İşsiz genç kadınlar: Eve hapsolup, çocuk doğurmamız dayatılıyor

  • kadın
  • 09:01 9 Aralık 2019
  • |
img

İSTANBUL – Genç kadın işsizlik oranının yüksek olmasının hükümetin politik tercihi olduğunu belirten işsiz kadınlar, kendilerine “eve hapsolup, çocuk doğurmanın" dayatıldığunı dile getirdi.

Türkiye’de son yıllarda giderek artan şiddet, taciz, tecavüz ve cinayet olaylarının hedefi olan kadınlar, ülkede yaşanan ekonomik krizden en çok etkilenenlerin yine başında geliyor. Kriz dönemlerinde büyüyen kadın işsizliği, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) Ağustos ayında açıkladığı işsizlik ve işgücü istatistiklerine açıkça yansıdı.
 
Rapora göre, Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre 980 bin kişi artarak 4 milyon 650 bin kişiye yükseldi. Ağustos 2018'de yüzde 32.9 olan kentsel genç kadın işsizliği, Ağustos 2019'da yüzde 42.6'ya yükseldi. 
 
İŞKUR'a kayıtlı işsiz kadın sayısı ise, geçen yıla göre yüzde 22.8 artışla 2 milyon 42 bin 844'e yükseldi. Bu verilere göre, genç kadın işsizliği 2005 yılından sonraki en yüksek seviyeye ulaştı.
 
Giderek iş hayatının dışında bırakılan kalan genç kadınlar, bu durumun hükümet tarafından bilinçli olarak uygulanan politikaların sonucu olduğu görüşünde.
 
MEZUNİYETİNDEN BU YANA İŞSİZ 
 
İstanbul Üniversitesi Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri bölümünden geçen sene mezun olan Demet Koca, mezun olduğundan bu yana iş bulamamış.
 
Bu nedenle geçtiğimiz yıl özel dersler vererek az bir gelir elde ettiğini, fakat bu yıl özel ders bulamama sıkıntısı yaşadığını dile getiren Koca, çünkü ekonomik krizin ailelerin özel ders almasını engelleyecek kadar derinleşmiş durumda olduğunu söyledi.
 
‘KADIN DOĞUM YAPABİLİR, O YÜZDEN İŞE ALMAYALIM’ YAKLAŞIMI VAR
 
O yüzden şimdi sadece ailesinin desteğiyle ayakta kalmaya çalıştığını ifade eden Koca, “Ülkedeki ekonomik kriz aslında en çok gençleri vurmuş durumda. Genç işsizlik oranı yüzde 26, genç kadın işsizliği ise yüzde 42 civarında. Bu durum AKP iktidarının kadınlara uyguladığı özel politikaların sonucudur. ‘Kadın doğum yapabilir, o yüzden işe almayalım’ diye bir yaklaşım var” diye belirti.
 
Ekonomi eski bakanı Mehmet Şimşek’in ‘Kadınların kriz döneminde işgücüne katılım oranın artması işsizlik oranını arttırıyor’ sözlerini hatırlatan Koca, “Kadın istihdamının artması demek, kadınların özgürlük alanının daha da genişlemesi, kendi haklarını savunabilecek duruma gelmesi demektir” diye konuştu.
 
‘DÜZEN DEĞİŞMELİ’
 
Genç kadın işsizliği ya da genel olarak ülkedeki işsizliğin tek çözüm yolunun düzenin değişmesinden geçtiğini vurgulayan Koca, şunları ifade etti: “İktidar, saraylara dünyanın harcamasını yaparken, valilerin, belediye başkanlarının her türlü ihtiyaçları karşılanırken, emekçilerin ücretlerine zam yapılmıyor. Asgari ücret bugün yoksulluk sınırının altında. Talebimiz asgari ücretin geçim sınırının üstüne çıkarılması. Vergi adaleti sağlansın, bu ülkede milyonlarca genç kadın, emekçi, işsiz bir an önce çalışmak ve emeğinin karşılığını almak istiyor.” 
 
İŞVERENLER ŞANTİYEDE ERKEK ÇALIŞAN İSTİYOR
 
Yıldız Teknik Üniversitesi Harita Mühendisliği bölümünden 2014 yılında mezun olan Fidan Yılmaz da, bir yıldan fazla süredir işsiz.
 
İş bulamamasında kadın olmasının etkisinin büyük olduğunu ifade eden Yılmaz, “Şantiyelerde çalışmak için başvuru yaptığımız zaman genellikle erkek çalışan istediğini söyleyen işverenler ile karşılaşıyorum. Bandan dolayı kendimi geçindirmek için mesleğim dışındaki alanlarda iş aramaya başladım. Eksikliğin kendimde olduğunu düşündüğüm için iş güvenlik uzmanlığı alanında yüksek lisans yaptım, birçok sınava girdim. Yaptığım iş görüşmelerinin hepsi formalite icabıydı. İş ilanlarının hepsinde 5 ve üzerinde tecrübe isteniyor” diye belirtti.
 
yılmaz, ekonomik yetersizliklerden kaynaklı olabildiğince evden çıkmak istemediğini belirterek, yaşantısını “Dışarı çıktığınız zaman ister istemez para harcamak zorunda kalıyorsunuz. Onun için sosyal aktivitelerimi minimalize etmek zorunda kaldım. İhtiyaçlarım dışında bir harcama yapamıyorum. Tiyatroya, sinemaya gitme gibi parasal olan bütün etkinlikleri yılda birkaç defaya indirmek zorunda kaldım” sözleriyle dile getirdi.
 
'KADINLAR EVDE KULUÇKAYA YATIRILMAK İSTENİYOR'
 
Kadın işsizlik oranının artmasının bilinçli bir politika olduğunu düşündüğünü kaydeden Yılmaz, iş sahalarından uzaklaştırılan kadınların evde kuluçkaya yatırılmak istendiğini ifade etti.
 
Böylece daha itaatkar kadınlar yaratılmak istendiğini söyleyen Yılmaz, “Ataerkil bir toplum ve devlette yaşıyoruz, nereye elimizi atsak bir sorun ile karşılaşıyoruz. Öyle bir noktaya geldik ki kendi işimizi bile kursak, ‘bu kadındır’ diyerek iş vermeyebiliyorlar” diye konuştu. 
 
‘ATAERKİL DÜZENE KARŞI TEDBİR ALINMALI’
 
Çalışma ortamının kadınlara uygun düzenlenmesine yönelik yasaların çıkarılması gerektiğini de söyleyen Yılmaz, “Toplumumuzda erkek şiddeti çok fazla ve erkek cezalandırılmadığı için şiddetin dozu artıyor. Kadınlar eril bir toplumdan baskı gördüğü için daha çok içine kapanıyor. Birçok kadın bu baskılardan dolayı bir daha çalışmamayı düşünmüyor. En azından bu şiddet ortamının düzeltilmesi için adımlar atılmalı. Toplumun kültürel, psikolojik, durumları ortada. Bunlara yönelik gerekli tedbirler alınmalı” dedi.