‘Tehlikeli’ gemi söküm için Aliağa'da 2025-07-05 09:03:26     İZMİR - Ege Çevre ve Kültür Derneği'nden Ertuğrul Barka, HMS Bristol gemisinin söküm için İngiltere'den Aliağa'ya getirilmesine tepki göstererek, "İngiliz donanması bu geminin tehlikeli olduğunu bildiği için Türkiye'ye yolladı" dedi.     Asbest ve zehirli madde taşıyan gemilerin söküm merkezi haline gelen İzmir'in Aliağa ilçesinde 22 adet gemi söküm tesisi bulunuyor. Bu tesisler, doğayı ve tüm canlı yaşamını tehdit ediyor. Son olarak İngiltere Kraliyet Donanması'na ait HMS Bristol gemisi 3 Haziran'da sökülmek üzere Aliağa'daki söküm tesisine getirildi.. Son 20 yılda İngiltere'den Türkiye'ye gönderilen 25 donanma gemisinden sadece birisi olan HMS Bristol gemisi, yaklaşık 50 yıl kullanılmasının ardından İngiliz Savunma Bakanlığı tarafından 2020 yılının sonunda satışa koyuldu. Hemen ardından HMS Bristol Preservation Society (Koruma Topluluğu), başlattığı imza kampanyası ile geminin müzeye dönüştürülmesini talep etti. Ancak bakanlık bu talebi reddederek, gemiyi açık ihale yöntemi ile satışa çıkarttı. Bunun üzerine LEYAL Gemi Söküm Şirketi ihaleyi aldı ve gemi sökülmek için Aliağa'ya getirildi.    Ege Çevre ve Kültür Derneği (EGEÇEP) Tehlikeli Gemi Sökümü Önleme Girişimi Sözcüsü Ertuğrul Barka, Aliağa'daki gemi söküm merkezlerinin zararlarına ve HMS Bristol gemisine ilişkin konuştu.    EKOLİK YIKIM   İzmir'in coğrafi yapısının liman olanaklarını çoğalttığını aktaran Barka, bu nedenle Aliağa'nın gemi söküm merkezi haline geldiğini söyledi. Büyük tonajlı gemilerin geldiği bir yer olan Aliağa'nın ağır sanayi bölgesi seçildiğini ifade eden Barka, "PETKİM ve TÜPRAŞ gibi büyük şirketler ve demir çelik fabrikaları da gelip Aliağa'ya yerleşti. Demir ve çeliğin hammaddesinin yüzde 8 ile 18 arasında sökülen gemilerin hurdalarından karşılanıyor. Bunun için Aliağa'ya gemi söküm merkezleri yerleşti. Aliağa'da 22 tane gemi söküm merkezi var. Türkiye'de katma değeri düşük olan hurdalardan demir çelik üretiliyor. Nitelikli hurdalar ise Almanya gibi ülkelerde ocaklarda eritiliyor. Bu ülkelerde hurdaların katma değerleri fazla olduğu için onlar ekolojik önlemleri alabiliyorlar. Ancak katma değeri düşük olan hurdaların eritilmesinde bir yığın ekolojik zararların ortaya çıkması nedeniyle bu hurdaları ise bizim ülkemize yıkıyorlar" dedi.    TEHLİKELİ GEMİ    Türkiye'de Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporlarında halkın taleplerinin dikkate alınmadığını ifade eden Barka, "Halkın katılımı hiçe sayılıyor. Bu gemilerin halkın sağlığı üzerindeki etkilerinin istatistikleri hep örtülü, bu istatistikler görülmüyor. İngiltere'den gelen gemide ne kadar tehlikeli atık var? İngiliz donanması bu geminin tehlikeli olduğunu ve bu geminin çok büyük ekonomik yük getirdiğini bildiği için Türkiye'ye yolladı. Halk büyük ekonomik ve siyasi baskının altında olduğu için bu zararları soramıyor. Artık halk bunu görmeli ve bilmeli" diye belirtti.    AVRUPA'NIN ÇÖPLÜĞÜ   Türkiye'nin, Avrupa'nın çöplüğü olduğunu kaydeden Barka, "Bu demir çelikte de böyle, plastik atıklarda da böyle. İngiltere'nin plastik atıkları Türkiye'ye getiriliyor ve yakılıyor. Buradaki doğayı ve insanları yok ediyorlar, kendileri ise bu pisliklerden kurtuluyorlar. Ve bunların burada işbirlikçileri var. Aliağa'daki söküm merkezi hiçbir şekilde denetlenmiyor. Türkiye'de en çok kanser ilacı satılan yer Aliağa ilçesi. İnsanlar Aliağa'da böyle bir cehennem içinde yaşamaya mahkum edilmiş vaziyette" diye aktardı.    Gemilerdeki kirlilikleri ve zehirli atıkları sıralayan Barka, donanma gemilerinde ayrıca radyasyonun da olduğuna dikkat çekti. Barka, daha sonra 2022 yılında söküm için Aliağa'ya gönderilen ancak yurttaşların tepkileri sonrası geri gönderilen asbest yüklü Sao Paulo gemisini anımsattı. Barka, "Fransız emperyalizminin çıkarlarını taşıyan bu gemi okyanusa batırıldı. İngiliz emperyalizminin çıkarlarını taşıyan bu gemi de getirtilip burada sökülüyor. Türkiye askeri, ekonomik ve politik anlamda bağımlı bir ülke ve Türkiye'ye verilen rol de enerji üretimi. Ancak Türkiye'de enerji üretimi çok kirli bir iş. Avrupa pırıl pırıl yaşarken, biz burada kirleneceğiz" ifadelerini kullandı.    'ORTAK MÜCADELE' ÇAĞRISI    Bu gibi gemilerin söküme karşı koyabilecek bir yasanın olmadığını vurgulayan Barka, "Türkiye'de yasa yok ve bu gemi gelir burada sökülür. Buna karşı direnen bir avuç insan var. Bu noktada önemli olan ekolojik sorunlar başta olmak üzere tüm felaketleri halka anlatmak. Ancak bunlar konuşulmasın diye yapay gündemler yaratılıyor. Programlarında ekolojiyi barındıran partiler ile birlikte mücadeleyi örmek lazım. Örneğin Sao Paulo gemisinin durdurulmasında Avrupa Parlamentosu'nda (AP) dürüst insanların katkıları oldu. Aliağa'da yılda 150-200 gemi sökülüyor. Türkiye üzerine aldığı bu çöplük rolünden kurtulmalı. Avrupa Birliği (AB) üyesi olmayan ama Avrupa Gemi Söküm Birliği içerisinde yer alan tek ülkeyiz. Neden? Çünkü bir gemi mezarlığı ve çöplük lazım" diye konuştu.    Barka İngiltere'de de gemi söküm merkezlerinin olduğunu anımsatarak, "Onlar havuzlarda yapıyorlar. Gemi havuza alınıyor havadan, sudan ve topraktan yalıtılıp işçi sağlığı ve güvenliği dikkate alınarak sökülüyor" hatırlatmasında bulundu.    MA / Uğurcan Boztaş