İSTANBUL – Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Şimşek, cari açıkta bir kötüleşme varmış gibi göründüğünü ama aslında bir iyileşme olduğunu yorumu yaptı.
Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, İstanbul’da düzenlenen Türkiye Bankalar Birliği’nin (TBB) 61. Genel Kurulu’nda konuştu. Tehlike çanları çalan cari açığa dair konuşan Bakan Şimşek, “Cari açığa baktığınız zaman bir kötüleşme var gibi görünüyor. Aslında petrol ve altın hariç göreceli bir iyileşme dönemindeyiz. Hatta altın hariç baktığınız zaman cari açıkta ciddi bir kötüleşme yoktur. Dolayısıyla aşırı ısınma hikayesi eğer cari açık üzerinden üretiliyorsa açık yüzde 4,4 civarındadır. Turizmdeki bu güçlü toparlanmayla ile birlikte inanıyoruz ki bu yüzde 4’ün altına da inecektir” dedi.
Şimşek, Türkiye’nin tasarruflarında bir artış söz konusu olduğunu ve yatırım iştahının da büyük olduğunu öne sürdü. Şimşek, “Cari açık artacak mı azalacak mı? Cari açık ve tüketici kredileri arasında yakın ilişki var. Tüketici kredilerindeki yükseliş durmuş, hatta aşağı yönlü bir seyir içerisinde. Cari açığın bunu takip ederek önümüzdeki dönem altın ve petrol hariç cari açıkta bir daralma öngörmek doğrudur. Nitekim ekonominin önümüzdeki dönemde bir miktar yavaşlaması dahi gündemde, bazı öncü göstergelerle. Ama ihracat piyasalarımız güçlü kalmaya devam ediyor. İhracat performansımız artmaya devam edecek. Artan petrol fiyatlarının doğrudan etkisi olumsuz ama komşularımızın geliri artacağı için gerek müteahhitlik sektörü gerek turizm sektörü gerekse ihracat sektöründen daha yüksek gelir potansiyelimiz var. Turizmde çok güçlü toparlanma var. Çok hızlı bir şekilde kriz öncesi döneme doğru dönüyoruz” iddialarında bulundu.
‘ŞU AN ODAKLANMIŞ DURUMDAYIZ’
Şimşek, cari açığın kalıcı bir şekilde tekrar yüzde 3’lerin altına doğru çekme imkanlarının birkaç yıl içerisinde söz konusu olabileceğini ileri sürdü.
‘ENFLASYONDA KUR ETKİSİ NET OLARAK ORTAYA ÇIKIYOR’
Şimşek, beklentileri aşan enflasyon rakamlarına dair de şunları söyledi: “Enflasyon geçici olarak çift haneye çıkmış durumda. Ama öncesine bakın; 90’lı yıllarda yüzde 71’lerden biz, yüzde 10’lar civarına çekmişiz. Peki ne oldu? Burada esas belirleyici kur. Kurda da reel ekonomiden kopuk bir gidişat olduğunu paylaşmak istiyorum. Özellikle kur etkisi burada çok net bir şekilde ortaya çıkıyor. Türk lirası cinsinden ithal fiyatları ki ara mallar ve hammadde devreye giriyor; en belirleyici faktör. Biz gıda komitesi olarak gerekeni yaptık. Merkez Bankası da eli kolu bağlı değil, gereken tepkiyi veriyor. Para politikasındaki sıkılaşma da burada çok net görülüyor. Finansal koşullarda da bir sıkılaşma söz konusudur. Bu da önümüzdeki dönemde enflasyonu kontrol altına almaya, cari açığı kontrol altına almaya önemli katkı verecektir.”