'Ötekilerin' sorunları çözüm bekliyor

img

ANKARA - Göç ettikleri ülkeler ve toplumun bazı kesimleri tarafından dışlanan mültecilerin yaşadıkları sorunlar çözüm bekliyor. İHD'li Gülseren Yoleri, "Sorunların çözümü için sığınma hakkı tereddütsüz bir şekilde kabul edilmeli" dedi. 

Savaş, çatışma ve ekonomik kriz nedeniyle ülkelerini terk etmek zorunda kalan insanlar, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de birçok sorunla karşı karşıya. Ölüm ve yaralanma gibi riskleri göze alarak göç yoluna düşen mülteciler, işsizlik, güvenlik, yeterli beslenme, kültürel uyum ve dil gibi birçok sorunla karşı karşıya kalıyor. 
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) Göç ve Mülteci Hakları Komisyonu üyesi Gülseren Yoleri, mültecilerin sadece Türkiye'de değil, dünyanın birçok yerinde benzer sorunlar yaşadığını söyledi. Gülseren Yoleri, "Mültecilerin yaşadığı sorunlar yalnızca Türkiye’nin değil, tüm dünya devletlerinin sorumluluğudur” dedi. 
 
'HAKLARI TANINMIYOR'
 
Gülseren Yoleri, mültecilerin temel haklarına ulaşamadığı ve kimi saldırılar nedeniyle yaşamlarını yitirdiklerini söyledi. Gülseren Yoleri, "Failler için cezasızlık politikası uygulanıyor. Kadınlara ve çocuklara yönelik şiddet ve istismar olayları sıkça görülüyor. Avrupa ülkelerinin sığınma hakkını tanımaması mültecilerin Türkiye’de güvencesiz koşullarda yaşamasına neden oluyor. Eğer mültecilere uluslararası koruma başvurusu yapma imkanı tanınırsa daha güvenli ülkelerde yaşayabilirlerdi. Ancak bu hak tanınmıyor" diye konuştu. 
 
Türkiye’de mülteciler arasında dahi ayrımcılık yapıldığına dikkati çeken Gülseren Yoleri, "Örneğin Suriyeliler için Geçici Koruma Yönetmeliği gibi özel düzenlemeler var. Bu, mülteciler arasında bile ayrımcılığa yol açıyor. Kayıtlı Suriyeliler geçici koruma kimliğiyle temel eğitim, sağlık, çalışma ve barınma hizmetlerinden yararlanabiliyor. Ancak bu haklar sınırlı. Kayıtsız mülteciler ise neredeyse hiçbir haktan faydalanamıyor. Yalnızca acil sağlık hizmetlerine erişebiliyor" diye kaydetti. 
 
MÜLTECİLERİN KARŞI KARŞIYA KALDIĞI SORUNLAR
 
Gülseren Yoleri, Suriyeli mültecilerin yüzde 85-90’ının kayıt dışı çalıştığını ve güvencesiz çalışma koşullarıyla karşı karşıya olduğunu söyledi. Gülseren Yoleri, kayıtlı Suriyeli mülteci çocuklarının yalnızca  yüzde 65’inin temel eğitime erişebildiğine işaret ederek, "Yoksulluk, dil problemi ve uyum zorlukları nedeniyle çocuklar eğitime devam edemiyor. Bu, mülteci çocukların geleceğini ciddi şekilde kısıtlıyor. Mülteciler acil sağlık hizmetleri ve göçmen sağlık merkezlerinden faydalanabiliyor, ancak ileri tetkik ve tedavilerde ciddi engellerle karşılaşıyorlar. Çalışma izni alabilmek için hem işverenin hem mültecinin belirli koşulları sağlaması gerekiyor. Bu da oldukça zor. Kurulan kampların çoğu kapandı ve kapasiteleri azaltıldı. Şu an yaklaşık 40 bin kişilik bir kapasiteden söz ediliyor. Oysa Türkiye’de 3 milyona yakın Suriyeli var. Fahiş kira fiyatları ve mahallelerdeki ayrımcı yaklaşımlar mültecilerin barınma hakkını kısıtlıyor" şeklinde konuştu. 
 
GERİ GÖNDERME MERKEZLERİNDE İHLALLER
 
Gülseren Yoleri, geri gönderme merkezlerinde de birçok sorununun yaşandığını dile getirdi. Gülseren Yoleri, "Şikayet için emniyete veya devlet kurumlarına giden mülteciler, suçluymuş gibi gözaltına alınıyor ve geri gönderme merkezlerine gönderiliyor. Bu merkezlerdeki koşullar hapishanelerden daha kötü. Mülteciler, hukuki yardıma ve aileleriyle iletişime erişemiyor. Keyfi uygulamalara maruz kalıyor. Sınır dışı kararlarına itiraz için 7 günlük süre tanınıyor. Ancak bu süre içinde avukata veya aileye ulaşmak neredeyse imkânsız. Kötü muamele ve işkence iddiaları da sıkça gündeme geliyor” dedi. 
 
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
 
Savaşların göçlerin en büyük nedenlerinden biri olduğunu kaydeden Gülseren Yoleri, Ortadoğu'daki savaşların devam etmesi halinde kitlesel göçlerin kaçınılmaz olduğunu belirtti. Gülseren Yoleri, şunları söyledi: "Göç  yollarında cinsel saldırılar, istismar ve insan tacirlerinin eline düşme gibi risklerle karşı karşıyalar. Türkiye’de İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme, mülteci kadın ve çocukların korunmasını zorlaştırdı. Erken yaşta evlilikler, kız çocuklarının ticarete konu edilmesi, fuhuşa zorlanma ve organ ticareti gibi sorunlar devam ediyor. Eğitime erişimdeki zorluklar ve sağlık hizmetlerindeki yetersizlikler özellikle anne ve bebek sağlığını tehdit ediyor."
 
Gülseren Yoleri, şöyle devam etti: "Mülteci sorunlarının çözümü için sığınma hakkının tereddütsüz bir şekilde kabul edilmesi gerekiyor. Türkiye’nin iç hukukunda ve uluslararası sözleşmelerde tanımlı bu hak sağlıklı bir şekilde uygulanmalı. Göç ve mülteci politikalarının insan hakları temelli oluşturulması, çalışma izni, eğitim ve sağlık erişimindeki kısıtlamaların kaldırılması şart. Kadınlar, çocuklar ve engelliler gibi kırılgan gruplar için özel koruyucu mekanizmalar geliştirilmeli. Türkiye’nin 1951 Cenevre Sözleşmesi’ne koyduğu coğrafi çekince kaldırılmalı. Böylece Asya ve Afrika’dan gelenlerin mülteci statüsüne erişimi sağlanmalı. Bu adımlar mültecilerin yaşadığı sorunların kısmen aşılmasını sağlayabilir."