Sosyalist örgütler: Demokratik toplum ve cumhuriyet için hepimize ödevler düşüyor 2025-06-26 09:07:23 MERSİN - Mersin'deki sosyalist örgütler ve sendika temsilcileri, sürece dair, "Bu ülkenin demokratikleşmesi, demokratik bir toplum, demokratik bir cumhuriyet geliştirebilmemiz için herkese ödevler düşüyor. Devlet dahil, her insanın bu görevi yerine getirmesi gerekiyor" dedi.  Mersin'deki sosyalist örgütlerin temsilcileri, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan'ın "Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı"yla Kürt sorunun demokratik ve barışçıl bir zeminde çözülmesi için yürütülen sürece işaret ederek, geçmişten dersler çıkarılarak yeni dönemin güçlü bir toplumsal ittifakla örülmesi gerektiğini belirtti. Mersin 78'liler Hareketi Sözcüsü Nejdet Kılıç, sürecin topumda umut hem de belirsizlik yarattığını belirtti. Abdullah Öcalan'ın ortaya koyduğu demokratik toplum önerisinin, halkların kardeşçe, eşit yurttaşlık temelinde bir arada yaşamasını hedefleyen kıymetli bir yaklaşım olarak değerlendiren Kılıç, "Biz devrimci, sosyalistler, ilerici, demokratlar, mutlaka bu süreci güçlendirmeliyiz, toplumsallaştırmalıyız" diye konuştu.   Abdullah Öcalan'ın çağrısının yalnızca Kürtlere değil, sosyalistlere, devrimcilere ve ilerici çevrelere de olduğunu dile getiren Kılıç, sürecin toplumsallaşması gerektiğini vurgulayarak, "PKK kendini feshetti, Türkiye Cumhuriyeti devleti de bu konuda adımlar atmalıdır. Bombalamalar durmalıdır. Bu çatışmaları isteyenler elbette olacaktır, bunun bir an önce sonlandırılması ve gerçekten demokratik siyasetin önü açılmalı. Demokratik toplumun inşası hepimizin, bütün demokrasi güçleriyle birlikte olmalıdır. Hem 'Barış süreci' diyoruz, hem de bombalamalar, ölümler devam ediyor. Bunu kabul etmiyoruz, bu doğru yaklaşım değildir. Provokasyonlara yol açar. Onun için süratle bu barış görüşmelerinin açık, şeffaf, Sayın Öcalan'ın da belirttiği gibi Meclis'te hukuki güvence altında derhal hızlandırılmalıdır" ifadelerini kullandı.   'SORUMLULUKLAR YERİNE GETİRİLMİYOR'   Önceki sürecin nasıl sonlandırıldığını bilenler açısında ciddi bir güvensizlik durumu olduğuna işaret eden Mersin 68'liler Derneği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Figen Kandemir, bu güvensizliğin sosyalist çevrelerde derin olduğunu belirtti. Geçmiş deneyimlerin yol açtığı soru işaretlerinin bugün de büyük ölçüde giderilemediğine söyleyen Figen Kandemir, "Buna dikkat etmek lazım; yeni bir dünya kuruluyor. Eskiden sınırlar çizilirdi, artık sınırın da ötesinde dünyanın yeni bir haritası oluşturuluyor. Egemen, emperyalist güçlerce oluşturulan bir harita var. Bu haritaya baktığımız zaman, Afganistan, Pakistan ve Lübnan'la, daha sonra Irak ve Suriye ile ve şimdi de İran ile gelişen bir durum söz konusu. Oluşturulan bu yeni haritada Türkiye'nin konumu çok önemli. Yaşadığımız sürecin insanların kafasındaki soru işaretlerinin oluşmasının yansımaları aslında dünyanın bize doğru oluşturduğu yansımalardan geçiyor. Otoriter bir düzen dünyada hakim. Savaşların olduğu düzen hakim. Doğal olarak Türkiye'de de bunu mümkün kılacak kişilerin var olduğunu düşünüyorum. Dünyadaki sistemden çok da farklı olmayan konumda olduğumuzu düşünüyorum. Bu barış süreci sanki diğer barış süreçlerinden bu bakımdan farklıydı. O yüzden devletin bu konuda adım atacağını düşünmüştük ama şunu gördük ki; hepimizin umut bağladığı bu gelişmelere infaz yasası bir sonuç vermedi. Hatta göstermelik dahi olsa bir şey yapılmadı" şeklinde konuştu.    Devam eden operasyonlar ve devletin somut adım atmamış olmasının toplumda umutsuzluk yarattığını dile getiren Figen Kandemir, özellikle muhalif kesimlerin, sol ve sosyalist çevrelerin bu sürecin takipçisi olmaya devam edeceğini vurgulayarak, "Barış, demokratikleşme ve emek mücadelesi. Bunlar bizim ana unsurlarımız olarak kalmaya devam edecek. Burada şunu göz ardı etmemek gerek; amasız ve fakatsız, herhangi bir şart olmadan barışın, demokratikleşmenin ve emeğin, üçünün bir arada olduğu bir ülke için bir araya gelmek zorunda olduğumuzu bilmemiz gerekiyor" diye belirtti.    'HERKESE ÖDEVLER DÜŞÜYOR'   1974'te kurulan Devrimci Liseliler (Dev-Lis) Kurucu Yöneticisi İhsan Derinöz ise Kürtlerin sürdürdüğü mücadelenin önemli bir aşamaya geldiğini ve bu süreçte çok ağır bedellerin ödendiğini ifade etti. Çatışmalı sürecin insan kayıplarının yanı sıra Türkiye'ye büyük bir ekonomik yük de getirdiğini belirten Derinöz, binlerce insanın yaşamını yitirdiğini, ülkenin ise doğrudan ve dolaylı olarak yaklaşık 3 trilyon dolarlık bir ekonomik kayba uğradığını anlattı. Derinöz şunları kaydetti: "Türkiye toprakları da bizlerin topraklarıdır. Bu ülkenin demokratikleşmesi, demokratik bir toplum, demokratik bir cumhuriyet geliştirebilmemiz için herkese ödevler düşüyor. Lütfen herkes, devlet dahil, her insanın bu görevi yerine getirmesi gerekiyor. Çünkü bu sorun hepimizi ilgilendiriyor. Bu yangında hepimiz yanıyoruz."    'ÜLKEMİZ ADINA DA GELECEK ADINA DA TEDİRGİNİZ'   Kamuoyunda yürütülen tartışmaların henüz net bir çerçeveye oturtulmamış olmasından kaynaklı belirsizliklerin yaşandığını ifade eden 2021 Tüm Emekliler Sendikası Mersin Şubesi Kadın Sekreteri Sıdıka Gündüz, "süreç" olarak adlandırılan bu dönemin adının ve yönünün açıkça tanımlanmamasının toplumsal bir tedirginliğe yol açtığını belirterek, "Tam demokratik bir ülke istiyoruz. Bizim amacımız o, insanca yaşamak istiyoruz. Analar ağlamasın, askerlerin de, gerillanın da kimsenin ölmesinden yana değiliz. Süreç iyi işletilmeli, eğer ki bu süreç doğru bir yere evirilirse elbette ki kazanımlar çok olacaktır diye düşünüyorum" dedi.   MA / Abdulkadir Ayten