Ekonomik krizin bütün emareleri mevcut: İktidar da kriz bekliyor 2018-03-27 09:11:43 ANKARA - Ortaya çıkan bütün ekonomik veriler, Türkiye’yi büyük bir ekonomik krizin beklendiği yönünde. Bu konuda önemli veriler paylaşan ekonomist Alp Altınörs, “İktidar da kriz beklediği için 30 milyar lira fazladan borç almış ve bir kenarda bekletiyor” dedi.  Bütün emareleriyle beliren ekonomik krize adım adım yaklaşılıyor. Dış ticaret açığa artarken, bütçedeki gelir gider dengesi bozuldu. Yine farklı yansıtma çabalarına rağmen enflasyon ve işsizlik çift haneli rakamlarda sabitlendi. Döviz ve Euro ise, TL karşısında rekor üzerine rekor kırarken, bu durum TL’nin dünya en fazla değer kaybeden para biri olmasını beraberinde getiriyor. Ekonomideki bu tablo içerisinde Hükümet yetkilileri de, artık yaklaşmakta olan felaketi kabul etmeye başladı.    Bu kriz alametlerini yorumlayan Ekonomist Alp Altınörs, bütçe açığa, cari açık, dövize endeksli dış borcun “ekonomide her an kırılabilecek” bir dengeyi oluşturduğunu belirtti. Altınörs’e göre, hükümet bu kırılganlığı onarmak için büyük kaynaklar seferber etse de kriz her an patlak verebilir.   Kredi derecelendirme kuruluşlarının not kırma kararlarını, bu durumun önemli göstergelerinden biri olarak işaret eden Altınörs, “Hükümetin ekonomide en fazla övündüğü şey, denk bütçe oluşturma yaklaşımıydı. Önceki yıllarda bütçe açığı olmadan bütçe yapılıyordu ama bugün geldiğimiz noktada 53,5 milyar liralık bütçe açığı var. Buna bir de cari açığa eklediğinizde en olumsuz senaryolardan biri gerçekleşiyor” dedi.    HAZİNE’NİN KAPISINI AÇTILAR   AKP’nin 2015 yılında yaşadığı seçim yenilgisinden sonra, önceki dönemlerde uyguladığı sıkı para politikalarını terk ettiğinin altını çizen Altınörs, “AKP, hazinenin ağzını açtı ve buralardan yüksek miktarda para pompalanıyor. Özellikle özel sektöre teşvik olarak pompalanıyor ve bunun üzerinden bir istihdam yaratılmaya çalışılıyor. Ama kalıcı politikalar yaratılmadığı ve günü kurtarmaya yönelik politikalar izlendiği için devlet harcamalarında ciddi yükselmeler oluyor ama üretim artmıyor” sözleriyle bütçe açığının nedenlerine işaret etti.    CARİ AÇIK SICAK PARA İLE KARŞILANIYOR   Altınörs, yine Türkiye’de ithalatın ihracattan fazla olması, dış ticaret açığının ise 58 milyar dolar olmasına da dikkat çekti. Altınörs, bu durumu “Yabancı yatırımcı gelmiyor, döviz girişi olmuyor, döviz çıkışı ise çok yüksek. Türkiye’de cari açığın yüksek olmamasının nedeni bu zamana kadar tarım ürünlerinin ithal edilmemesiydi. Fakat Türkiye’nin tarım üretimi de yıkıma uğradı” sözleriyle açıkladı.    Cari açığın yüzde 60’nın sıcak para ile kapatıldığının kaydeden Altınörs, bu konuda ciddi bir zorlanma yaşandığını ve bunun sonucunda TL’nin ciddi anlamda değer kaybettiğini söyledi.    OHAL MİLYONERLERİ ARTTIRDI   Dolar artışının ekonomideki en önemli risklerden birini oluşturduğunun altını çizen Altınörs, “Dolar arttığı zaman gıda fiyatları artıyor. Sanayi sektörünün dış borcu hep dolar cinsinden ve bununla borçlar da artıyor. 2017 sonu itibariyle özel sektörün döviz pozisyonu açığa 212 milyar doları bulmuş. Bu çok yüksek bir rakam ve önünü göremiyor” diye konuştu.    Altınörs, bunun sonucunda özel sermayenin Türkiye’yi terk etme derdinde olduğunu ifade etti. Bunun yanında milyonerlerin sayısının ise arttığını söyleyen Altınörs, OHAL ilan edildiğinde 93 bin olan milyoner sayısının iki yıl içinde 125 bine çıktığını, bunun da yoksulluk ve işsizliği arttırdığını vurguladı.   