çağrı Deklarasyonu”nun önemini gençlik örgütleri değerlendirdi. 
 
ÜNİVERSİTELER ABLUKA ALTINDA
 
Türkiye’deki gençliğin büyük bir “geleceksizlik” içerisinde olduğunu söyleyen Öğrenci Faaliyeti Üyesi Lizge Biter, geleceksizliğin en büyük nedeninin de güvenlikçi politikalardan kaynaklandığını belirtti. Yaşanan ekonomik krizin üniversite öğrencilerinin harçlarla boğuşması, öğrencilerin ağır koşullarda çalışması anlamına geldiğini aktaran Biter, iktidarın güvenlikçi politikaları gerekçe göstererek, üniversiteleri abluka altına aldığını söyledi. Biter, “Üniversiteler; özgür ve bilimsel bir alandan uzaklaştırılarak iktidarın arka bahçesi haline getirilmeye çalışılıyor. Gençliğe kendi öznesi olduğu üniversitelerde dahi söz hakkı bırakılmıyor. Kayyımların, üniversitelerdeki yansıması rektör oluyor. YÖK, polis, medya ablukası içerisinde kendi sözünü söylemeye çalışan, özgür yarınları inşa etmeye çalışan bir gençlik var” dedi.
 
ÇAĞRI GENÇLİK İÇİN ÖNEMLİ 
 
İktidarın sıkıştıkça demokratik tepkileri ve yan yana gelişleri engellediğini vurgulayan Biter, yaşanan saldırılar karşısında “Yaşasın halkların kardeşliği” sloganında vücut bulan bir duruşun önemine dikkat çekti. Bu anlamıyla HDP’nin “Barışa Çağrı Deklarasyonu”nun geleceği geleceksiz bırakılan gençlik için çok kıymetli olduğunu söyleyen Biter, “Böyle bir atmosferde yan yana gelişleri ne kadar engellemeye çalışsalar da bu geleceksizlik böyle gitmeyecek diyor gençlik. Gençlik, taş üstünde taş koyarak bu çağrıyı sahiplenecektir” diye konuştu.
 
DEVLET AKLININ ÜRÜNÜ 
 
Gençliğin yaşadığı sorunlara dikkat çeken Gençliğin Devrimci Güçleri (Dev-Güç) Üyesi Beritan Kurt da, gençliğin ve ülkede yaşanan krizlerin temelinde krizleri daha da derinleştiren devlet aklının bir ürünü olan güvenlikçi politikalarından kaynaklandığı söyledi. Kürt düşmanlığı üzerinde gerçekleşen bu politikaların siyasal, ekonomik ve sosyal olarak her yere sirayet ettiğini vurgulayan Kurt, en çok sirayet eden kesimlerin başında ise gençliğin geldiğini aktardı. Kurt, “Türkiye’deki en dinamik gücü gençlik, iktidarın bu güvenlik politikası altında yürüttüğü geleceksizliğe dair bir söz söylediğinde de baskı ve sindirmeyle susturulmaya çalışılıyor” dedi. 
 
'DEVRİMCİ BİR GÖREVDİR'
 
“Karşımızda savaşta ve yıkımda ısrarcı bir iktidar var. HDP'nin deklarasyonu aslında bu yıkıma karşı bir çizgiyi netleştiriyor” diyen Kurt, HDP’ye yönelik gerçekleşen operasyonlara da dikkati çekerek, “Baskıya ve zora dayalı sistemini kinle geliştiren iktidara karşı HDP'yi sahiplenmek ezilen tüm kesimlerin karşısına devrimci bir görev. Bu saldırılar gençliğin önüne, faşizmi yenecek antifaşist bir birlikteliği koyuyor. Güvenlikçi politikaların yarattığı ablukayı kırmak için gençliğin yeni alternatifler bulması gerekiyor. Bu mücadele gençliği faşizmin taktik yönetiminden çıkaracak olan meşru militan hatla olacak. Gençlik çağrıya bu temelde sahiplenmeli” ifadelerini kullandı.  
 
