TJA, 25 Kasım startını Kadifekale'de verdi 2025-11-16 17:36:08   İZMİR - 25 Kasım eylemlerinin startını Konak Kadifekale Mahallesi'nde veren TJA, bu toprakların mayasının komün örgütlenmesi ve özgürlükçü yaşam felsefesi olduğunu vurgulayarak, şiddete karşı mücadele çağrısı yaptı.    Tevgera Jinên Azad (TJA) İzmir'de 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü programlarını Kadifekale Surları Kapısı önünden Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Çimentepe Temsilciliği önüne gerçekleştirdikleri yürüyüşle başlattıklarını duyurdu. Yürüyüş öncesi Kadifekale Surlarına “Jin jiyan azadî” pankartı asıldı. "Deniz Poyraz ölümsüzdür”, “Jin jiyan azadî”, “Jin şer naxwazin aşîtiyê dixwazin”, “Bê Serok jiyan nabe” “Bijî tekoşîna jinan”, “Barışın mimarı İmralı’dadır”, “Rojin için adalet herkes için adalet” sloganları atılan yürüyüşte “Demokratik toplumla şiddetsiz özgür yaşama/ Bi civaka demokratîk ber bi jiyana azad a bê tundî ve" yazılı pankartı taşındı. Temsilcilik önünde basın açıklamasının Kürtçesini Ruken Yılmaz Türkçesini Gülsever Turgal okudu.     Kadına yönelik şiddetin politik olduğunu, AKP iktidarının "aile yılı" ilanının kadını eve kapatma politikasının bir parçası olduğu ifade edilen açıklamada, 11'inci Yargı Paketi taslağının ise bireyin özgür yaşama hakkını tehdit eden, ayrımcı düzenlemeler içerdiği vurgulandı. Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın 27 Şubatta başlattığı Barış ve Demokratik Toplum Sürecini, kadın özgürlük mücadelesinden ayrı görülmemesi gerektiği dile getirilen açıklamada, “Savaş, bu coğrafyada en çok kadınların ve çocukların yaşamını yıktı. Özel savaş politikalarıyla kadınlar kimliğinden, inancından, yaşamından koparılmak istendi. Bu gerçekliğin en acı örneklerinden biri İzmir’de katledilen Deniz Poyraz’dır. Deniz’in hedef alınması, kadın iradesine ve Kürt halkının örgütlü mücadelesine dönük siyasal şiddetin sürekliliğini gözler önüne sermiştir. Biz hâlâ Gülistan Doku’nun akıbetini soruyor, Deniz Poyraz’ı katleden kişinin arkasındaki güçlerin açığa çıkması için mücadelemiz sürdürüyor, Rojin Kabaiş’e ne oldu diye haykırıyor, Narin Güran cinayetinin karanlıkta bırakılmasını kabul etmiyoruz” denildi.   ORTAK MÜCADELE ÇAĞRISI   TJA’nın barışı sadece silahların susması değil şiddetin tüm biçimlerinin ortadan kaldırılması olarak değerlendirdiği kaydedilen açıklamada, bu toprakların mayasının komün örgütlenmesi ve özgürlükçü yaşam felsefesiyle tuttuğu belirtildi. Bu bilinçle daha fazla örgütlenerek, yaşam haklarını komün etrafında inşa edeceklerine değinilen açıklamada, "İzmir’de farklı sektörlerde direnen kadın işçiler de bu sömürünün karşısında hak arayışını büyütüyor. Düşük ücretlere, mobbinge ve güvencesizliğe karşı yükselen bu direnişler, kadın emeğinin boyun eğmediğini ve örgütlü mücadelenin her yerde filizlendiğini gösteriyor. Kadın mücadelesi sadece şiddete değil aynı zamanda yoksulluğa, açlığa, güvencesizliğe ve doğa tahribatına karşı da bir direniştir. Ekolojik kırım da erkek egemen şiddetinin başka bir biçimidir. Bu nedenle özgürlük mücadelesi aynı zamanda toprağın, suyun, yaşamın savunusudur. Bu 25 Kasım’ı da bir yandan katledilen kadınların öfkesi bir yandan coğrafyamızda hakim olan barış inşasının umudu ile karşılıyoruz. En etkili eylemin örgütlenmek olduğu bilinciyle, yaşamı savunmanın yolu ortak kadın mücadelesidir” ifadeleri yer aldı.    Açıklamanın ardından eylem halaylarla devam etti.   MOR DAYANIŞMA'DAN YÜRÜYÜŞ   Öte yandan Mor Dayanışma, Liseli Cadılar ve Kampüs Cadıları da 25 Kasım etkinlikleri kapsamında Karşıyaka İZBAN önünden çarşı girişine kadar yürüyüş düzenledi. "Erkek şiddetine karşı, inatla, dirençle, mücadele ile geliyoruz" pankartı açılan yürüyüşe çok sayıda kadın katıldı. Karşıyaka çarşı girişinde konuşan Mor Dayanışma Temsilciler Meclisi Üyesi Zeynep Eda Berfin Tozlu, "2025’te kadınlar için yoksulluk artık istisna değil. Türkiye’de kadınların yüzde 34’ü yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Kadın işsizliği erkeklerinkinin neredeyse iki katı. Kadın emeği ya güvencesiz, ya kayıt dışı, ya da düşük ücretli işlerde sömürülüyor. 2026 bütçe görüşmeleri bir kez daha gösterdi ki AKP-MHP iktidarı, kamu kaynaklarını kadınların yaşam koşullarını iyileştirmek için değil, sermayeyi büyütmek ve savaşı finanse etmek için kullanma niyetinde. Savunmaya ayrılan milyarlar, kadınların yaşamını koruyacak politikalara değil, yıkımı derinleştiren militarizme akıyor. Yaşamlarımız iktidar eliyle kuşatma altına alınmaya çalışılıyor. Kadınlara, çocuklara, işçilere, Kürtlere, Alevilere, yoksullara toplumun her kesimine yönelik bir saldırı var. AKP-MHP iktidarı, savaş politikalarıyla ve baskı mekanizmalarıyla faşizmi her geçen gün daha da kurumsallaştırıyor. Bizler her mahallede, her iş yerinde, her üniversitede kadın dayanışmasını büyütmeye; erkek egemenliğinin, yoksulluğun, savaşın karşısına eşitliği, özgürlüğü ve yaşamı koymaya devam edeceğiz. Tüm kadınları 25 Kasım Salı günü 18.00’de Alsancak gar önüne mücadeleyi beraber büyütmeye çağırıyoruz" dedi.