31 yıl önce gözaltında katledilen Örhanlar için adalet talebi 2025-05-24 13:24:41   İSTANBUL - Cumartesi Anneleri, 31 yıl önce gözaltında katledilen Mehmet Selim Örhan ve Hasan Örhan kardeşler ile yeğenleri Cezayir Örhan için adalet talep etti. Adnan Örhan da gerçek barışın sağlanması için yüzleşme çağrısı yaptı.   Cumartesi Anneleri / İnsanları gözaltında kaybedilen ve katledilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle eylemlerinin 1052’inci haftasında Galatasaray Meydanı’nda bir araya geldi. Karanfiller ve gözaltında kaybettirilen yakınlarının fotoğraflarıyla Galatasaray Meydanı’nda bir araya gelen Cumartesi Anneleri, eylemlerinin bu haftasında 24 Mayıs 1994’te Amed’in Pasûr ilçesinde gözaltına alınarak, kaybettirilen Mehmet Selim Örhan ve Hasan Örhan kardeşler ile yeğenleri Cezayir Örhan için adalet istedi.    ADALETE ERİŞİM, HAKİKATİ BİLME HAKKI    Bu haftaki eylemde basın metnini okuyan Besna Tosun, sessizliğin suça ortak olmak olduğunu belirtti. Besna Tosun, “Hakikati bilme, adalete erişim ve barış içinde yaşama hakkını savunmak hem kaybedilenlerin hatırasına hem de toplumun geleceğine olan borcumuzdur” dedi.   Mehmet Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın hikayesini anlatan Besna Tosun, “20 Nisan 1994’te Bolu Komando Tugayı’na bağlı birliklerin Amed’in Pasûr (Kulp) ilçesine bağlı Çağlayan köyüne kamp kurdu. Aynı birlik, 24 Mayıs’ta Deveboynu mezrasına gelerek köydeki 46 yaşındaki Mehmet Selim, 40 yaşındaki Hasan Örhan ve 17 yaşındaki Cezayir Örhan’ı yanlarına aldı. Ailelerinin ‘Onları nereye götürüyorsunuz?’ sorusuna askerler, ‘Yolda bize rehberlik edecekler, sonra bırakacağız, merak etmeyin’ yanıtını verdi” diye belirtti.   ‘DOSYA ZAMAN AŞIMI GEREKÇE GÖSTERİLEREK KAPATILDI’   Ailenin bir sonraki gün Zeyrek Jandarma Komutanlığı’na giderek, Örhanların akıbetini sorduğunu söyleyen Besna Tosun, “Komutan Ahmet Potaş, onları Kulp’a gönderdiklerini söyledi. Kulp Jandarma Komutanı Ali Ergülmez ise bilgisinin olmadığını belirtti. Bölgedeki karakollardan cevap alamayan aile, Kulp Başsavcılığı’na, Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi Savcılığı’na, OHAL Valiliği’ne, Diyarbakır Jandarma Asayiş Komutanlığı’na ve Adalet ile İçişleri Bakanlıklarına resmi başvurular yaptı. Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın gözaltına alındığını, önce Serik Karakolu’na ardından Lice Jandarma Karakolu’na, son olarak da bir kısmı işkencehaneye çevrilen Lice Yatılı Okulu’na götürüldüğüne tanıklık edenler vardı. Ancak Kulp Başsavcılığı’nın, 8 Haziran 1994’te başlattığı soruşturmada, gözaltı kayıtlarında Selim, Hasan ve Cezayir Örhan’ın adlarının yer almadığı gerekçesiyle soruşturmaya yer olmadığı kararı verildi. Sonrasında da dosya zamanaşımı gerekçe gösterilerek kapatıldı” ifadelerini kullandı.   ‘ADALET İSTEMEKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ’   Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), 6 Kasım 2002 tarihli kararında Türkiye’yi sorumlu tuttuğunu vurgulayan Besna Tosun, “Örhan kardeşlerin gözaltına alındıktan sonra yaşamlarını yitirdikleri varsayılmalı ve bu ölümlerden devlet sorumlu tutulmalıdır’ tespitinde bulundu. Ailenin ve İHD’nin kararlı çabaları sonucunda, 2003’te Mehmet Selim ve Hasan Örhan’ın kemikleri Kulp’a bağlı Bağcılar Köyü yakınlarındaki toplu mezarda bulundu. Ancak Cezayir Örhan’ın akıbeti hala bilinmiyor. 1052’inci haftamızda bir kez daha yargı makamlarına sesleniyoruz: 31 yıldır devam eden hukuksuzluğa son verin. AİHM’in verdiği ihlal kararını esas alarak Örhanlar dosyasında zamanaşımı engelini öne sürmeden yeniden yargılama yolunu açın. Kaç yıl geçerse geçsin; Mehmet Selim, Hasan ve Cezayir Örhan için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz” dedi.   ‘TEMENNİMİZ GERÇEK BİR BARIŞIN OLMASI’   Ardından Cumartesi İnsanlarından Gamze Elvan, gözaltında katledilen Mehmet Selim Örhan’ın oğlu Adnan Örhan’ın gönderdiği mektubu okudu. Cumartesi Anneleri eylemine gönderilen mektup şöyle: “Bütün arama çabalarımıza rağmen uzun yıllar sonra Kulp Bağcılar Kevrekok mevkiinde bulunan 8 kişilik toplu mezarda çıkan kemiklerin adli tıp tarafından karşılaştırmasında babam ve amcamın DNA’ları raporlaştırıldı. Ancak kuzenim Cezayir’in kemiklerinin olmadığı söylendi. Daha sonra tespit edilen kemikleri almak istediğimizde kemikler kaybedildi, kemik arama mücadelemiz iki yıldan fazla sürdü. En son Kulp Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada mezarın açılmamasına karar verildi ve 8 insanın kemikleri Kulp Kimsesizler Mezarı’nda tek torba içerisinde tek kabire gömüldü. Değerli anneler ve kayıp yakınları, gerçek bir barışın olması gerektiği temennisi ile eşit yurttaşlık, dil, din ve kimlik ayrımı yapılmaksızın toplumun tüm kesimlerinin haklarının anayasal güvenceye alınması talebimizdir. Kayıplar olgusunun bu ülkenin karanlık geçmişi olduğunu ve bununla mutlaka yüzleşmek gerektiğini ancak olaya samimi şekilde yaklaşılırsa hakikatin ortaya çıkacağını bir kez daha belirtmek isterim. Bu düşüncelerle uzun yıllardır birlikte mücadele ettiğimiz Cumartesi Anneleri’ne ve hak savunucularına mutlaka hakikatin, adaletin geleceğine inanıyorum. Herkese saygılarımı sunuyorum, gerçeklerin en kısa zamanda aydınlığa kavuşmasını diliyorum.”