Amed Şehir Tiyatrosu, Tiyatro Mencel, Teatra Jiyana Nû ve Şanoya Yekta Hêvî, 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü’ne ilişkin ortak yazılı açıklama yaptı. Dünya Tiyatrosunun bir parçası olan Kürt tiyatrosunun özgünlükleri ile diğer Dünya Tiyatrosunda ayrıldığı belirtilen açıklamada, Kürt coğrafyasının parçalanmışlığı ve bu coğrafyada Kürd’ün kendi varlığının değil, dilinin, sanatının da sakıncalı görüldüğü bir yerde yaşadığı hikayenin, Kürt tiyatrosunun payına düştüğü kaydedildi. 

 

‘MÜCADELENİN BİR PARÇASI…’

 

Kürt Tiyatrocusunun, Halepçe’de elma kokusunu aldığını, Amûde Sinemasında çocuklar ile birlikte yandığı ve gün geldiğinde Rojava’da mülteci olarak Akdeniz kıyısında çocuklar ile birlikte boğulduğu ifade edilen açıklamada, “Kurumları kapatıldı. Oyunları yasaklandı. Repliklerini saklı olarak söyleyen başka bir tiyatro var mı? Kaç tiyatro yasaklı bir dilde oyun sahnelediği için cezalandırıldı? Oyunlarını sahnelemek için yer bulamayan kaç tiyatro var? Bu da Kürt halkının siyasal mücadelesi ve karakteri tiyatrosuna yansıtarak bu mücadelenin bir parçası haline getirdi”  denildi. 

 

‘DOĞA İLE UYUM’

 

Dünyayı sarsan koronavirüsü salgınının tiyatrolarda buluşmaya engel olduğunu ve insanları eve kapattığına değinilen açıklamada, virüsün saldırı altında olan doğanın kendisini savunmak için bir mekanizma olabileceği belirtildi. Virüsün, bozulan ekosistem ile kirlenen su kaynakları, aşırı avlanma ile doğada oluşan dengesizlikler ve insanların biyoçeşitliliği yok den etkinliklerinin bir sonucu olduğu belirtilen açıklamada, virüs kabusunun ortadan kalkması ile doğa ile savaşmak yerine onunla uyumlu bir şekilde yaşanması gerektiğinin altı çizildi.