Piroğlu: Dörtlü fotoğraf sırtını Saray'a dayıyor

img

İSTANBUL - Susurluk Davası'nın kilit isimlerinin bir araya gelip fotoğraf paylaşmasını yorumlayan HDP Milletvekili Musa Piroğlu, "Bu fotoğraf ne ima ederse etsin sırtını Saray'a dayıyor. İktidar ölü geçmişi yardıma çağırıyor” dedi. 

Balıkesir'in Susurluk ilçesinde 3 Kasım 1996'da meydana gelen kazanın ardından ortaya serilen devlet-siyaset-mafya ilişkilerinin başrolünde yer alan eski MHP milletvekili ve emekli Korgeneral Engin Alan, emekli Albay Korkut Eken, organize suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı ve faili meçhul davalarında sık sık ismi geçen eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar, 16 Ekim'de Bodrum Yalıkavak Marina'da bir araya gelerek fotoğraf paylaştı. 
 
Paylaşılan fotoğrafta yan yana gelen isimlerin karanlık bir dönemi ifade ettiğini belirten Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu, fotoğrafın çağrıştırdıklarını anlayabilmek için tarihsel sürece bakılması gerektiğini söyledi. Piroğlu, fotoğrafın Van’da helikopterden atılan iki yurttaş ve kaçırılma olaylarının sıklaştığı iki önemli olayın yaşandığı döneme denk gelmesinin tesadüfü olmadığına dikkati çekti.
 
FOTOĞRAFIN YAPTIĞI 3 ÇAĞRIŞIM 
 
Saray rejiminin 3’lü yapıdan oluştuğuna dikkat çeken Piroğlu,"Bir ayağında AKP ve Saray, bir ayağında MHP, son ayağında ise kimilerinin Ergenekon, kimilerinin de derin devlet dediği bir yapıdan oluşuyor" dedi.  Paylaşılan fotoğrafın da 3 büyük çağrışımı olduğunu sözlerine ekleyen Piroğlu, "Birincisi, fotoğraftaki 3 isim geçmişte derin devletin tüm operasyonları yürüten kişilerden oluşuyor.  İkincisi yine bu derin devlet operasyonunun başka bir ayağını kuran mafya lideri Alaattin Çakıcı. Üçüncüsü devletin kendisi. Susurluk aslında bu çetenin nasıl bir iş birliği içinde olduğunu açığa çıkarmıştı. Bu yüzden bu fotoğraf aslında bir yanıyla Türkiye haklarına eski dönemin bütün kötü hatıraları olan JİTEM'i, Beyaz Toros’ları, yargısız infazları, ölüm çukurlarını hatırlatıyor. Yapılan bütün bu kötülüklerin altındaki imzalar fotoğrafta olan bu isimlere ait”  diye konuştu.  
 
‘İKTİDAR ÖLÜ GEÇMİŞİ YARDIMA ÇAĞRIYOR' 
 
İktidarın son süreçte kamuoyunun desteğini yetirdiğini sözlerine ekleyen Piroğlu, Karl Marx’ın “Kriz dönemlerinde iktidarlar eskinin sloganlarını ödünç alırlar. Eskinin giysilerini giyerler. Geçmiş dönemin kahramanlarını taklit ederler ama aynı zamanda geçmiş süreçlerin korkularını da yardıma çağırırlar” sözünü anımsatarak, "İktidar kendi zeminini mobilize etme yeteneğini kaybetti ve toplumsal meşruiyetini yitirdi. Tamda bu aşamada iktidar ölü geçmişi yardıma çağırıyor. 1993 süreci diye anılan o karanlığın topluma yeniden dayatılması anlamına geliyor. Bu yüzden yeni kıyafetler içinde eski katliamları ima eden bir görüntüyü karşımıza çıkardılar” diye belirtti. 
 
DERİN YAPI AKTİF HALE GETİRİLİYOR
 
Devletlerin tamamında derin devlet denilen yapılanmaların hep olduğunu ifade eden Piroğlu, “Osmanlı’dan bu yana bu yapılar Türk devletinden hiç kopmamıştır ve kesintisiz olarak bugünlere kadar gelmiştir. Ortaya çıkan fotoğrafa bakıldığında mevcut var olan derin yapının daha aktif hale getirilmek istendiğini okuya biliriz. Bu derin yapı devletin doğasında hep vardı ve devlet var olduğu sürece de olacak” dedi. 
 