EĞİTİM BİLİMDEN UZAKLAŞTI
 
“Emek sömürüsünden tutun işsizliğe, işsizlikten tutun özgürlüğünün elinden alınmasına ve oradan intiharlara…” diyerek gençliğin içinde bulunduğu durumu açıklayan Devrimci Öğrenci Birliği (DÖB) Üyesi Muhammed Hizmetçi ise, gençliği bu duruma sürükleyen nedenler hakkında bilgilendirmelerde bulundu. Sermayenin eğitimin üzerinde tarih boyunca etki ettiğini ancak Türkiye’de AKP iktidarıyla eğitimin bilimsellikten uzaklaşarak ırkçı ve faşist argümanlarla giderek gericileştiğini belirten Hizmetçi, “Eğitim sistemi Türkiye’de ki sermaye sınıfının çıkarlarına göre şekilleniyor. Pandemi döneminde de iktidarın eğitim politikaları dibe vurdu. Öğrencilerin çoğu eğitimden mahrum kaldı. Artık eğitim sisteminin rolü; tüm sosyal vasıflarımızdan ve becerilerimizden körelmiş bir hale getirmek üzerine kurulmuştur. Üniversitelerde bilim üreten akademisyenler uzaklaştırılarak, iktidara yakın akademisyenlerle dolduruldu. Bilimsel eğitimi, sosyal bilgiler eğitimi, felsefe eğitimi düşünmeyi engelleyen bir biçimde veriliyor” diye belirtti. 
 
SORUNLARA CEVAP ARAYIŞI
 
HDP’nin “Demokratik Tutum Belgesi” sonucunda açıkladığı deklarasyonu, “Türkiye’deki halkların yaşadığı sorunlara cevap arayışı” olarak değerlendiren Hizmetçi, “HDP, Demirtaş'ın tutuklanmasından bu yana inanılmaz bir saldırı sürecinden geçti. Bu saldırılar tek başına HDP'ye yönelik bir saldırı değil, tüm toplumsal muhalefete yapılmış saldırılardı. Bu açıdan bildirgede yer alan maddeler evet bu ülkede yaşanan sorunların çözülmesi için bir arayıştır. Peki, bu topraklarda toplumsal bir devrim olmadan bu çağrı yerini bulacak mıdır? Bence bulmayacaktır. Çünkü çok ciddi bir saldırı dalgası altındayız ve adeta yaşadığımız yaşam alanları ateş altında. Sokakta yürüyen insana bile devlet terörünün uygulandığı böylesi bir süreçte demokratik zeminde çözüm bulunacağına inanmıyorum” dedi. 
 
'GENÇLİK YOL AÇICI OLMALI'
 
Topyekun faşizmin örgütlendiği bir sürecin yaşandığı ve faşizmin kara gömleklilerini örgütleyip son kanlı kapışmaya yönelik bir hazırlanma içinde olduğuna dikkati çeken Hizmetçi, “Faşizme karşı en geniş kesimlerin birlikteliğine ihtiyaç var. Ve gençlik hareketleri burada her zaman olduğu gibi yine yol açıcı olmalıdır. İşçi sınıfı ve halkların kendi sözünü söyleyebildiği demokratik ve gelecek iktidarı kurabileceğimiz bloklara ihtiyacımız var. Buna antifaşist mücadele hattı da temel bir güç olacak. Ezilen halklar özgür olmak istiyor, barışı istiyor. Bu da ancak sokaktaki mücadeleyle mümkün olacaktır. Sokakta gösterilen son pratikler, cüretli eylemler de bunun dayanağıdır” diyerek HDP’nin çağrısını sokaktaki mücadelenin kararlığının belirleyeceğini söyledi.
 
MA / Naci Kaya - Ferhat Çelik