'Saldırılar Suruç korkusunun tezahürüdür' 2019-07-21 21:25:43   İSTANBUL- Kadıköy ve Ankara’da Suruç anmalarına yapılan polis müdahalesine tepki gösteren gençlik örgütleri, “Bu saldırıları planlayanlar, bu hedeflerine hiçbir zaman yaklaşamayacaklar. Bu saldırılar Suruç korkusunun bir tezahürüdür” dedi.   Kadıköy’de bulunan Süreyya Operası önünde bir araya gelen gençlik örgütleri, Suruç Katliamı’nın 4’üncü yıldönümü dolayısıyla dün Kadıköy'de gerçekleştirilmek istenen anmaya yapılan polis müdahalesini protesto etti. Polis ablukası altında gerçekleşen eylemde, katliamda yaşamını yitiren 33 kişinin fotoğrafları taşındı. Gençliğin cebine direniş, sizin envanterinizde yalan var. Suruç’u anmak suç değildir” yazılı pankartın açıldığı eylemde ilk konuşmayı Suruç Gazisi Çağla Seven yaptı.   Ülkede yaşayanların polis şiddeti ve devlet baskısıyla yaşamaya alıştırılmaya çalışıldığını belirten, Seven, “4 yıl önce bu topraklarda bir katliam gerçekleşti. IŞİD çeteleri ve onlara yol gösterenlerin el birliğiyle düzenledikleri bu katliamda sağ kurtulan ancak sakat kalanlardan bir tanesiyim. 4 yıl önceki zihniyet  bugün de devam ediyor. Dün burada yoldaşlarını anmak için gelenlerin acılı ailelerin anmaları, eylemlilikleri vardı. Fakat IŞİD çetecileriyle aynı zihniyette olan kişiler bize bu anmayı bile çok gördü. Çok ciddi bir saldırı oldu. Ardından darp edilen gençlerden birine müdahale etmeye çalışırken gözaltına alındım. Gözaltına alınmam sırasında çevredekiler yaralarımın olduğumu belirtmiş olmalarına rağmen şiddete maruz kaldım” diye konuştu.   ‘FAŞİST UYGULAMALARI KABUL ETMİYORUZ’   Gözaltına alındıktan sonra polis otobüsünde de şiddetin devam ettiğinin altını çizen Seven, “Biz IŞİD’in katliamlarına ve iktidarın kendi keyfince yaratılmış savaş ortamına, patlayan bombalara, bize burada sokak ortasında şiddet gösteren polislere, herhangi bir faşist uygulamaya alışmadığımızı, kabul etmediğimizi tekrar tekrar vurgulamak istiyoruz” dedi.   ‘DEVLET KATLİAMIN HESABINI SORANLARA SALDIRDI’   Yeni Demokrat Gençlik (YDG) üyesi Volkan Atmaca da, polis müdahalesi sırasında çalışan tüm basın emekçilerine teşekkür ederek konuşmasına başladı. Atmaca, “Dün devlet 4 yıl önce engellemek istemediği katliamın hesabını soranlara saldırdı. Dün, 4 yıl önce gençliğin cüretini nasıl hedef aldıysa bugün katliamın hesabını sormak isteyen gençlere saldırdı. Bizler gençlik örgütleri olarak katledilen arkadaşlarımızı anmaktan, onlar için adalet talebimizi çabalamaktan vazgeçmedik. Bizim açımızdan 4 yıldır ilmek ilmek örülen bir süreçtir bu” ifadelerini kullandı.   ‘SOKAKLARDA DEVRİMCİLER OLACAK’    Konuşmaların ardından gençlik örgütleri adına açıklamayı Hüseyin Yıldırım okudu. Zalimlerin tüm çabalarına rağmen, 33 düş yolcusunun Suruç’un sokaklarında olmaya devam edeceğini vurgulayan Yıldırım, “Yasaklamaya çalıştığınız sokaklarda düş yolcularının sıra arkadaşları, yoldaşları, dostları, onları anma iradesinin imzacısı oldu. Bu iradenin karşısında hiçbir gücün duramayacağını, tam olarak bu sokaklarda ortaya koymuş olduk. Suruç şehitlerini andığımız 4’üncü yılda sokakların artık gerçek sahiplerinin olduğunu, giderek her geçen gün daha fazla gerçek sahiplerinin olacağını hep birlikte göreceğiz. Artık sokaklarda söz söyleyenler, 33’lerin yoldaşları, devrimciler olacaktır” dedi.   ‘SURUÇ İÇİN ADALET İSTEYENLERE DAVA AÇILDI’   Suruç’ta  gerçekleşen bombalı saldırının tek failinin DAİŞ olmadığını belirten Yıldırım,  katliamdaki  devletin ve devlet kurumlarının rolüne dikkat çekti. 20 Temmuz 2015’te gerçekleştirilen saldırı sonrası yaşanan tüm gelişmelerin, devletin saldırıdaki rolünü  kanıtlar nitelikte  olduğuna işaret eden Yıldırım, katliamı  her yönüyle aydınlatması gereken devletin, üzerini kapatmaya çalıştığını kaydetti. Yıldırım, bu zamana kadar Suruç için adalet isteyen yüzlerce insana dava açıldığını; Suruç gazileri dahil onlarca insanın bu adalet arayışı sırasında tutuklandığına dikkat çekti.   Polis saldırısı için Kaymakamlığın,  “envanterimizde plastik mermi bulunmuyor” açıklamasını da hatırlatan Yıldırım, “Gerek darp edilen arkadaşlarımızın aldığı adli tıp raporlarında gerekse de basına yansıyan görüntülerde kolluğun plastik mermiyi çok yoğun bir şekilde yakın mesafeden kullandığı tespit edilebilmektedir. Yani kaymakamlık açıkça yalan söylemektedir ve böylece toplumda manipülasyonla bir algı yaratmaya çalışmaktadır” diye konuştu.   ‘SALDIRI SURUÇ KORKUSUNUN TEZAHÜRÜDÜR’   Anmaya yönelik gerçekleştirilen polis  saldırılarının, adalet arayışlarını engellemeye ve Suruç’un sesini soluğunu kısmaya dönük olduğunu vurgulayan Yıldırım, şunları kaydetti: “Bu saldırıları planlayanlar, bu hedeflerine hiçbir zaman yaklaşamayacaklar. Bu saldırılar Suruç korkusunun bir tezahürüdür. Her geçen gün, her yıl ‘Suruç için adalet herkes için adalet’ talep edenlerin, bu talep için sokağa çıkanların gücü ve sayısı artacaktır. Adalet arayışımızın gücü arttıkça da bize dün olduğu gibi saldıranların aczi, korkuları, kabusları büyüyecektir. Ve biz er ya da geç kazanacağız, çünkü biz haklı bir davanın yolcularıyız, haklı bir davanın takipçileriyiz.”   Açıklama, sloganlarla son buldu.