HAKKARİ - Hakkari'de 3 yıla yakındır devam eden yasaklar kentin turizmine de darbe vurdu. Doğa Derneği Cilo Treking Başkanı Fikret Yaşar, yasakların kalkması durumunda sadece batı illerinden değil dünyanın dört bir tarafından insanların bölgeye geleceğini söyledi.
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Hakkari’de yayla yasaklarının kaldırılacağı yönündeki açıklamasının üzerinden 4 ay geçmesine rağmen bir adım atılmadığı gibi yeni yayla yasakları da geldi. Kentte yaşayan yurttaşlar baharın gelmesi ile birlikte yasakların kalkmasını beklerken 23 Nisan'da kent merkezi ile 3 ilçedeki 30 bölge, 14 gün süreyle "Özel güvenlik bölgesi" ilan edildi. Yayla yasakları, tarım, hayvancılığın yanı sıra turizm ve doğa sporlarını da olumsuz etkiliyor. Erdoğan'ın yasakları kaldırma sözünü hatırlatan Doğa Derneği Cilo Treking Başkanı Fikret Yaşar, yasakların kaldırılmasını istedi.
KENTİN YÜZDE 90'I YASAK
Yaşar, yaklaşık 2 yıldır aktif olan derneklerinin yasak dolayısı ile kent merkezi ve ilçelerdeki yerlerin ancak yüzde 10'nu gezi düzenleyebildiğini dile getirerek, "Yıkımdan geçilmiş, etrafı uzun kuyrukların oluşturduğu arama noktaları olan, mahalle ve merkezinde baskının olduğu Yüksekova'da halkın nefes alabileceği Oremar, Çarçella, Satî, Göller, Cilo ile Doskiyan gibi bir çok bölge yasak edilmiş durumda. Halkın nefes alma alanlarını kesersen mecburen bir göç durumu gelişir. Bilinçli uygulanan yasakların hedeflerinden birinin de göç olduğunu düşünüyorum.Eğer aksi söyleniyorsa yasaklar kaldırılsın o zaman ilçe nasıl göç alıyor görürler" diye ifade etti.
TURİZM POTANSİYELİ OLAN YERLER YASAK!
Turizm açısından potansiyeli yüksek olan kent merkezi ve ilçelerindeki alanların yasaklanmasıyla birlikte bir geçim zincirinin zarar gördüğünü kaydeden Yaşar, "Güvenlik politikaları nedeni ile bölgedeki yaşam kısıtlı. Bu kısıtlılık insan hareketliliğini ve paranın dolaşımını engelliyor. Yasak olmasa bırakın battı ilerini dünyanın bir çok yerinden insan buraya gelir. 2013'de yani yasağın olmadığı dönemde bu bölgelere gittik. O dönem çok sayıda grup da buraya geliyordu. Dağcılık, endemik bitki, yürüyüş ve doğa turizm şuanda engellenmiş durumdadır" dedi.
YASAKTAN ÖNCE GÜVENLİ YERLERDİ!
Kırsal kesimde yaşayan insanların hayatlarının yaylalara bağlı olduğunu ancak yasak dolayısı ile tek geçim kaynağı olan hayvancılığın bitirildiğini dile getiren Yaşar, "Yasak nedeni 'Güvenlik' diye belirtiliyor. Ancak biz bir çok yeri dolaşıyoruz daha bu güne kadar her hangi bir tehlike ile karşı karşıya kalmadık. Aynı şekilde pancar toplamaya giden köylüler de öyle. Yasağın ilan edildiği bölgelere yasaktan önce binlerce insan gidiyordu. Hiç biri herhangi bir tehlike ile karşı karşıya kalmadı. Aynı şekilde biz de gittik biz de karşılaşmadık" diye belirtti.
'KENDİ DOĞAMIZDA ÖZGÜRCE YAŞAYALIM'
Yaşar, son olarak doğanın kanunda yasağın yerinin bulunmadığını belirterek şu talepte bulundu: "Devlet bizi dağ, yayla ve doğamız ile baş başa bıraksın. Doğanın kimseye zararı olmaz. Yasağın olmadığı 3 bin 61 metrelik Çiyayê Şîşol Dağı'nda geçtiğimiz gün çektiğimiz halayı yasağın olmadığı diğer yerlerde de çekmek istiyoruz. Buralarda özgürce dolaşmak istiyoruz."
MA / Fethi Balaman