İHD'den Cumhurbaşkanı'na: Hasta tutuklularla ilgili yetkini ayrımsız kullan

img
ANKARA - İHD, koronavirüs nedeniyle hasta tutsakların risk grubunda olduğuna dikkat çekerek, Cumhurbaşkanı’nın ağır hasta tutuklularla ilgili yetkisini ayrım gözetmeksizin kullanması çağrısında bulundu.
 
İnsan Hakları Derneği (İHD), koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle risk grubunda olan hasta tutsaklara dair yazılı açıklama yayınladı. Cezaevlerinde 591’i ağır hasta olmak üzere toplam bin 564 hasta mahpus bulunduğu bilgisi paylaşılan açıklamada, tahliyeleri talep edildi. 2005 yılında yürürlüğe giren 5275 Sayılı Ceza Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunu’nun insani olmayan bir yaklaşım üzerine kurulu olduğuna dikkat çekilen açıklamada, “Bu kanun otoriteyi ve kuralları dayatan, yaşama hakkını ve özgürlükleri değil, güvenliği öne çıkaran bir anlayışla hazırlanmış ve uygulamada yaşanan sıkıntılar sorunları artırmaktadır. Cumhurbaşkanlığı tarafından 29 Mart 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan ‘Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Yönetmelik’, mevcut infaz kanunun mahpus haklarına aykırı yanlarını olduğu gibi, taşımış ve uygulamada yeni sorunların oluşmasına sebep olacaktır. Derneğimiz bu konuda hukuki ve meşru haklarını kullanacaktır” denildi.
 
'İNFAZ EŞİTLİĞİ SAĞLANMALI'
 
Uluslararası mevzuat, özgürlüğünden yoksun bırakılan kişilerin yaşam hakkı konusunda devletlere pozitif yükümlülükler yüklenildiğine değinilen açıklamada, “Devletler, özgürlüğünden yoksun bırakılmış kişilerin sağlığa erişim hakkı konusunda özgür bireylerle eşit şartlarda bulunmasını sağlamakla yükümlüdürler. 5275 sayılı infaz kanunu ve ilgili yönetmelik BM Mandela Kuralları’na ciddi oranda uyumsuzluk göstermektedir. Bu konudaki eleştir ve önerilerimizi ifade etmeye devam edeceğiz. Siyasi iktidarın uzun zamandır gündeminde bulunan infaz kanunu değişikliği, Kovid-19 salgını da göz önüne alınarak, infazda koşullu salıverme sürelerinin eşitliği ilkesine uygun yapılmalı. Hasta mahpuslar başta olmak üzere, dezavantajlı grupların kısa sürede tahliyesini sağlayacak düzeyde düzenlemeler içermelidir" ifadeleri yer aldı.
 
Açıklamada şu talepler sıralandı:
 
"* Halen hapishanelerde bulunan ağır hasta mahpusların tümü tam teşekkülü herhangi bir hastane raporuna istinaden derhâl salıverilmeli, tedavileri ailelerinin yanında sürdürülmeli ve sağlık sigortası devlet tarafından karşılanmalıdır.
 
* Adli Tıp Kurumu (ATK) sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi raporlarında son ve tek merci olmaktan çıkarılmalıdır.
 
* Sağlık sebebiyle infazın ertelenmesi kararlarında cumhuriyet savcılarının takdir yetkisi kaldırılmalı, hastanelerin verdiği raporlar esas alınarak cezaların infazları ertelenmelidir.
 
* Hasta mahpusların infaz ertelemesi önündeki ‘toplum güvenliği bakımından tehlike’ kriteri kanundan çıkarılmalıdır.
 
* Hasta mahpusların infaz ertelemesinin önündeki engel teşkil eden infaz kanununun 25. maddesindeki ‘infaza ara verilemeyeceği’ne dair düzenleme ile 107. maddenin 16 fıkrasındaki düzenleme kaldırılmalıdır.
 
* Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), Kaytan-Türkiye kararı uyarınca mahpusların müddetnamelerinde yaşları ve sağlık durumları dikkate alınarak tahliye olabilecekleri uygun bir tarih yer almalıdır.
 
* AİHM’in Gülay Çetin-Türkiye kararında belirttiği hususlara uyulmalı, hasta mahpusların tahliye edilmemesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 3. maddesinin ihlali olduğu hatırda tutulmalıdır.
 
* Cumhurbaşkanının sağlık sebebiyle mahpusları af yetkisini düzenleyen genelgesi değiştirilmeli, ATK tek belirleyici olmaktan çıkarılmalı, Cumhurbaşkanı ağır hasta mahpuslarla ilgili yetkisini ayrım gözetmeksizin kullanmalıdır.”