HDP’li erkekler kadına yönelik şiddeti protesto etti 2019-06-16 18:33:00   DİYARBAKIR - Kadına yönelik şiddeti protesto eden HDP’li erkekler, doğasından uzaklaşan erkeğin zulmeden bir canavara dönüştüğünü belirterek, “Yiğitlik erkekliğin şanında değil, erkeklik zihniyetinden kurtulmaktır” diyerek mücadele sözü verdi.    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl Örgütünde yer alan erkekler, kadına yönelik şiddet, taciz ve tecavüze karşı Merkez Bağlar ilçesindeki Koşuyolu Parkı’nda basın açıklaması yaptı.    HDP Diyarbakır İl Yöneticisi Şeyhmus Şenyiğit, son günlerde kadına yönelik artan şiddet ve tecavüz olaylarını lanetlediklerini söyledi. Kadının yaşamın mimarı olduğunu belirten Şenyiğit, “Sevgi, saygı, merhamet, adalet, fedakarlık, paylaşım, dayanışma, cömertlik, iyilik, doğruluk, güzellik gibi ahlaki değerlerimizi emeğiyle yaratan ana ve kadındır. Bunun yanında kadın dil, kültür, kimlik, sosyal ve ekonomik yaşamın mimari ve ilk inşacısıdır. Toplumun oluşumuna zemin olan tüm ilklerin anasıdır kadın” dedi.    ‘ŞİDDET TÜM TOPLUMA UYGULANIYOR’   Erkek şiddetinin tüm toplumu ve doğayı kuşattığını vurgulayan Şenyiğit, şöyle devam etti: “Tüm bu kutsallıklara karşı hile ve kurnazlıkla kadının yarattığı tüm toplumsal değerleri gasp eden erkek kendi egemenlikli sömürü iktidarını kurmuş ve kadına karşı soykırım politikalarını uygulamaya başlamıştır. Kadına uygulanan bu kırım kadının şahsında tüm topluma ve doğaya uygulanmaktadır. Kadının yarattığı değerlere karşı egemen erkek zihniyetinin laneti; savaş, talan, inkar, nefret, yıkım, tecavüz ve her türlü zulüm olmuştur. Yaşam yerine ölüme, özgürlük yerine kölelik bir kadermiş gibi tüm toplum ve doğayı kuşatır hale gelmiştir” şeklinde konuştu.    ERKEKLİK SORUNU   Doğasından uzaklaşan erkeğin zulmeden bir canavara dönüştüğünü söyleyen Şenyiğit, şunları söyledi: “Bu erkeklik laneti hepimizi kirletti ve esir gibi aldı. Kadın emeği ve kutsallığından kadın etrafında gerçekleşen demokratik, komünal ve özgürlükçü yaşamdan kopan erkek zulmeden bir canavara dönüştü. Deyim yerindeyse erkekliğimizle yaşamı inkar eden bir soysuzlaşmayı yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. Günümüzde, yaşadığımız tüm kaos ve krizlerin kaynağında bu erkek aklı ve nankörlüğü vardır. Dolayısıyla sorunun adı kadın sorunu değil, devasa bir erkek ve erkeklik sorunudur. Erkekler olarak her an yaşanan bu kadın kırımının suçlusuyuz. Bu suçluluğumuzu ne kaçarak ne gizleyerek ne de inkar ederek örtbas edebiliriz. Bu soykırım suçundan kurtulmak için samimi bir öz eleştiriyle yaklaşıp erkekliğin dayandığı iktidarcı, mülkiyetçi, kinci, bencil, kurnaz, hilekarlık gibi tüm sapmalarımıza karşı mücadele etmemiz ve insanlık adına arınmamız gerekmektedir.”     ‘ARTIK YETER’   Erkeğin kadına yönelik işlediği utanç verici suçlara karşı mücadele edeceklerini ifade eden Şenyiğit sözlerini şöyle sürdürdü: “Çocuk yaşta evliliğe zorlama, kadına karşı psikolojik ve fiziki her türlü şiddeti; taciz, tecavüz gibi, kadın bedenine ve ruhuna dönük insanlık dışı saldırıları ve tüm kadın cinayetlerini kınıyor ve lanetliyoruz.  Kadın şahsında topluma dayatılan erkeğin ve erkeğe dayalı sistemin işlediği bu suçlar insanlık tarihinin en utanç verici, en ahlaksız saldırıları ve katliamlarıdır. Artık yeter. Bu utançla yaşamayı kabul etmiyoruz. Yaşamın her alanında erkek zihniyetinin saldırılarına, suçlarına ortak olmamak için doğru ve yeterli mücadele edeceğimizin sözünü veriyoruz. Ve diyoruz ki yiğitlik erkekliğin şanında değil, erkeklik zihniyetinden kurtulmak ve kadın öncülüğünde gelişen demokratik özgür yaşam mücadelesinin dürüst bir yürüyüşçüsü ve katılımcısı olmaktır. “   ‘ÖZELEŞTİRİMİZİ VERİYORUZ’   Özeleştiri verdiklerini dile getiren Şenyiğit son olarak şunları söyledi: “Bu temelde özgür bir dünya yaratmak, özgür kadın yaratma çabası içerisinde bulunan kadın özgürlükçü paradigmayı esas alan beş bin yıllık prangalardan kendisini kurtarmaya çalışan demokratik devrimci kadınların mücadeleleri önünde olan inancımızla saygıyı bir borç biliyor. Bizler zihnen ve ahlaken bundan ve bu durumlardan rahatsız oluyoruz. Bu durumlara ortak olmayı ret ediyoruz. Bu oyunları bozacağız diyenler olarak özeleştirimizi veriyoruz. Ve diyoruz ki özgürleşen kadın özgürleşen toplumdur. “