Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), geçtiğimiz günlerde ekonominin 2017 yılında yüzde 7,4 büyüdüğünü açıkladı. Açıklanan bu büyüme rakamına rağmen, Türkiye'de 2012 yılında 11 bin 588 dolar kişi başı gelir, 2017 yılında 10 bin 597 dolara düştü. Bir yanda büyümeden dem vurulurken, diğer yanda halkın cebinde bu 10 bin 597 doları bile görememesinin yanı sıra döviz kurlarındaki artış karşısında TL’nin günden güne değer kaybetmesi ekonominin kötüye gittiğinin yansımalarından biri. Uzmanların ekonomi konusunda yaptığı uyarılar kadar, esnaflar da durumdan şikayetçi. 

 

‘HER ŞEY HALKIN ÜZERİNE’

 

Mersin’de bulunan Akdeniz Çarşısı’nda ayakkabı ve çanta tamirciliği yapan 35 yıllık esnaf Ayhan Kuş, ekonomin özellikle son bir yıldır dibe vurma noktasında olduğunu ifade etti.

 

İktidarın ülkeyi içine sürüklediği savaşlardan kaynaklı insanların para harcamaktan korktuğunu söyleyen Kuş, özellikle son 3 aydır evlerine ekmek götürmekte dahi zorladıklarını kaydetti. Kuş, “Esnafın halini görüyorsunuz sokaklar bomboş. Birçok esnaf iflas etmiş durumda.  Ülkede var olan OHAL ve Efrin’deki savaştan kaynaklı her şeye zam geliyor. Savaşın giderlerini insanlardan aldıkları vergilere zam yaparak karşılıyorlar. Esnaf eli kulağında müşterilerin gelmesini bekliyor” dedi.

 

'20 ESNAF KEPENK KAPATTI'

 

Çarşıda 100 esnaftan 20'inin iş yapamadıkları için kepenk kapattığını aktaran Kuş, "Halkın ve esnafın elinde olan bir şey yok. Ekonomiyi bu hale getirenler ancak tekrar ekonomiyi canlandırabilir” diye konuştu.

 

Esnaflardan 25 yıldır ayakkabı satıcılığı yapan Mehmet Dinçer de, bugüne kadar en büyük problemlerinin büyük AVM'ler olduğunu, ancak OHAL ilanından sonra işlerin bunun çok ötesine geçtiğini söyledi. 

 

Ekonomik krizin derinleşmesinin en önemli etkeninin Türkiye’de yaşanan olaylar ve savaşın olması olduğunu ifade eden Dinçer, devletin bu duruma derhal bir çözüm bulması gerektiğini belirtti.

 

'İŞLER KÖTÜ'

 

Savaşla birlikte her şeye zam geldiğini ifade eden esnaflardan Ömer Karakulak da, bu nedenle yaptıkları ürünleri zararına sattıklarını kaydetti. Karakulak, içerisinde bulundukları durumu “İnsanlarda para olmayınca bizim de kazancımız olmuyor. Geçtiğimiz 15 Aralık'tan önce işler fena değildi. Çok iyi olmasa da ödemelerimizi az da ödeyebilecek kadar para kazanabiliyorduk. O tarihten sonra işler bıçak keser gibi kesildi. Kazancımız olmadığı için ödemeleri yapamıyoruz” sözleriyle özetledi.

 

‘ESNAFI DÜŞÜNEN YOK’

 

Beyaz eşya satıcısı Süleyman Gündüz’e göre ise, yaşanan ekonomik sorunlara çözüm oluşturabilecek tek güç siyasiler. 

 

“Çözüm baştakilerde ama onların da esnafı düşündüğü yok” diyen Gündüz, doların yükselmesinin en çok beyaz eşyayı etkilediğini, küçük ev eşyası bile satamaz hale geldikleirni söyledi.

 

İnsanların alım gücü olmadığını dile getiren Gündüz, “İnsanlar ürünlerin fiyatlarını bile sormaya çekiniyorlar. İktidarın piyasayı ve esnafı rahatlatacak girişimlerde bulunması gerekir. Büyük firmalara sıfır faiz ile kredi verilirken, küçük esnaflara verilmiyor. Bu da bizi zor duruma düşürüyor" diye belirtti.