'Kötülüğe karşı güzel olanı örgütlüyoruz'

img

MERSİN - Başlatmış oldukları kampanya kapsamında Mersin’in bütün mahallelerinde ve sokaklarında bilgilendirme ve örgütleme yaratacaklarını belirten TJA'lı Nur Aytemur, kötü olana karşı güzel olanı örgütlediklerini söyledi. 

Özgür Kadın Hareketi’nin (Tevgera Jinên Azad-TJA), PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik tecride, siyasi soykırıma, tacize, tecavüze, anadile ve inançlara yönelik saldırılara karşı “Em xwe diparêzin (Kendimizi savunuyoruz)” sloganıyla başlattığı kampanya çalışmaları Mersin’de tüm engellemelere rağmen devam ediyor. 
Kampanyayı başlatma amaçlarını ve kampanya kapsamında Mersin'de yürüttükleri çalışmaları TJA aktivisti Nur Aytemur değerlendirdi. 
 
Kadınlara karşı yapılan saldırıların erkeklik ve sistem sorunu olduğunu kaydeden Aytemur, bunun ulus devletlerinde yaşanan başat sorunlar olduğunu belirtti. Bu sorununu Türkiye’deki yansımalarının AKP-MHP eliyle gerçekleştiğinin altını çizen Aytemur, saldırıların toplumsal olarak tüm ahlaki değerlere yönelik olduğunu vurguladı. Her gün yeni bir kadın cinayeti, kadına şiddet ve çocuk istismarı olayının yaşandığını dikkat çeken Aytemur, “Kurumsal tecavüzlerle güne başlıyoruz. Ensar Vakfı gibi bir yerde bir kişinin toplu bir şekilde çocukları maruz bıraktığı tecavüz tarihimiz var. Bu gibi durumlarda da cezasızlık politikası uyguluyorlar. Ensar Vakfını cezasız bırakan hükümetin kendisi, bu gün ilçelerde, illerde ve mahallelerde bulunan kuran kurslarında her gün açığa çıkan ‘tek tük’ diye adlandırdıkları tacizlerin önünü açmış oldu. Bir erkek canı sıkıldığı için hiç tanımadığı bir kadını takip edip ve onu öldürebiliyor. Bu gibi durumlar her gün karşımıza çıkıyor. İlk önce toplu olarak yaptıkları daha sonra kurumsallaştırdıkları ve takdir eder gibi cezasızlık politikası uyguluyorlar” dedi.
 
'İLK KADINA MÜDAHALE EDİLİYOR'
 
Hayatın her alanına yönelik bir müdahale olduğunun altını çizen Aytemur, ilk olarak kadına müdahale edildiğini belirterek, "Özel bir savaş politikası dediğimiz bir yöntemle bunu yapıyorlar. Dilimize saldırıyorlar, kıyafetimize, nasıl gülmemiz gerektiğine, hamile kalacağımıza, hamile kalınca nasıl giyineceğimize, kaç çocuk doğuracağımıza, mutlu olduğumuzda nasıl güleceğimize, kendimizi ifade ettiğimiz siyaset alanına yani her şeye müdahale ediyorlar. Hepsini bir bütün olarak ele aldığımız zaman bu ülke yaşanmaz hale geliyor. Biz kadınlarda bunun tespitini yapıyoruz. Kendimizi savunuyoruz kampanyası da bu saldırıları gören ve bunun karşısında bir cephe oluşturuyor. Dilimizi konuşarak bunu yapıyoruz. Kurslarımızı açmamıza izin vermeyebilirler ama bizlerde mahallede evde dilimizi kullanarak bu ısrarın kendisini örgütlüyoruz” diye konuştu.
 
