‘Kürt ve Kürdistan’ ifadeleri geçiyor diye defterleri toplatılıp disiplin cezaları verildi

img

ANKARA – Elazığ 1 Nolu Cezaevi’nde kalan siyasi tutukluların not defterleri içerisinde “Kürt” ve “Kürdistan” kelimeleri geçtiği için kurum idaresi tarafından toplatılıp, tutuklulara disiplin cezaları verildiği belirtildi.

 
Elazığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda kalan hasta tutuklu Necmettin Sonyacı, Mezopotamya Ajansı’na (MA) gönderdiği mektupta yaşadıkları hak ihlallerini ve sağlık sorunları hakkında bilgiler verdi. 
 
Gönderdiği mektubunda tutsak yakınları tarafından gönderilen kitapların cezaevi idaresi tarafından  kısıtlı olarak kendilerine verildiğini aktaran Sonyacı, tuttukları notlarda “Kürt” ve “Kürdistan” kelimeleri geçtiği için ise defterlerinin toplatılıp, disiplin cezaları verildiğini kaydetti.
 
Sonyacı, maruz kaldıkları bazı hak ihlallerini şöyle sıraladı:
 
"* 5275 sayılı kanunun “Kültür ve sanat etkinliklerine katılma; ifade özgürlüğü” başlıklı 60’ıncı madde birinci fıkrasında ve kanunun “beden eğitim” başlıklı 87’inci maddesi birinci fıkrasında yer alan “kültür, sanat, spor, beden eğitimi ve eğlendirici etkinliklerden yararlanması sağlanır” yasasının sağladığı hiçbir hakkı icra edebilecek hiçbir aktivite ortaya konulmuyor. Bu hüküm gereğince tanınan hiçbir haktan yararlanamıyoruz. Yasa yazılı olarak kağıt üzerinde kalıyor ama pratikte uygulanmıyor.
 
* Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü 45/1 genelgede 3’üncü bölüm (ortak etkinlikler) başlıklı birinci maddesindeki hükme göre (spor, kurs, saz, bilgisayar, dil, İngilizce) konusunda meslek kazandırma ve diğer sosyal faaliyetlere katılamıyoruz.
 
* Bu kurumda politik düşüncedeki hükümlü ve tutukluların faaliyet ve etkinlik diye yararlandığı sadece “açık spor sahasına” haftada bir defa 45 dakikalığına spora çıkarılma ile sınırlıdır. Buna bağlı sohbet hakkı haftada 4 saat olması gerekirken, bizler ancak ayda 45 dakika oda spora çıkarılmayıp, sohbete çıkarılıyoruz.
 
* Kantin fiyatları çok fahiş ama çeşit bakımından çok fakirdir.
 
* Yazınsal çalışmalarımızda yapılan yorum, değerlendirme, analiz ve anlatılar nedeniyle defterlerimize el konulmakta ve orantısız disiplin cezaları verilmektedir. Kitap çalışması, makale, şiir, şarkı ve inceleme-araştırma yazılarımız içerisinde Kürt ve Kürdistan kavramları geçiyor diye el konuluyor.
 
Roman ve anılarımızda kendi başımızdan geçenleri yani bizatihi yaşadıklarımızı yazıyoruz ve anıtlaştırıyoruz. Kürt Tarihi, Kürt Sosyolojisi veya 50 yıldır yaşanan düşük yoğunluklu savaş konusunda analiz ve tespitler çeşitli kitaplardan alıntılar yapılmış diye defter, yazı ve notlarımız suç kapsamında değerlendiriliyor. Bu nedenle sırf defterlerdeki düşüncelerimizden dolayı disiplin cezalarına maruz kalıyoruz.
 
* Revire 15 günde bir çıkartılıyoruz. Yani hasta olan bir kişi 15 güne kadar ölmezse doktoru bulabilir. Hastane sevkleri ise aylarca sürüyor bazen. Hastaneye gittiğimizde kollarımızdaki kelepçeler çıkarılmadığı için birçok arkadaşımız muayene olmadan geri geliyor. Ring arabalarında beklemek de cabası."
 
‘DOKTOR YÜZÜ GÖRMEDİM’
 
Uzun yıllardır cezaevinde bulunan hasta tutuklu Sonyacı, mektubunda kendi sağlık durumu hakkında ise şu bilgilere yer verdi: “22 yıldır 3 ana damarım kapalı olduğundan kaynaklı Karaciğer Sirozu ve buna bağlı olarak yemek borusundan midemin içine kadar inen varislerin olması, onlarca defa bandligasyon yapılmış ve artık öyle bir duruma gelmiş ki, bandı da kabul edeceğini sanmıyorum. Ayrıca diyabet (şeker) hastası olduğumdan günde dört defa insülün iğnesi yapıyorum. Kasığımda ve böbreğimde fıtık var ve tüm bu hastalıklara rağmen kurumda çıkan tek çeşit yemek olduğu için ben hiçbirini yiyemiyorum çünkü tatlı, tuzlu, yağlı, ekşi ve acılı yiyemiyorum. Üç defa İstanbul Adli Tıp Kurumuna (ATK) gittim üçünde de ‘cezaevinde kalabilir’ denildi. Şimdi tedavi adı altında 3 ayda bir beni hastaneye götürüp, sadece benden kan alarak geri getiriyorlar. 2 buçuk yıldan fazladır Elazığ cezaevindeyim ama hala doktorun yüzünü görmedim.”