Kaz Dağları için yapılan yürüyüş 10 Ekim'de devam edecek

img

İSTANBUL – Ankara’ya yapmak istedikleri yürüyüşleri engellenen Kaz Dağları İstanbul Dayanışması üyeleri, 10 Ekim Ankara Garı katliamı anması sonrasında yürüyüşlerine kaldıkları alındıkları yerden devam edeceklerini duyurdu. 

 
Kaz Dağları İstanbul Dayanışması üyeleri, Kanadalı Alamos Gold ve yerli taşeronu Doğu Biga Madencilik şirketinin Kaz Dağları'nda kurmak istediği altın madeni projesine karşı Kadıköy'den Ankara'ya başlattıkları yürüyüşün engellenmesi ve 8 arkadaşlarının Maltepe'de gözaltına alınmasına ilişkin basın toplantısı düzenledi. 
 
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde düzenlenen toplantıya Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İstanbul Milletvekili Ali Şeker, İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri’nin yanı sıra Kirazlı'da devam eden "Su ve Vicdan Nöbeti" gönüllüleri ile de katıldı.
 
Toplantının gerçekleştiği salona ise "Kaz Dağları'nı korumak için yürüyenleri değil, yok edenleri durdurun" pankartı asıldı.
 
'YÜRÜYÜŞÜMÜZÜN ENGELLENMESİ HUKUKİ DEĞİL'
 
Kaz Dağları İstanbul Dayanışması üyesi Kadir Süzen Gölcü tarafından yapılan açıklamada, yapmak istediklerini yürüyüşün engellenmesinin hukuka aykırı olduğunu vurgulandı.
 
Gölcü, "5 Ekim tarihinde Kaz Dağları İstanbul Dayanışması olarak Kaz Dağları'ndaki ve ülkemizin birçok yerindeki doğa katliamını durdurma talebimizle birlikte Alamos Gold'un Türkiye'deki iştiraki olan Doğu Biga madenciliğin ruhsatının iptali için Kadıköy Yoğurtçu Parkı’nda bir buluşma gerçekleştirdik. Etkinliğimizin sonunda 'Kaz Dağları ve Gelecek Yürüyüşü' başlığıyla Ankara'ya doğru yürüyüşe geçen arkadaşlarımızı hep birlikte uğurladık. Ama bu yürüyüşün 12'nci kilometresinde 8 arkadaşımız hukuksuz bir şekilde Maltepe sahilinde gözaltına alındı" dedi.
 
'ALGI OPERASYONUNDAN BAŞKA BİRŞEY DEGİLDİR'
 
Sonucu ne olursa olsun yasal ve meşru haklarından geri durmayacaklarını ifade eden Gölcü, Anayasa’da yer alan “herkesin barışçıl amaçlarla protesto ve yürüyüş yapabileceği” maddesine dikkat çekti. 
 
"Bizler biliyoruz ki bu hukuksuz gözaltı işlemi yürüyüşün iradesini kırmak amacıyla üzerimizde kurulmak istenen baskının bir aracıdır" diyen Gölcü, "Bizleri yine 'öteki, marjinal' göstermek adına yapılmaya çalışılan algı operasyonundan başka bir şey değildir. Ama biz bunların farkındayız, artık bu oyunlara karnımız toktur" ifadelerini kullandı.
 
YÜRÜYÜŞE DEVAM EDECEKLER 
 
Yürüyüşlerine Ankara Garı katliamının yıldönümü olan 10 Ekim saat 10.04’te yaşamını yitirenler anısına yapılacak anma etkinliği sonrası devam edecekleri bilgisini veren Gölcü, gözaltına alındıkları yerden itibaren yürüyüşlerine devam edeceklerini duyurdu. Gölcü, “Bu toplumun vekillerine, sanatçılarına, doğasever insanlarına, geleceğine sahip çıkmak isteyen herkese çağrımızdır gelin Ankara'ya beraber yürüyelim. Gelin Kaz Dağları’na, geleceğimizi beraber savunalım. Çünkü biz bugün Kaz Dağları’na sahip çıkmazsak çocuklarımıza verecek bir hesabınız olacak. Biz bugün geleceğimize sahip çıkmazsak belki de yaşanabilir bir dünya olmayacak" diye belirtti. 
 
‘SAVAŞ DOĞAYA DA ZARAR VERİYOR’ 
 
Açıklama sonrası konuşan HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm de, hükümetin toplumsal muhalefete ve doğaya karşı yürüttüğü politikaların karşısında birlik olmaları gerektiği ifade etti. Gülüm, "Ankara'ya yürümek isteyen ve gözaltı tehdidine karşı ısrarla yürüyüşlerine devam edecek olan arkadaşlarımızın yanında olduğumuzu buradan bir kez daha belirtmek istiyorum” diye konuştu. HDP’li vekil, Kuzey Doğru Suriye’ye yönelik askeri operasyon planı ile topyekun savaş konseptinin yeniden devreye konulmaya çalışıldığına da dikkat çekti. Gülüm, "Savaş sadece Kürtlere, muhaliflere, ezilenlerle zarar vermiyor. Savaş doğaya da zarar veriyor. Canlı yaşamı kutsaldır ve bunu savunmamız gerekiyor. Yer yüzünde satacak bir yer bulamayan iktidar şimdi altını arıyor. Dağlarını, ormanlarını uluslararası sermayeye peşkeş çekiyor” dedi.
 
‘HEKESİN YÜRÜME HAKKI VARDIR’ 
 
İHD İstanbul Şubesi Başkanı Gülseren Yoleri ise, yaşanılabilir bir dünya için dünyanın içerisinde bulunan her şeyle birlikte savunulması gerektiğini kaydetti. Yoleri, "İnsan hakları ve özgürlüklerinin engellenmesini kabul edemeyiz. Herkesin serbestçe yürüme hakkı vardır. Kaldı ki, bu insanlar doğa için yürüyordu" ifadelerini kullandı. 
 
Toplantı, yapılan konuşmaların akabinde düzenlenen forumun ardından sonra erdi.