‘BİLİNCİ AÇIĞA ÇIKARIYORUZ’
 
Bu gün hayatta kalmanın kendisinin bile bir öz savunma haline geldiğini dile getiren Sürer, “Kadınlar olarak bu hükümete, eril tahakkümcü yapılara karşı direnmezsek bizi her gün taciz, tecavüz ve ölüm bekliyor. TJA olarak bu bilinci açığa çıkarıyoruz. Direniş tarihi olan kadınlarız. Bir yüzyıllık inkâr, asimilasyon ve yok etme politikası varsa tam karşısında da direnen bir kadın örgütleri tarihi var. Hem Türkiye cephesinde hem de Kürdistan cephesinde ciddi deneyimlerimiz var. Kürt kadın hareketi olarak ilk önce doğamıza sahip çıkıyoruz. Doğamızı tahrip ediyorlar. Talancı tecavüzcü bir zihniyetle ele geçirme mantığıyla bunu yapıyorlar. Kürt kadınlarının özelinde açmış oldukları bir savaş var ve bu savaş gün be gün sokaklarımızda örülüyor. Bu kadar uyuşturucunun yaygın satılıyor olması, çocuklarımızın her gün zehirlenerek katlediliyor olmasını normal görmüyoruz. Devlet bunu normalleştirme siyasetini güdüyor. Bunu normal olmadığını sokaklarda haykırmaya devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
 
'SAVUNMA KARARI ALDIK'
 
Eril zihniyetin yansımalarını tespit ettiklerini ve bunun üzerinden de "Kendimizi savunuyoruz" kampanyasını başlattıklarını aktaran Aytemur,  “Faşizmin kendini inşa ettiği her yerde kendimizi savunma kararı aldık. Önümüzde 25 Kasım var. Kadına şiddete ses çıkardığımız 25 Kasım’ı Mersin’de güçlü bir şekilde örgütleyeceğiz. 25 Kasım’a giderken mahalle mahalle bunun çalışmasını yürüteceğiz. Şiddetin bütün yöntemlerini anlatacağız. Asimilasyona karşı bilinçlenme çalışması yapacağız. Bu çalışmayı mahalle toplantılarıyla, meşaleli yürüyüşler ile dil kurslarını açarak yapacağız. Bu gün bir kadın şiddete karşı kendini nasıl savunuru daha örgütlü bir yapıya kavuşturana kadar çalışmalarımızı sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.
 
'ÖFKEYİ ÖRGÜTLÜYORUZ'
 
“Bizler öfkeli kadınlarız” diyen Aytemur, konuşmasını şöyle sürdürdü: “ Başımıza gelenin ve bizler için örülenin nasıl bir dünya olduğunu tahayyül edip bunu tespit eden kadınlarız. Öfkenin kendisini örgütlüyoruz. Kötülüğün kendisi bu gün tüm Türkiye’de örgütlenen bir yapı. Biz de güzel olanı örgütleyerek yola çıkacağız. Kampanyamızın kendisi de eğitimdir. Bir bilinçlendirme çalışması olarak görüyoruz. Bunun için paneller yapmayı ve farklı deneyim aktarımları yapmayı hedefliyoruz. Yerel yönetimlerle ortak planlamalarımız var. Mersin’inin bütün pazar yerlerinde hem bildirilerimizi dağıtacağız hem de bilinçlendirme çalışmamızı yürüteceğiz. Kampanyamız boyunca Mersin’inin bütün mahallelerinde ve sokaklarında TJA kendi sözüyle birlikte hem bilinçlendiren hem de kendini örgütleyen bir şekilde yer alacak."
 
ATÖLYELER KURULACAK
 
Şimdiye kadar mahallelerde bu kampanyaya neden ihtiyaç duyulduğunu anlattıklarını belirten Aytemur, "Kampanya başladığı günden bu güne mahallelerde bildiriler dağıtıyoruz. Neden kendimizi savunmalıyızı anlatıyoruz. Öz savunmanın kendisi yaşamda kalma mücadelesidir. Bu günün koşullarında bunu daha ağır bir şekilde hissettiğimiz bir durumdur. Ekonomiyi, taciz, tecavüz ve şiddeti alacağız. Öz savunma atölyelerinde bunu konuştuk. Cinsiyetçilik ile mücadele etme, cins bilinci gibi atölyeler kuracağız. Bu pazar günü de büyük bir kadın buluşmasını organize ediyoruz. Orda da erbanelerimizle, halaylarımızla kadınlarla bir araya gelerek moral, motivasyon yükselteme ve bu günün siyasetini konuşacağız” diye ifade etti. 
 
MA / Ömer Akın