‘Siyasi tutukluların kapsam dışında kalması ayrışmaya yol açar’

img
İSTANBUL - Hazırlığı yapılan infaz düzenlemesinde siyasi tutukluların kapsam dışında bırakılmasına tepki gösteren tutuklu yakınları ve insan hakları savunucuları, böylesi bir düzenlemenin “ciddi bir toplumsal ayrışmaya yol açacağı” uyarısında bulundu.
 
Türkiye’de giderek yayılarak ölümlere yol açan koronavirüs (Kovid-19) salgını konusunda uzmanlardan kalabalık ortamlardan uzak durulması ve hijyene dikkat edilmesi uyarıları gelmeye devam ederken, bu konuda duyulan endişelerin merkezinde 300 bine yakın tutuklu ve hükümlünün kaldığı cezaevleri var. Bu tehlike nedeniyle iktidar tarafından hızlı bir şekilde hazırlanan 3’üncü Yargı Paketi ile yeni infaz düzenlemesi gündeme getirildi. Ancak iktidar bu düzenlemede siyasi tutukluları kapsam dışında bırakmak istiyor. 
 
TUAY-DER: TOPLUMSAL AYRIŞMAYA YOL AÇAR
 
Virüsün tutuklu ayrımı yapmayacağını dile getirerek yargı paketine tepki gösteren Marmara Tutuklu ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Derneği (TUAY-DER) Eşbaşkanı Hüsnü Taş, düzenlemenin Alaattin Çakıcı ve onun gibi çeteleri, hırsızları, çocuk tecavüzcüleri ve katilleri kapsadığını, ancak siyasi tutukluları kapsamadığını dile getirdi.
 
Yargı paketindeki düzenlemenin asıl amacının bu çeteleri dışarıya çıkarmak olduğunu ifade eden Taş, “Böyle bir durumda toplumda ciddi bir ayrışma söz konusu olur. Bu ‘eşitlik ilkesi’ne aykırıdır. Böyle bir adımın atılmayacağını umuyoruz. Eğer hükümet böyle ayrımcı, Kürtleri bu yasanın dışında bırakacak adımlar atarsa, toplum ve tutuklu aileleri buna karşı tepki gösterecek. Aileler ve Beyaz Tülbentli Anneler tekrardan sokağa çıkacak” diye belirtti. Taş, bu ayrımcı politikaların son bulması ve tutukluların serbest bırakılması için ise herkesi başlatılan imza kampanyaya destek vermeye davet etti. 
 
İHD: IRKÇI VE AYRIŞTIRICI TUTUM
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Hapishaneler Komisyonu üyesi Mehmet Acettin ise, hazırlanan düzenlemede siyasi tutukların kapsam dışında tutulmasının yıllardır devam eden “ırkçı ve ayrıştırıcı tutumun devamı” olduğu görüşünde.
 
İktidarın politikalarının devamı için bu ayrıştırıcı tutumu sergilediğini söyleyen Acettin, şunları belirtti: “Muhalif olarak gördükleri kesimleri devre dışı bırakarak yönetimlerini daha rahat devam ettirmek istiyor. Bu güne kadar bu ülkenin bütün iktidarları ekonomik ve başkaca benzer krizlerde tüm toplumun ihtiyaçlarına yönelik düzenlemeler yapmadı. Bunun ötesinde ayrıştırıcı ve kutuplaştırıcı şeyler yapıyorlar. Bu yönetim zihniyeti ile ilgili bir sorun. Ortada özellikle cezaevlerine yönelik faşizanca bir yaklaşım var.” 
 
‘HASTA TUTUKLULAR SERBEST BIRAKILMALI’
 
Acettin, salgının kapalı ve kalabalık ortamlarda daha da etkili olduğu bilinmesine rağmen bu yaklaşımla tutukluların ölüme terk edildiğini de ifade etti. İktidarın bu yaklaşımıyla siyasi tutuklulara "Siz ölün, diğerlerini biz kurtarırız" gibi bir mantık içerisinde hareket ettiğini dile getiren Acettin, özellikle hasta tutukluların derhal serbest bırakılması gerektiğinin altını çizdi. Acettin, “Bu infaz düzenlemesi onlar için yapılmıyorsa bunun ne anlama geldiğini toplum gayet açık bir şekilde biliyor. Mesela ağır hasta tutuklu Ali Kemal Seyhan, defalarca kalp ameliyatı olmuş ancak bırakmıyorlar. Osmaniye’de kalan Sabri Kaya’nın beyin damarları tıkalı, kalp rahatsızlıkları var şu anda komada ama bırakılmıyor. Bu tür durumlarda Adli Tıp Kurumu (ATK) da taraflı davranıyor. O da hükümet gibi tutuklunun yaşam biçimine ve siyasi fikrine göre hareket ediyor” ifadelerini kullandı.