YOKSULLUK DA ARTIYOR   Ancak OHAL sürecinde milyonerlerin artmış olmasının normal olduğunu, “Çünkü sömürü soygun artıyor. Basın yok, kimse araştıramıyor. Sömürü ve soygunun tavan yaptığı bir dönemde” sözleriyle dile getiren Altınörs, Erdoğan’ın “Biz OHAL’i iş çevreleri için getirdik” söyleminin anlam kazandığını vurguladı. Altınörs, “OHAL koşullarında yoksulluğun ve öte yandan milyonerlerin artması bir kuraldır” diye konuştu.    SAVAŞ EKONOMİK YIKIM GETİRİYOR   Hükümetin cari açığa kapatmak için ise özelleştirmelere ağırlık verdiğine işaret eden Altınörs, şeker fabrikalarının satışının da bununla ilgili olduğunu söyledi. Altınörs, “Kimse iddia edemez ki şeker fabrikaları daha verimli çalışacak. Bunlar arsa fiyatına satılacak ve alanlarda oraları alışveriş merkezleri yapacaklar” diye konuştu.    Savaş politikalarının ekonomi üzerinde ikili bir etkide bulunduğunun altını çizen Altınörs, şunları söyledi: “Savaş politikaları ekonomiye muazzam yük getirdi. İnsanı yıkımlar yanında savaşın ekonomiye etkisini konuşmak belki insani değil, doğruda değil. Gençlerin kanının aktığı yerde ekonomiyi tartışmak belki etik değil ama bunu konuşmamız lazım. Yoksullaşma, insanların kendisini yakması, tamamen savaş politikalarıyla doğrudan bağlantılı. İthalatın bu kadar artmasının da savaş politikalarıyla doğrudan bağı var. Rusya’dan S-400 füzesi alındı. Fransa’dan ayrıca bir füze sistemi alınıyor. Bu füze alımları emperyalist ülkeler nezdinde rıza üretimidir aynı zamanda. ABD, Rusya bazı şeylere sessiz kalıyorsa silah anlaşmalarının bunda payı var. Efrin olayına bir şey demiyorlar. Niye demiyorlar onlarda kendi işlerini yürütüyorlar. Almanya, Deniz Yücel olayından sonra 8 silah anlaşması yapıldığı ortaya çıktı. İkinci boyutu da kapitalizm; kriz içerisinde ve bunu aşmak için silah sanayini geliştiriyorlar. Silah anlaşmaları yapıyorlar. ABD, Arabistan ile tarihin en büyük silah anlaşması yaptı. Askeri sanayi dediğimiz olay, sermaye silah sermayesi bağlantısı Türkiye’de de geliştiriliyor. Türkiye, silah sanayi geliştirerek ekonomik krizi de aşmaya çalışıyor. Silah ihracatçısı haline geldi. Afrika gezisine bunu gördük.    'TOPLUMDA MÜTHİŞ BİR KAYNAMA VAR'   Buna karşılık altan alta müthiş bir kaynama var. İş yerlerine girin birçok yerin boş olduğunu göreceksiniz. İnsanlar 6 ay sonrasını göremiyor. Bu öfkenin bastırılması ve kanalize edilmesi için milliyetçiliğe dayalı savaş politikaları geliştiriliyor. Ama Ülker bile sermayesini yavaş yavaş dışarıya taşıyor. Bu tip krizli dönemlerde ülkeleri ilk sermaye terk eder. Ülker bile kaçıyorsa demek ki bir şeyler var. Doğan Grubu’nun satışı da bir kaçış hazırlığı olabilir.”    HÜKÜMET KRİZ BEKLİYOR   Altınörs, iktidarın kriz beklediğini dile getirerek, “Bütçe açığını kapatmak için borç alınır. 53 milyar lira açık var ama 83 milyar lira borç alındı. 30 milyar lira kamu mevduatında bekletiliyor. Bu da iktidarın kriz beklediğini gösteriyor. 30 milyar fazladan borç alınmış. Bu normal bir durum değil” dedi. Altınörs’ün açıklamalarını geçtiğimiz günlerde Ekonomi Bakanı Mehmet Şimşek de, “Borçlar yönetilemiyor, yağmur yağmadan çatıyı tamir etmek lazım” sözleriyle kriz beklentisini doğrulamış oldu.    'KRİZDEN ÇIKIŞI YOLU ÖZGÜRLEŞMEDİR'   Bu durumdan çıkmanın yolunun yaşananlara itiraz etmek olduğunu söyleyen Altınörs, Newroz atmosferinin 1 Mayıs’a taşınması gerektiğini belirterek, “Türkiye’de işçilerin emekçilerin, yoksulların bir kader birliği var o da Newroz ve 1 Mayıs arasında köprü kurmakla mümkün olur. Özgürlük ekonomik kurtuluşun kapısını açar” dedi.   MA / Kenan Kırkaya