‘Ahlaki olan barışı savunmaktır' 2019-10-13 09:07:07   İSTANBUL - Diyarbakır Hak İnisiyatifi üyesi Reha Ruhavioğlu, ahlaki olanın barışı savunmak olduğunu belirtirken, DSİP üyesi Ozan Tekin ise “Savaşa karşı çıkmak, barış mücadelesini savunmak, ırkçılığa karşı göçmenlerle dayanışma mücadelesi bir araya getiren bir politika inşa etmek önemlidir” dedi.    Devrimci Sosyalist İşçi Partisi (DSİP) üyesi Ozan Tekin ve Diyarbakır Hak İnisiyatifi üyesi Reha Ruhavioğlu, Türkiye’nin Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik başlattığı operasyona ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Tekin, “Savaşa karşı barışı savunmak gerekir” diye belirtirken, Ruhavioğlu ise “Nasıl barışacağız” sorusunun gündemleştirilmesi gerektiğine vurgu yaptı.    DSİP üyesi Ozan Tekin, yapılan operasyonun bir yönünün Suriye Kürtlerine yönelik olduğunu söyledi. 31 Mart seçimleri öncesinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın mültecilerin güvenli bölgeye aktarılması sözlerini hatırlatan Tekin, "AKP içinde yaşanan mağlubiyetin bir sebebi olarak da Suriyeli göçmenler gösteriliyor. Erdoğan geçen gün ‘Mültecilerin yarattığı sosyal, kültürel sorunların farkındayız’ diye ifade etti. Bugün aslında savaşa karşı çıkmak, barış mücadelesini savunmak, ırkçılığa karşı göçmenlerle dayanışma mücadelesi bir araya getiren bir politika inşa etmek son derece önemlidir" dedi.   ‘GÖÇMENLERİN GERİ GÖNDERİLMESİ KABUL EDİLEMEZ’   4 milyon Suriyelinin Türkiye'de bir hayat kurduğunu belirten Tekin, "Bu insanların kendi istekleriyle savaştan kaçtıkları bir ülkeye zorla gönderilmesi kabul edilemez. Bu hareketin başlatacağı demografik yapı, Türkiye’nin göçmenlerin burada mültecilik statülerini tanıyıp haklarını vermek yerine geri gönderme politikası uygulamak insanların hayatını riske atacaktır. Oysa şimdi yapılması gereken göçmenlere karşı dayanışmayı sağlamak ve bunun için de barış mücadelesini inşa etmektir" diye konuştu.    ‘DEVLET ASKERİ YÖNTEMLERLE ÇÖZMEYE ÇALIŞIYOR’   Diyarbakır Hak İnisiyatifi üyesi Reha Ruhavioğlu ise, Kürt meselesinin 100 yıllık bir mesele olduğunu vurgulayarak, "Suriye’ye düzenlenen hareket ilk defa düzenlenen bir harekat değil. Buradaki esas sorun, Türkiye’de yaklaşık nüfusun beşte birini oluşturan bir Kürt nüfusu var. Bu meseleyi biz askeri yöntemlerle çözmeye çalıştıkça bu meselenin daha çetrefilli bir hale geldiğini görüyoruz. Burada yapılması gereken daha önce Türkiye’de yaşanan barış süreçlerine geri dönülmesidir. Barış sürecinin olduğu dönemde iyi giden bir süreç yaşadık. Ancak şimdi devlet bürokratik aklının tekrar 1990’lar gibi meseleyi askeri ve güvenlik yöntemiyle çözmeye çalışıyor” ifadelerini kullandı.    ‘AHLAKİ OLAN BARIŞI SAVUNMAKTIR’    Türk toplumunun 2015'ten beri milliyetçilik duygularının ön plana çıkarıldığını dile getiren Ruhavioğlu, bunun da toplumda operasyona destek veriliyor algısını ortaya çıkardığını söyledi. Ruhavioğlu, insani olanın barış olduğunu belirterek, "Askeri operasyonlar ne kadar yapılırsa yapılsın, bizim konuşacağımız şey, nasıl barışacağız sorusu olmalı. Gündemimize bunu almalıyız. Siyasiler bu konuda üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerekir. Ahlaki olan barışı savunmaktır" diye vurguladı.    'DAİŞLİLER ULUSLARARASI MAHKEMELERDE YARGILANMALI'   DAİŞ'lilerin durumuna da değinen Ruhavioğlu, "DAİŞ'liler için uluslararası bir mahkeme kurulması gerekiyor. Askeri hamle olarak salınmaları, ortalığı daha fazla karıştırır. Ortadoğu'da bir an önce aktörlerin oturup bu meseleyi halletmeleri gerekiyor. Suriye devleti oturup konuşulabilecek bir muhalefet ile Türkiye kendi içindeki Kürtlerle oturup konuşarak, uluslararası toplum da kendi radikalleşmiş üyelerini ne yapacaklarına karar verip uluslararası bir mekanizma ile yargılamalıdır" diye belirtti.    ‘ÇÖZÜMLERİ KENDİMİZ ÜRETMELİYİZ’    Avrupa ve Müslüman ülkelerinin yapılan operasyona yönelik tutumlarının pratik bir tutuma dönüşmeyeceğini belirten Ruhavioğlu son olarak, "İran, Rusya, Amerika ve Türkiye’nin nasıl bir denklemde uzlaşacaklar? Bu meseleyi çözecek Arap Birliği ve Avrupa'nın bu meseleyi kınaması, harekatın uluslararası alanda meşruluk kazanmamasını sağlar. Bu anlamda Türkiye'nin diplomatik ilişkileri zedelenir. Fakat askeri harekatı durduracak bir durum ortaya çıkmaz. Esas olan burada sivil olarak kendi çözümlemelerimizi kendimizin üretmesidir. Bizim bir an önce bu meseleyi barış içinde nasıl çözebilirize kafa yormamız gerekir" şeklinde konuştu.