İş cinayetleri artıyor: Derinleşen yoksulluk Wan'a göç ve ölüm getiriyor 2025-11-01 09:18:09 WAN - Türkiye'de iş cinayetlerinde Wan nüfusuna kayıtlı kişilerin oranın yüksekliği dikkat çekiyor. İş Güvenliği Uzmanı Kadri Salaz, "Wan'a neredeyse hafta bir cenaze geliyor. Derinleşen yoksulluk Wan'a göç ve ölüm getiriyor" dedi.  Yetersiz iş koşulları ve tedbirsiz iş alanlarından dolayı yılda yüzlerce kişi iş cinayetleri nedeniyle hayatını kaybediyor. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) raporlarına göre; 2025'in 10 ayında bin 566 işçi iş cinayetinde yaşamını yitirdi.  Hayatını kaybedenlerden 72'si çocuk. İş cinayetlerinde yaşamını yitiren kişi sayısının en yüksek olduğu kentlerin başında Wanlılar geliyor. 2024 verilerine göre, kentten batıdaki kentlere çalışmak için gidenlerden 100'den fazlası iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Kentte, en son iş cinayeti Tekirdağ'da tuğla fabrikasında ısınmak için yaktığı tenekeye tiner döktüğü sırada yaşanan patlamada yaşamını yitiren Mustafa Eti'nin (16) ölümüyle yaşandı.    İş cinayetlerinin Wan'da seyretmesini ve iş cinayetlerinin değerlendiren İş Güvenliği Uzmanı Kadri Salaz, Türkiye'nin iş ve meslek hastalıkları sıralamasında dünyada 3'üncü Avrupa'da ise ilk sırada yer aldığını söyledi. Yılda 3 bin çalışanın iş kazalarında hayatını kaybettiğini belirten Salaz, iş güvenliği için tedbirlerin hayati önemde olduğunun altını çizdi. İş kazalarında en çok yaşandığı sektörlerin başında inşaat sektörü geldiğini dile getiren Salaz, "İnşaatlarda en çok yukarıdan düşmeler ve yukarıdan cisimlerin insan üzerine düşmesi şeklinde tezahür ediyor. Bu kazaların önlemenin iki yolu var; baret takmak ve emniyet kemeri kullanmak. Yüksekte çalışan işçilerin emniyet kemeri, aşağıda çalışanların ise mutlaka baret takarak çelik burunlu ayakkabı giymesi gerekiyor. Gerekli kişisel koruyucu donanım malzemelerini kullanılarak çalışma alanına girilmeli" diye konuştu.    İŞ GÜVENLİĞİ VE KURALLAR   Haber dilinin "kazaya meydan veren neden-sonuç ilişkisinin" doğru aktarılmasıyla kazalara ilişkin işçilerde farkındalık yaratacağını ve gerekli tedbirleri almaya teşvik edebileceğini ifade eden Salaz, bunun dışında da yapılması gereken önlemlere işaret etti. Çalışanların eğitim alması, iş disiplinine uyması, gerekli kişisel koruyucu donanım malzemelerini kullanması gerektiğini ve işverenin bu malzemeleri karşılamadığı sürece işçinin çalışmaması gerektiğini belirten Salaz, şunları söyledi: "Bunlar işçilerimizin bilmesi ve uygulaması gereken en önemli kurallardan birkaçı. Altını çizerek belirtmek istiyorum; 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Yasası, işverene de çalışana da gerekli olan yetki, sorumluluklarını tanımlamıştır. Bizler iş güvenliği uzmanları olarak bu teslimatın tutanakla tespit edilmesi gerektiğini ısrarla söylüyoruz. Çalışan mutlaka talep etmeli işveren de mutlaka vermelidir. Eğer işveren vermiyorsa işçi buna direnmeli ve almayı sağlamalı. Eğer çalışan, işveren koruyucu malzemeleri verdiği halde kullanmıyorsa işveren çalışanı tazminatsız işten çıkarma hakkına sahiptir. Çalışanlar işyerinde alınmış olan iş sağlığı ve kurallarına harfiyen uymak zorundadır."   