ESAS MESAJ KÜRTLERE 
 
Meşruiyeti sarsılan iktidarın derin yapılara sarıldığını vurgulayan Piroğlu, fotoğrafın en fazla çağrışım yaptığı yerin Kürt coğrafyası olduğuna işaret ederek,  “Bugün PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde tecridin ağırlaştırılmasının tek bir nedeni var oda savaş politikalarının derinleştirilmesidir. Türk devleti varoluşunu bu savaş politikalarına borçludur ve devamını sağlamak için de bu savaş politikalarını derinleştirmek zorundadır. Devlet Kürt hareketini parçalamak adına yasal güçlerin yetmediği noktada yasadışı güçleri devreye koyuyor. 40 yıldır Kürt halkına karşı verilen savaş narko ekonomi ile finanse edilmiştir. İçinden geçilen ekonomik kriz, bu fotoğraftaki Alaattin Çakıcı simgesi bu ilişkinin bütün boyutlarıyla güncellendiğini işaret etmektedir” diye ifade etti. 
 
‘DERİN DEVLET KENDİNİ DEŞİFRE ETTİ’
 
Paylaşılan fotoğrafla birlikte derin devletin kendini deşifre ettiğini sözlerine ekleyen Piroğlu, fotoğraftaki üç kişinin ülke tarihinde siyasi ve askeri olarak rol oynamış insanlar olduğunu söyledi. Devletin fotoğrafla “biz hepimiz bir aradayız” demek istediğine de dikkat çeken Piroğlu, “Bunu gizleme gereği duymuyorlar. Bu fotoğrafın bugünkü karşılığı ile geçmişteki karşılığı aynı değil. Geçmişte bunlar bin operasyonu devreye koyarak öldüren, işkence yapan, kaybeden ve hiçbir zaman cezasını almayan insanlardan oluşuyordu. Bugün bu fotoğraf bu kadar çıplak sergileniyorsa ülkedeki sınıf mücadelesinin, özgürlük mücadelesinin iktidarın varlığını tehdit edecek düzeye ulaşmış olmasıdır. Bu fotoğraf belki bir gücü temsil edebiliyor olabilir ama biz bu fotoğrafın ima ettiği güce karşı toplu bir duruş sergilersek, bu fotoğraf komik bir tezahürden başka bir anlam ifade etmeyecektir” diye belirtti. 
 
‘FOTOĞRAF SIRTINI SARAY'A DAYIYOR’ 
 
Geçmiş yıllarda Kürt sorunundan kaynaklı açığa çıkan barış görüşmelerinin bu yapı tarafından boşa düşürüldüğüne dikkati çeken Piroğlu, “Devlette bu yapının arkasında hep yürüdü. Bugünde değişen bir şey yok. Cumhurbaşkanı Erdoğan ortaya çıkan fotoğrafın tamda arkasında duruyor. Çünkü bu fotoğraf aynı zamanda iktidar bloğunun kendi varlığını devam ettirme ve koruma çabasının bir ürünü olarak ortaya çıkıyor. Bu fotoğraf ne ima ederse etsin sırtını Saray'a dayıyor” dedi. 
 
‘HESAP SORMAMIZ GEREKİR’
 
Fotoğrafın meydana gelebilecek her çeşit provokasyon ve saldırının adresi olacağını söyleyen Piroğlu, son olarak şunları söyledi: “Fotoğraf karşımızdaki iktidar bloğunun acizliğinin de göstergesidir. Bize düşen bunu derinleştirmektir. Onların halk kitlelerine giydirmeye çalıştığı korku gömleğini yırtmamız gerekir. Artık ‘bin operasyonunun’ hesabının sorulduğu günlere girdiğimizi göstermemiz gerekir. Bu bütün kayıp dosyalarında, kirli ilişkilerde imzası olan insanlarla hesaplaşmamız gerektiğini göstermemiz lazım. Korkacak ve kaybedecek hiçbir şeyimiz yok. Biz bu korkuları yaşayarak bugünlere geldik teslim olmadık diz çökmedik. Bundan sonrada bunlara diz çökecek halimiz yok. Ama şimdi diz çökmemek yetmiyor, şimdi hesap sormak için harekete geçmek gerekiyor.”
 
MA / Erdoğan Alayumat