AĞRI - Ağrı Hayvan Borsası’nda bulunan çiftçi, besici ve tüccarlar işlerinin iyi gitmediğini söyleyerek, yıllardır ilk kez böylesi bir krizle karşı karşıya kaldıklarını belirtiyor. Yaşanan savaşın büyük ekonomik kriz yarattığını belirten çiftçiler, hükümetin çiftçiye destek vermesi gerektiğini ifade etti.
Hükümetin ithal et politikaları, saman, yem ve mazot fiyatlarının her gün biraz daha artması Ağrı Hayvan Borsası'nda işleri bitme noktasına getirdi. Soğuk havaya aldırmadan sabahın erken saatlerinde borsanın yolunu tutan, tüccar, çiftçi ve besiciler akşam evine eli boş dönmek zorunda kalıyor. Hayvanlarını satmak için geldikleri pazarda çiftçiler, hayvancılığın kötüye gittiğini söyleyerek, yıllardır ilk kez böyle bir sıkıntı ile karşılaştıklarını belirtti.
‘HERŞEY ATEŞ PAHASI’
Ağrı Hayvan Borsası’nda 9 yıldır bekçilik yapan Nurettin Topçu, halkın artık ancak bayramdan bayrama et yiyebildiği bir döneme girildiğini söyledi. Aynı zamanda hayvancılıkta yapan Topçu, saman fiyatının arttığını söyleyerek, insanların hayvan besleyemeyecek duruma geldiğini belirtti. Saman ihtiyaçlarını Urfa, Mardin ve Diyarbakır gibi kentlerden karşıladıklarını söyleyen Topçu, “Burada saman fiyatları en az 1.10 kuruşa, Arpa ise 80 kuruşa satılıyor. Bu fiyat pahalılığı nedeniyle insanlar artık hayvancılık yapamaz duruma geldiler. Hayvancılık yapanların durumu bu nedenle çok kötü” dedi.
‘SAVAŞ VAR, KRİZ VAR İŞLER İYİ DEĞİL’
Ağrı Hayvan Borsası’na sabahın erken saatinde hayvanlarını getiren Kemal Baybuk adlı çiftçi ise, “Durumumuz iyi değil. Piyasa zaten hiç iyi değil. Çünkü savaş var ve bu savaş kriz yaratıyor. Önceden durumumuz iyiydi ama bu yıl çocuklarımızı dahi besleyemiyoruz. Mazot pahalı, havyanlar ise insanların alım gücü düştüğü için satılamıyor. Biz çiftçiler zaten hayvanlara bakamıyoruz çünkü yem, saman her şey çok pahalı" dedi.
‘YEMDEKİ ARTIŞTAN DOLAYI HAYVANLAR ZARARINA DAHİ SATILAMIYOR’
Yasin Kanat adlı esnaf ise sonbaharda aldıkları hayvanları ahırda beslediklerini ve samanın pahalılığından dolayı 7 bin TL’ye aldıkları bir hayvanın maliyetinin en az 9 bin 500 TL’ye ulaştığını söyledi. Kanat, “Hayvanın alımı için 7 bin 500 TL ücret veriyorlar. Zararına nasıl satacağız? Ne yapacağız biz de şaşırdık” dedi.
‘ŞAP HASTALIĞI YAYGINLAŞTI’
Hüseyin Deniz adlı genç çiftçi ise, “Hükümet öyle bir hale getirdi ki insanlar perişan oldu. Bir ay önce 3 bin TL’ye aldığımız havyanı şimdi 5 bin TL'ye alıyoruz. Şuan şap hastalığı da giderek yaygınlaşıyor. Hayvanlarımı satmak için araç tutup günde 8 kilometre yol yapıyorum. 15 gündür hayvan dahi satamadık. Cepten mazot parası, yem ve kepek parası veriyoruz. İş yok, tüccar yok. Durumumuz çok kötüye gidiyor” dedi.
