'CPT tecrit konusunda iki yüzlü davranıyor' 2020-10-22 09:06:13 MERSİN - HDP Mersin İl Eşbaşkanı Mehmet Alış, toplumun üzerindeki tecridin Öcalan’ın üzerindeki tecridin yansıması olduğunu belirtirken, İHD Şube Başkanı Hakkı Demir ise, CPT'nin bu konuda iki yüzlü olduğunu ifade etti. İmralı Yüksek Güvenlik F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın üzerindeki ağır tecrit koşulları gün geçtikçe derinleşiyor. 23 Eylül’de Öcalan ile Ömer Hayri Konar, Veysi Aktaş ve Hamili Yıldırım hakkında, Öcalan’a 2005-2009 yılları arasında verilen hücre cezaları ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) sunduğu 156 sayfalık “Yol Haritası” gerekçesiyle, 6 ay avukat görüş yasağı verildi. Hemen ardından 6 ay süreyle telefon görüş kısıtlaması getirildiği avukatlarına bildirildi. Kısıtlama kararının İmralı F Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu Müdürlüğü İdare ve Gözlem Kurulu Başkanlığı tarafından 7 Eylül’de alındığı öğrenildi.    Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mersin İl Eşbaşkanı Mehmet Alış ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Mersin Şube Başkanı Hakkı Demir, Öcalan üzerindeki tecridi değerlendirdi.    ‘ADRES İMRALIDIR’   Ülkenin içinde bulunduğu savaş girdabından çıkmasının adresinin İmralı olduğunu söyleyen HDP Mersin İl Eşbaşkanı Mehmet Alış,  “Sayın Öcalan’ın Türkiye’nin toplumsal barışına ve Ortadoğu’da yaşanan çelişkinin çözüm gücü olabileceği ülkeyi yönetenler de farkında. Sayın Öcalan’ın savaşın ve çatışmaların bitirilmesi için büyük bir fırsat olduğu ortadadır. Türkiye kendi iç sorunun çözümünü başka yerde aramak yerine kendi toplumsal bütünlüğünü ve barışını içerde yapması gerekiyor. Savaşa yatırılan bu ekonomik kaynakların tamamıyla Türkiye halklarının ihtiyaçları doğrultusunda kullanılması durumunda başta Kürtler olmak üzere Türkiye halklarının Ortadoğu’da büyük bir rol ve misyon izleyeceğini biliyoruz” diye konuştu.   TÜRKİYE TECRİT ALTINDA     Toplumun üzerindeki tecridin Öcalan’ın üzerindeki tecridin yansıması olduğunun altını çizen Alış, "Türkiye tecrit altındadır. İmralı şahsında Türkiye de siyasi tutuklulara uygulanan bütün tecrit yöntemleri bir insanlık suçudur" dedi. İktidarın politikalarının çözüm odaklı olmadığını vurgulayan Alış, "Çatışma ve savaşla hiçbir toplum refaha kavuşamaz. Eğer biz toplumsal özgürlüğü esas alacaksak, hukukun üstünlüğünü ve bağımsızlığını esas alacaksak neden bu sorunlara parmak basmayalım? Ülkedeki toplumsal barışın sağlanması için bunun görülmesi gerekiyor. İktidarın çatışmacı siyasetin Türkiye’ye kazandırmadığını artık bundan sonra bu politikalardan vazgeçerek kendi bölgesinde barış rolünü oynayabilme şansı vardır. Bu noktada İmralı da Sayın Abdullah Öcalan şahsında gelişebilecek çözüm önerileri ve gücü gözden kaçırmamak gerekiyor” ifadelerini kullandı.   ‘TECRİT İNSAN HAKKI İHLALİDİR’   Öcalan'a uygulanan tecridi “Tecrit ceza içinde cezadır ve ağır bir insan hakkı ihlalidir" şeklinde tanımlayan İHD Mersin Şube Başkanı Hakkı Demir, "Öcalan’ın aldığı ceza bellidir ama o cezayı içerde mahpus olarak çekerken ailesi ve avukatlarıyla görüştürülmemesi ağır bir insan hakkı ihlali ve Kürt sorunun çözümsüzlüğe götürülmesinin de yansımasıdır” dedi.   Demir, “Biz hep Kürt sorunu diyoruz ama Türkiye’de Kürt sorunu yok Türklük sorunu var. Yani o Türk sorun şuan tecridi, çözümsüzlüğü, çatışmayı ve yok saymayı dayatıyor. Bu gün Türkiye eğer yeniden barış sürecine girerse ve Abdullah Öcalan ile yeniden bir görüşme ortamı yaratırsa Kürt sorunun da çözüme gideceğini düşünüyorum. Türkiye, çatışmacı politikalara son vermek istiyorsa bir an önce tecridi sonlandırılmalıdır. Çünkü tecrit bir sürü mahpusun da karşı karşıya kaldığı bir cezalandırma şeklidir. Yani tecrit aslında düşman hukukudur” diye belirtti.    ‘CPT İKİ YÜZLÜ’   Avrupa İşkencenin Önlenmesi Komitesi’nin (CPT), zaman zaman açıkladığı raporlarda Öcalan'ın ağır tecrit koşullarında olduğunu ifade ettiğini belirten Demir,  “Ne yazık ki diğer Avrupa ülkelerinin bu konuda takındığı ikiyüzlü politika, CPT’nin de politikalarına yansıyor. Geliyor tespit ediyor ama gereğini yapmıyor. Hak ihlali tespitini yapıyorlar ama sadece açıklamakla yetiniyorlar. Peki, bunun ne anlamı var? Türkiye'yi hukuka davet edici zorlayıcı adımların atılması gerekiyor. Uluslararası girişimlerde bulunması lazım. CPT’nin bu konuda kendi ilkeleri doğrultusunda ilkeli davranmıyor. Avrupa bu konuda tutarlı davransaydı bugün Türkiye birçok antidemokratik uygulamaları çok rahat hayata geçiremezdi” şeklinde konuştu.   MA / Ömer Akın