57 gençlik örgütünden komisyona ‘çözüm’ önerileri 2025-10-15 17:46:41   ANKARA - GOFOR bünyesinde bulunan 57 gençlik örgütü, komisyona Kürt sorunun çözümü için taleplerini sıralarken, “Milli Gençlik Vakfı ve Anadolu Gençlik Derneği” de meselenin adalet meselesi olduğunu vurguladı.    Barış ve Demokratik Toplum Süreci kapsamında görüşmeleri devam eden Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi komisyonu, Kürt sorunun çözümüne dair gençler ve kadınları dinlemeyi sürdürüyor.   Komisyon, 57 farklı gençlik örgütünden oluşan Gençlik Örgütleri Forumu (GOFOR) ile “Milli Gençlik Vakfı ve Anadolu Gençlik Derneği”ni dinledi.   GOFOR üyesi Hasan Oğuzhan Aytaç, gençlerin sürece ve komisyona güvenmediğini söyledi. Hasan Oğuzhan Aytaç, “Gençlerle siyaset kurumunun güven ilişkisi maalesef bitmiştir. Birinci barış sürecinde, sürece katkı sunulması istenen insanlar daha sonra bu katkıları nedeniyle yargılandılar. Biz bugün burada maalesef kendimizi güvende hissetmeyerek bu konuşmayı tamamlayacağız” dedi.   ‘BASKILAR GÜVENİ ZEDELİYOR’   Sorunun varlığı nedeniyle gençlerin öldüğünü kaydeden Aytaç, ancak kurulan komisyonda, masada gençlerin olmadığını belirtti. Aytaç, “Meclis’te temsil edilmiyorlar-Meclis’teki tüm genç vekiller bu komisyona üye olsaydı bile hala azınlık olacaklardı ki burada da maalesef hiç bir genç vekili göremiyoruz. Gençler bu sürecin nasıl öznesi olacak? Gençlerin barışın öznesi olması demek bu sürece dahil olması, bu süreci akranlarıyla tartışması demek. Örneğin, gençlerin üniversitede barışı konuşması demektir. Barış orada konuşulacak, barışa giden yol öğrenciler arasında örülecek. Peki üniversitelerde bugün ne oluyor? Bugün üniversitelerde derinleşen bir baskı var. Senelerdir ‘terör’ ve ‘güvenlik’ bahaneleriyle üniversiteler abluka altına alındı. 2015 sonrasında rektörlük seçimlerinin kaldırılmasıyla kayyım rektörler, üniversite hareketinin baskılanması için ellerinden geleni yaptılar. Üç genç bir araya gelirse soruşturma baskısıyla karşılaşıyorlar” diye konuştu.    EŞİT YURTTAŞLIK TALEBİ   Eşit yurttaşlığın elzem olduğunu belirten Aytaç, “Bizim için demokratikleşme, eşit yurttaşlık demektir. Şu an Türkiye’de gençlerin eşit yurttaş olmasının önündeki en büyük engel Anayasa’nın 58’inci maddesidir. Gençlerin eşit yurttaşlık talebi, yalnızca Madde 58’le çözülemez. Çünkü tek maddeyle Kürt gencinin kulağına fısıldanan ‘Okulda sakın Kürtçe konuşma’ nasihatini değiştiremezsiniz. Kürt gençlerin yaşadığı sistematik ayrımcılıkla mücadele, hayatın her alanına genişletilmeli. Önce o gittiği okulda anadilinde eğitim alabilmeli, o eğitimini aldığı anadiliyle bütün kamu hizmetlerinden yararlanabilmelidir. Bunun için de hayatın her alanında ayrımcılıkla mücadele etmek kamunun öncelikli görevi olmalı. Siyasal alandan uzaklaştırılan gençler, uyuşturucuyla etkin mücadele edilmediği için sosyal alandan da uzaklaştırılıyor. Bu durum yalnızca bireysel bir sağlık sorunu olarak değil, aynı zamanda sosyopolitik bir mesele olarak ele alınmalıdır. Fakat bu gerçekliğe rağmen Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın uyuşturucuyla mücadele için ayırdığı bütçe, bakanlık bütçesinin yüzde 0,02’sine denk gelmektedir” diye belirtti.    Aytaç, İrlanda ve Kolombiya’da yaşanan sorunun çözümüne dair izlenen yol ve yöntemlere de işaret ederek, gençlerin konsey kurduğu, barış odaklı projelerinin desteklendiğini, gençlik için barış yasalarının çıkarıldığını ve gençlerin süreçlerin öznesi haline getirildiğini belirtti.   GOFOR FORUMUNUN TALEPLERİ   Aytaç, GOFOR’un sürece ve çözüme dair taleplerini sıraladı:   “*Gençlerin ve gençlik örgütlerinin sürece aktif katılımı ve bu doğrultuda kamu kaynağına erişimi için bağımsız, evrensel standartlarda bir Ulusal Gençlik Konseyi kurulmalıdır. Ulusal Gençlik Konseyi, sivil olmalı, gençlik örgütleri tarafından kurulmalı ve kamu tarafından tanınmalıdır.   *Genç kadınların sürece aktif katılımı sağlanmalı; barışın öznesi olmaları için ek mekanizmalar oluşturulmalıdır. Barış sürecinin toplumsallaşması için gençlik örgütlerinin yapacağı barış ve ayrımcılıkla mücadele projeleri için kamu kaynağı tahsis edilmelidir.   *Anayasa’nın 58. maddesi, gençleri yalnızca korunması gereken bir kesim olarak değil, toplumsal yaşamda aktif ve eşit yurttaşlar olarak güçlendirmeyi güvence altına alacak biçimde yeniden düzenlenmelidir.   *Yasama sürecinde alınacak kararların ve yapılacak değişikliklerin gençlerin hayatına etkisini belirlemek için TBMM’de Gençlik Raportörü mekanizması uygulanmalıdır. 2911 sayılı kanun, Anayasa madde 34’e göre yeniden yazılmalı, toplantı ve gösteri yürüyüşleri hakkının kullanılması önündeki engeller ortadan kaldırılmalıdır. İfade ve örgütlenme özgürlüğü haklarını kullandığı için cezalandırılan gençler hakkındaki suçlamalar düşürülmelidir.   *3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun gençlerin sosyal medya paylaşımlarını veya barışçıl faaliyetlerini “örgüt propagandası” saymasına son verilmeli ve yeniden düzenlenmelidir. Şiddet içermeyen ifade biçimlerinin tamamı suç kapsamı dışına çıkarılmalı. TCK’nın Kamu Barışına Karşı Suçlar başlığı altında yer alan maddeler gençlerin ifade özgürlüğünü garanti altına alacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.   *Dezenformasyon Yasası olarak bilinen 7418 sayılı kanunla beraber yapılan düzenlemeler iptal edilerek ifade ve basın özgürlüğü güvence altına alınmalıdır. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu yeniden düzenlenerek üniversite özerkliği tanınmalı, öğrenci kulüp ve topluluklarının örgütlenmesinin önündeki engeller kaldırılmalıdır. Rektörlük seçimleri geri getirilmeli, öğrenci temsilciliği kurulları bağımsız olmalıdır.   *Eğitimin tüm kademelerinde anadilde eğitim hakkı garanti altına alınmalıdır. Milli Eğitim müfredatı gözden geçirilerek toplumsal barış, birlikte yaşam ve çok kültürlülük dersleri eklenmelidir.   *Belediyelere kayyım atama uygulamaları derhal sonlandırılmalıdır. 5393 sayılı Belediye Kanunu yeniden düzenlenerek belediyelerde gençlik meclislerinin kurulması zorunlu haline getirilmeli, bu meclisler barış sürecinin yerel ayağı olmalıdır. Çatışma sürecinde özellikle işsizlik nedeniyle sözleşmeli er/erbaş olarak orduya katılan binlerce genç için istihdam politikaları geliştirilmelidir. Eğitim hakları gözetilmeli, psikososyal destek sağlanmalıdır.   *Silah bırakan gençler için toplumsal entegrasyon ve rehabilitasyon programları yürütülmelidir. Eğitim hakkı, okula geri dönüş, mesleki eğitim olanakları ve istihdam desteği bu sürecin temel bileşenleri olmalıdır. Terörle bağlantılı suçlar da dahil olmak üzere çeşitli gerekçelerle eğitimini tamamlayamamış gençler için kapsamlı bir öğrenci affı çıkarılmalıdır.   *Çatışma bölgesinde büyümüş gençler, silah bırakan gençler, güvenlik güçlerinde görev yapmış gençler, cezaevinden çıkan genç siyasetçiler ve aktivistler, zorunlu göç ve yerinden edilme nedeniyle travma yaşamış gençler, çatışma nedeniyle yakınlarını kaybeden gençler için detaylı ve kapsamlı psikososyal müdahale planı oluşturulmalıdır.   *7179 sayılı Askere Alma Kanunu gözden geçirilerek zorunlu askerlik hizmetine alternatif kamu hizmeti düzenlemesi yapılmalıdır. Gençlerin sorgulama ve kıstas şartı olmadan alternatif kamu hizmeti uygulamasından yararlanması sağlanmalıdır. Gençlerin yaşadığı hak ihlalleri ve yaşamını yitiren gençlerin hikayelerinin kayda geçirilmesi için gençlik odaklı bir hakikat komisyonu kurulmalıdır.”   ‘ADALET MESELESİDİR’   “Milli Gençlik Vakfı ve Anadolu Gençlik Derneği” de ortak sunum yaptı. Ortak sunumda Kürt sorunun Osmanlı döneminden beri gündemde olduğu, Cumhuriyetin kuruluşu ile birlikte kurgulanan yurttaş kurgusu ile sorunun daha görünür olmaya başladığı ifade edildi. Ortak sunumda, “Yanlış politikaların devamı neticesinde ve yakın zamanda Uludere (Roboski) olayı, 6–8 Ekim olayları, hendek çatışmaları gibi gelişmeler, toplumsal yarayı daha da derinleştirmiştir. Bugün karşımızdaki mesele, sadece bir ‘güvenlik sorunu’ değil; tarihsel hafızası, sosyolojik kökleri, dini ve kültürel boyutları olan çok katmanlı bir adalet mesesidir.  Sykes–Picot Anlaşması (1916) sonrası Kürt coğrafyasının Türkiye, Irak, İran ve Suriye arasında bölünmesi, meseleyi ulusal sınırların ötesine taşımıştır. Bugün milyonlarca Kürt; bu dört ülkenin yanı sıra Türki Cumhuriyetler’de, Avrupa ve Amerika’da yaşamaktadır” denildi.