İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Cezaevi’nde olan PKK Lideri Abdullah Öcalan ile yaklaşık iki ay sonra görüşen avukatları, yapılan görüşmeye dair ayrıntıları açıkladı. Öcalan’ın Kürt sorununa ilişkin “Kürtlere yer açmaya çalışıyorum gelin Kürt sorununu çözelim. Bir haftada çatışma durumunu, ihtimalini ortadan kaldırırım diyorum. Ben çözerim, kendime güveniyorum, çözüm için hazırım. Ancak devlet de, devlet aklı da gereğini yapmalıdır” mesajıyla, 1993 yılından bu yana sürdürdüğü barış ısrarını bir kez daha yineledi. 

 

'ÇAĞRISINA KULAK VERİLMELİ’

 

Öcalan’ın mesajlarını değerlendiren Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır Milletvekili Saliha Aydeniz, Öcalan’ın yaptığı çağrının öneminde dikkat çekerek, Öcalan’ın her fırsatta barışa ve çözüme vurgu yaptığını ve barışa giden yolun İmralı Adası’nın kapısından geçtiğini belirtti. Öcalan’ın barış çağrılarına karşılık verilmesi gerektiğinin altını çizen Aydeniz, “Eğer gerçekten bu ülkede barış isteniyorsa; milyonların ‘benim irademdir’ dediği Öcalan’ın bu çağrısına kulak verilmeli. Barış için her gün meydanlarda savaş çığırtkanlığı yapanlara değil, İmralı’ya gitmek gerekiyor.  Milliyetçilikle, kutuplaşmayla yüz yıllık bir süreç geçirdik ve bu süreçte bir sonuç elde edilmedi. Dolayısıyla bir yüz yıl daha kaybetme gibi bir şansımız olmamalı” diye konuştu. 

 

‘HALKLARIN GELECEĞİ İÇİN ÖNEMLİ’

 

Öcalan ile görüşmelerin engellenmesi ve tecrit politikalarının savaş, ekonomik ve siyasal krizle birlikte dış ilişkilerde yaşanan krizi beraberinde getirdiğini ifade eden Aydeniz, Öcalan’ın etkili bir aktör olduğunu ancak AKP iktidarının bunu görmezden gelerek savaş politikalarında ısrar ettiğini söyledi. 

 

'BULUNMAZ BİR NİMET’

 

Öcalan’ın Ortadoğu ve Türkiye’de barış ve demokrasi ortamını sağlayabilecek bir aktör olduğunu ve bu ısrarını her fırsatta dile getirdiğine işaret eden Aydeniz, “2 Mayıs’ta başlayıp daha sonra kesintiye uğrayan İmralı görüşmelerinin, Ortadoğu’da yaşanan gelişmelerden ayrı olduğunu düşünemeyiz. Tüm Ortadoğu’da bir savaş ısrarı var. Tüm bunlara karşı Öcalan’ın daha önceki görüşmesinde 2013’de yayınladığı manifestoya atıfta bulunması, son görüşmede ‘bir haftada çözerim’ söylemi çok kıymetli. Türkiye ve Ortadoğu halkları için de bulunmaz bir nimet. Bunu görmeyen iktidar, Türkiye’de oluşturmak istediği faşizan sistemin ülkeyi getirdiği nokta ortada. Türkiye’nin geleceği düşünülmüyor. Öcalan’ın bu çabası ve tecrit altında olmasına rağmen bu ısrarı, Türkiye halklarının geleceği açısından önemlidir” ifadelerinde bulundu.  

 

'BİRLİKTE YAŞAMAKTAN BAŞKA ÇARESİ YOK’

 

Öcalan’ın barış çağrılarına karşı Türkiye’nin Federe Kürdistan Bölgesi’ne yönelik operasyonları ve Kuzey Suriye’ye yönelik olası müdahalenin Kürt düşmanlığının sonucu olduğunu dile getiren Aydeniz, şunları söyledi: “Kürt halkına düşmanlık, Türkiye halklarına da düşmanlıktır. Çünkü Kürt ve Türk halkının bin yıldır birlikte yaşam süreçleri var. Malazgirt ve Çanakkale örneklerini verebiliriz. Türk halkına da, Kürt halkına da düşmanlık her zaman kaybettirdi. Bugün Rojava’ya ve Güney Kürdistan’a savaş açmak, yine Kuzey Kürdistan’da sürekli siyasi operasyonlar yapmak, bir yerde Türk halkına da ihanettir, savaş açmaktır. Türk ve Kürt halkının birlikte yaşamaktan başka çaresi yok.”

 

‘İKTİDARIN İYİ OKUMASI GEREKİR’

 

Öcalan ile devlet arasında 2013 ile 2015 yılları arasında sürdürülen "Diyalog Süreci"ne dikkati çeken Aydeniz, “Türkiye halklarının nasıl huzurlu ve birlikte yaşamın alanlarını oluşturabileceğini, toplumsal bir zemin oluşturduğunu aslında hepimiz yaşadık. O bir diyalog süreciydi. Müzakereye evrilmeyen bir süreç olmasına rağmen Türkiye haklarında umut oluşturmuştu. Buradan bakılırsa; iktidarın, Türkiye’nin geleceği ve Türkiye haklarının birlikte yaşamı gibi bir derdi varsa, bu noktada Sayın Öcalan’ın son çağrısını iyi okuması gerekir” diye belirtti.