Çatışmanın ortasında yaşayan kadınlar: Kentimizi terk etmeyeceğiz

img

MARDİN - Dört gündür yoğun çatışmaların yaşandığı sınır hattındaki Nusaybin’de günlük yaşamlarını sürdüren kadınlar, operasyona tepki göstererek, her şeye rağmen kenti terk etmeyeceklerini vurguladı. 

 
Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye'ye 9 Ekim tarihinde başlattığı operasyonun ardından sınır kenti olan Mardin’in Nusaybin ilçesinde bombardıman ve silah sesleri hiç susmadı. Qamişlo kentinin hemen bitişiğinde yer alan bölgede yer yer şiddetli çatışmalar yaşanıyor. Tüm bunlara rağmen günlük yaşantısına devam eden yurttaşlar, ilçeyi terk etmemekte ısrarlı. 
 
'HEP BARIŞ DEDİK’
 
Sokak ortasındaki tandırda ekmek pişiren kadınlardan Meryem Türk de bunlardan birisi. İki gün önce yakınlarına bir havan mermisinin düştüğünü kaydeden Türk, savaş istemedikleri halde her türlü haksızlığa maruz bırakıldıklarını belirtti. Tek isteklerinin barış olduğunu vurgulayan Türk, “Yıllardır barış istemek dışında bir şey yapmadık. Çocuklar ve kadınlar ölüyor. 10 yaşındaki çocuk ne yaptı ki bu savaşın sonuçlarını yaşıyor? Yıllardır bomba ve kurşunların altında yaşıyoruz. Biz huzur istiyoruz" diyerek, çatışmaları son bulmasını istedi. 
 
'KİMSENİN ÖLMESİNİ İSTEMİYORUZ’
 
4 gündür bomba ve kurşun sesleri altında uyumak zorunda bırakıldıklarını dile getiren Şükriye Doğan ise, yaşanan ölümlere değindi. “Biz savaş çıksın, insanlar ölsün istemiyoruz” diyen Doğan, tepkisini şöyle sürdürdü: “Yeter artık. Üç yıl boyunca yasak altında kaldık. Her gün o kadar bomba ve tank geliyordu üstümüze ama biz kaçmadık. Biz ne onların ne başkalarının ölmesini istemiyoruz. Anneler ölüm istemiyor, kan aksın istemiyor. 4 gündür yüreğimiz yanıyor. Bunları başımıza getirmeye hakları yok. Bizden ne istiyorlar? Biz kimsenin kanının akmasını istemiyoruz." 
 
‘KORKMUYORUZ’
 
Her şeye rağmen kenti terk etmemekte ısrarlı olduklarına dikkat çeken Doğan, şöyle devam etti: “Son damla kanımıza kadar biz şehrimizi bırakmayacağız. Onlar bizi korkutmak istiyorlar, onun için de ellerinden geleni yapıyorlar. Ama biz asla korkmayacağız. Yaptıkları şeylerle biz daha çok cesaret alıyoruz. Her şeyi atsınlar, o seslerle daha çok cesaret alıyoruz. Ne topraklarımızı ne de çocuklarımızın elini bırakacağız. Evlerimizden çıkmayacağız. Geçen seferde (sokağa çıkma yasağı dönemi) bizi zorla çıkardılar. Biz kimsenin toprağına göz koymadık. Biz o çocuklardan daha değerli değiliz.”