HER HAFTA BİR CENAZE GELİYOR             İş cinayetlerin oranında doğu-batı farkı olduğunu vurgulayan Salaz, batı illerinde denetimin daha fazla olduğunu belirterek, "İş yerlerindeki fiziksel ve yapısal tedbirler, çalışanların kişisel koruyucu donanım malzemelerinde görünürlük açısından çok ciddi farklar oluşturduğunu biliyoruz. Ancak Wan'a neredeyse her hafta bir genç cenazesi gelmektedir. Bu artık değişmeyen bir kural gibi oldu. Bodrum, Muğla, İzmir, İstanbul, Ankara'da gibi büyük kentlerde çalışan Kürt çocukları bu bölgede okuma ve eğitim şansı bulamamış, iş bulamayanlar, batıdaki ücretler bir nebze de olsa yüksek olmasından kaynaklı batı kentlerinde çalışmaya giderler. Oralarda da kurallara uymama konusunda bizim bölgemizden giden çocukların bir kısmı daha 'kahraman' ve 'cesur' davranarak emniyet kemeri bile takmadan çalışmakta diretmektedir. Maalesef yüksekte çalışırken dengesini kaybeden, ayağı kayan ve kemeri de takılı olmayan işçi yüksekten düşünce hayatını kaybediyor. Eğitimlerimizde her zaman işçilere şunu söylüyoruz: Siz hiç yüksekten düşüp ölen bir işveren gördünüz mü?  Hayır, örneği yok çünkü. Emniyet kemeri, takılması halinde düşmeyi büyük oranda önleyen ve düşme söz konusu bile olsa yaşama bağlayan bir mekanizmadır" ifadelerini kullandı.    WAN NEDEN SON SIRADA   Gençlerin iş için batıya gitmesini, sürekliliği olan işlerin bulunmaması, ikincisinin ise bölgenin ekonomi açısında dezavantajlı bir durumda olmasından kaynaklandığını söyleyen Salaz, "Wan büyüklük açısından Türkiye'nin 30 büyükşehri içinde 19'uncu sırada. Ekonomik göstergelerin tamamında neredeyse 81 ilin 81'incisi durumunda.  Wan, ekonomik olarak en fakir, eğitim açısından da en düşük eğitim yüzdesine sahip kenttir. Bu yüzden okuma şansı bulamayan çocuklar çalışmak zorunda kalıyorlar. Bu ekonomik ve sosyolojik nedenlerle yaşanan göçler, bunu doğuran en önemli sebeplerden biri. Çok çocuklu ailelerde, ailelerin çocuklarını okutamaması bir yana çocuğun eli iş tutmaya başlar başlamaz çocuklar işe koşmaktadırlar. Bulunabilen en kolay iş ise inşaat. Dolayısıyla inşaat, iş kazalarının da en yoğun yaşandığı sektörlerden biridir. Bu yüzden de eğitim almamış, eğitime direnç gösteren bir kuşak olan bu işçiler, yüzde olarak bakıldığında maalesef akranlarına oranla da fazla ölmektedirler" şeklinde konuştu.    'SORUNLAR, EKONOMİK VE SOSYOLOJİKTİR'   Bunu önlemenin yolunun bölgeler arası kalkınmışlık farkının hızla giderilmesi ve bölgenin dezavantajlı yapısının normalleştirilmesi için önemli ölçüde pozitif ayrımcılık yapılması gerektiğini söyleyen Salaz, "Vergi-sigorta indirimleri sağlanmalı, esnafın bu bölgede para kazanması, batılı işverenin de bölgemize gelerek yatırım yapması ve yeni sahalar açması gerekiyor. Belki bununla birlikte de bizim çocuklarımızın batı kentlerine gitmelerinden kurtarılması sağlanabilir. Sorunlar, ekonomik ve sosyolojiktir. Bu sorunlarımız çözüldüğünde batı kentlerine göç etmek zorunda kalmayan çocuklarımız, o koşullarda veya iş kazalarında başka nedenlerle de hayatlarını kaybetmeyeceklerdir" diye belirtti.