Ahmet Kaya’nın 1996’daki sözleri yayınladı 2025-11-16 21:29:06   HABER MERKEZİ - Sürgünde yaşamını yitiren Ahmet Kaya’nın 1996’da Can Dündar’a verdiği röportajdan yeni bir bölüm yayınlandı. Ahmet Kaya, "Biz böyle kimliksiz yaşamak istemiyoruz. Bütün mesele budur. Ben bir Kürdüm, Türk vatandaşı olarak Kürt gibi yaşamak istiyorum. Bütün meselem budur” diyor.    Can Dündar, sürgünde hayatını kaybeden sanatçı Ahmet Kaya ile 1996 yaptığı röportajın bir kısmını sanal medya hesabından yayınladı. Röportajda Kürt sorunu ile ilgili yorumlarda bulunan Ahmet Kaya, “Biz böyle kimliksiz yaşamak istemiyoruz. Bütün mesele budur. Ben bir Kürdüm, Türk vatandaşı olarak Kürt gibi yaşamak istiyorum. Bütün meselem budur” ifadelerini kullanıyor.   Ahmet Kaya röportajda şunları söylüyor: "Ben pimpirikli bir insanım aslında. Yani kalp krizinden ölmeyi yaşam boyunca istemedim. Ama ölümün adresi yok bu ülkede. Nasıl, hangi koşullarda, nasıl olursa olsun her zaman söylediğim bir şey vardı. İki metrelik kefen bezimi arka cebimde bulunduruyorum. Bu faili meçhullerinin gittiği yerde, İstanbul’da herhangi bir sokağın ortasında olabilir. Evinin önünde de olabilir ya da işkence hanelerde bile olabilir. Hiç bunlar önemli şeyler değil. Ama bir Kürt insanı olarak bütün Kürtler gibi bu ülkeyi biz çok sevdik. Ve her zaman şeyi söylemişimdir. Ben öldüğüm zaman beni topraklarıma gömün. Yani götürün İstanbul’un herhangi bir yerine gömebilirsiniz.   Biz bu ülkeye baştan beri ortaktık. Kimse sahibi değildi ama. Altını çiziyorum, ortaklık. Türkler ve Kürtler olarak. Hiç kimse bu ülkeye sahip çıkmasın. Biz ortaklık, ortağın hakkını verecekler usta. Ortaklık bozuldu mu her şeyi bozulur. Namuslu ve dürüst olmak lazım. Biz hakkımızı isteriz bu anlamda. Ne toprak ne ayrı bir bayrak ne ayrı ilişkiler ne ayrı bir kültür. Hayır. Biz binlerce yıl daha Türk bayrağı altında yaşayacağız. Ama Kürt kimliğiyle yaşayacağız. Yaşayacağız, yaşayacağız. Yaşatmayanlara rağmen yaşayacağız yani. Bunun ötesi yok. Biz böyle kimliksiz yaşamak istemiyoruz. Bütün mesele budur. Ben bir Kürdüm, Türk vatandaşı olarak Kürt gibi yaşamak istiyorum. Bütün meselem budur.   Başka bir derdim yoktur. İnsanlardan fazla bir şey istemiyor ki insanlar. Ben demedim ki gelin Türkiye’yi hıyar gibi ikiye bölün diye. Böyle bir şey yok ki. Ne olur yani, benim insanım çıksa, o birinci sınıftaki ilkokul talebesi, kendi diliyle ilkokul şakılarını söylese, çok mu kötü ya? Bir tane Kürt, bir Türkiye, Merhaba dese Kürtçe, kötü bir şey mi? Yunanlı geliyor, merhaba diyor da Yunanca. Bizim Türk kızmıyor biliyor musun? Binlerce yıllık düşmanı. Binlerce yıldır yan yana yaşadığı bir Kürt. Kalkıyor, merhaba diyor. Türklere bu kadar tepki gösteriyor. Hazımsız bunlar. Devlet değil ha, halkımız da değil. Bunların uç örnekleri var tabii. Adlarını vermek istemiyorum. Bu mafya, çek senet işle uğraşıyorlar ya. Bunlar var ya usta, sana bir şey söyleyeyim, fazla zamanları yoktur. Çok fazla zamanları yoktur.   Türkiye’de silahlı mücadeleyi savunan Türkiye solu var. İşte katleden, öldüren, yok eden, götüren, hiçbir siyasi, ideolojik perspektifini ortaya koymadan insanlar kesinlikle ben bunları savunmuyorum ve tamamıyla reddediyorum. Bir kere daha söylüyorum. Türkiye’de bir Kürt insanı olarak bu ülkenin bölünmesini değil, birleşmesini ve her zaman birleşmesini ve birleşik kalmasını savunuyoruz. Bu böyle bir ne? Bunu yanlış anlayan insanlarla bunu anlatırız. Nasıl anlatacağımız konusunda bu kuralı biz kuruz, onlar da bu kuralı uyarlar.   Tabii engelleniyorsun. Mesela ben Kürt’üm dediğin zaman insanlar sana bölücü diyorlar. Ya neyi bölüyorsun mesela şimdi? Ya da Kürt dediğin zaman Türkiye’yi bölme konusunda, doğuda, şurada, burada. Koskocaman Türkiye Cumhuriyeti Devleti. Yani kaç bin yıllık Türkiye Cumhuriyeti Devleti hani böyle geçer ya tarihte. Ya kalkıp bunun hesabını kitabını nasıl yapabilir? Bir Tansu Çiller’in hesabını göremeyen bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti PKK’nın hesabını nasıl görür yahu? Böyle bir şey yok yani.  Hasbelkadir Abdullah Öcalan başbakan yardımcısı değil diye mi böyle yani? Ola ki gün gelir o da olur yahu. Ne yapayım yani?”