‘HAYVANCILIĞI BİTİRMEK İSTİYORLAR’
Melik Çartı adlı çiftçi ise, ekonomik krizin kendisini hissettirmesinden dolayı hayvan satımının ve alımının bitme noktasına geldiğini söyledi. Çartı, “İthal et diyerek hayvan pazarını da bitirdiler. Devlet biliyor ki buradaki halkın ekonomik geçimi hayvancılıktır. Bunu da bitirmeye çalışıyor” diye konuştu.
‘ÇANAKKALE'DEKİ ÇİFTÇİYE VAR, BİZE YOK'
Ortakent (Êxte) köyünden hayvanlarını satmak için gelen Özcan Kaya ise, “Bu kötü durum nereye kadar gider bilmiyoruz” diyerek şunları söyledi: “6-7 aydır hayvanlara masraf yapıyoruz. Kışın zaten beslediğimiz hayvanların da yarısı zayi oluyor. Devletin bölgemizde tarıma, çiftçiye ilaç desteği yok. Çanakkale gibi bir hayvan pazarında insanlar elini kolunu sallayarak kredi alabiliyorlar. Ama biz buradaki köylüler alamıyoruz. Şehir merkezinde apartman dairelerinde oturanların hayvancılık desteğini aldığını görüyoruz.”
‘ŞAP BAŞIMIZA BELA OLDU, ÖNLEM YOK’
Şap hastalığının yeniden ortaya çıktığını belirten Kaya, “Şap bizim bölgemizde şuanda başımızın belası olmuş. Teknolojinin bu kadar geliştiği devirde, gelişmiş ilaç sisteminde şapı konuşmak dahi artık utanç verici geliyor. Bugün Avrupa’da şap hastalığının ‘Ş’ harfi dahi yok. 30 hayvanımız şap yüzünden telef oldu. Ağrı Tarım Müdürlüğü bizim sorunlarımızla ilgilenmiyor. Bizim köylerimizde hayvancılığa destek verecek bir veteriner dahi yok" diye konuştu.
‘HÜKÜMETİN HAYVAN ÖLÜMLERİNİN ÖNÜNE GEÇMESİ GEREKİYOR'
Hayvanları kontrol için kendi imkânlarıyla köylerine veteriner götürmek zorunda kaldıklarını söyleyen Kaya, “Bir ilaç için 200 TL veriyoruz. 100-150 hayvan besleyen bir insan yıllık 20-30 bin lira ilaç parası vermek zorunda kalıyor. Devletin, 4-5 köye birer veterinerlik ofisi kurarak o bölgedeki hayvanlar için veterinerlik ve ilaç desteği vermesi gerekiyor. Yine buzağı doğumunda ölümlerin yaşanmaması için destek vermeleri gerekiyor. Tarım İl Müdürlüğü’nün binasında oturarak ve bilgisayar başında okey oynayarak çiftçinin sorunu çözülmez. Temeline inip köylülerin yanında olmaları gerekiyor” dedi.
‘VETERİNERLE RÜŞVET VERMEK ZORUNDA KALIYORUZ'
Hayvanlarına erken küpe taktırmak için rüşvet vermek zorunda kaldıklarını iddia eden Kaya, “Bugün bir hayvanı satmak için küpeleme yapmamız gerekiyor. Hayvanlarımızı küpeletmek için başvurduğumuzda 6 ay ya da 1 yıl sonra geliyorlar. Onları özel olarak getirmek istediğimiz zaman da rüşvet vermek zorunda kalıyoruz. Bu sorunun tek çözümü her bölgeye bir veteriner görevlendirilmesidir. Bugün şap hastalığı ile mücadelede dededen kalma yöntemleri uyguluyoruz. Bizim bölgede 5 köy var ve herkesin 250 hayvanı var. Her yıl onlarca hayvan şap hastalığından dolayı ölüyor. Ama devlet şap hastalığından ölen hayvanlara da destek vermiyor. İsteğimiz şap hastalığından ölen hayvanlar için destek verilmesidir" diye konuştu.
MA / Müjdat Can