Kaz Dağları halkı: Zehirlenmek istemiyoruz

img

BALIKESİR - Su ve Vicdan Nöbeti’ndeki yöre halkı, yıllardır yaşadıkları yerlerin çöle döndüğünü belirterek, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şu çağrıyı yaptı: “Gelip yerinde görün, zehirlenmek istemiyoruz.” 

Kaz Dağları’nda altın çıkarmayı planlayan Alamos Gold Şirketi’nin doğa tahribatına karşı Su ve Vicdan Nöbeti 22’nci gününde devam ediyor. Kaz Dağları eteklerinde süren Su ve Vicdan Nöbeti’ni çevre köylerden ziyaret etmeye gelenler de var. Her gün çevre köylerden gelen yöre halkı, maden sahasını gördükten sonra nöbet alanında bekleyişlerini sürdürüyor. Nöbet eylemine ilk günden bu yana gelmeye devam eden Bahriye Duman ve Fevzi Duman çifti de yıllardır yaşadıkları doğanın yok olmasını istemiyor. Doğma büyüme Çanakkaleli olan 68 yaşındaki Fevzi Duman, yıllarca Balaban mevkiine yakın Çan ilçesinin Kulfa köyünde yaşıyor, sonra Kepez ilçesine yerleşiyor. 
 
‘İÇME SUYUMUZ ZEHİRLİ AKACAK’
 
Çiftçilik yapan Duman, siyanürle altın çıkarıldığını duyunca nöbet alanına gelmeye başladıklarını söyledi. “Havamız, suyumuz, oksijenimiz gitmesin” diyen Duman, siyanür ile altın çıkarılmasını istemediklerini söyledi. Siyanürün bütün halkı, çevreyi etkileyeceğini ifade eden Duman, “Sularımızı zamanla zehire dönüşecek. Özellikle çamların kesilmesine dur demek için geldim. Kullanma sularının Atik Hisar Barajı’ndan sağlanıyor. Zamanla sularımıza siyanür karıştığı zaman zehir akacak. Biz buna karşıyız. Yıllardır içme sularımızı Balaban’daki çeşmelerden götürüyoruz. Dünyada en çok oksijen üreten Kaz Dağları oksijen üretemeyecek, sularımız zehirlenecek” şeklinde konuştu.    
 
‘CUMHURBAŞKANI GELİP YERİNDE GÖRSÜN’
 
Duman, ağaçların kesildiği tepeleri göstererek, “Devletimizin buralarda yaşananlardan sanırım haberi yok. Çünkü her yer çöle dönmüş. Bu kadarıyla da kalmayacak. Aldıkça bitirecekler her tarafı. 195 bin çam diyorlar. Kolay mı bu çamların tekrar yeşermesi? Devletin görevi, buralara gelip baksın.  Cumhurbaşkanına sesleniyoruz. Gelip yerinde görsün biz zehirlenmek istemiyoruz.  Dağlarımızın yok olmasını istemiyoruz. Oksijeniniz yaşam alanlarımız yok olduktan sonra çocuklarımız geleceğimiz ne olacak?” diye sordu.
 
SANTRALDEN SONRA KANSER ARTI
 
Yöre halkının tamamının yaşanan doğa katliamına tepki göstermemesini de eleştiren Duman, şunları söyledi: “Bugün köylerde iş bulduk diye seviniyorlar, 10 yıl sona ne olacak burası, çöl olarak bırakacaklar. Kanadalılar parayı alıp gidecek. Yazıktır, günahtır, Türkiye’ye yüzde 2 pay verecekmiş, vermesin kardeşim bizim çamlarımız, havamız bize yeter. Eskiden bu kadar çok kanser hastası yoktu buralarda. Bizim köyde Termik Santral yapıldıktan sonra 5 akrabam kanserden yaşamını yitirdi.” 
 
MEMLEKET ÇÖLE DÖNDÜ
 
Evlendikten sonra Kulfa köyüne yerleştiğini ve 40 senedir bu doğada yaşadığını dile getiren Bahriye Duman da, “Suyumuzu Kaz Dağları’ndan alıyoruz. Çamların kesilmesine karşıyız. Maden çıkarsa siyanürle her taraf zehirlenecek. Havamız da suyumuz da kirlenecek. Dağlarımız, suyumuz, vatanımız, havamız gidiyor. Yaşam alanlarımız elimizden alınıyor.  Durdurulmasını istiyoruz. Böyle olmasın. Devlete çağrı yapıyoruz. Memleket çöle döndü” dedi.
 
MA / Zemo Ağgöz – Esra Solin Dal