Kuzey ve Doğu Suriyeli kadınlar: Dünyaya farklı bir mücadelenin olabileceğini gösterdik

img

QAMİŞLO - Kuzey ve Doğu Suriyeli kadınlar, 8 Mart'a “Tekoşina me azadî ye berxwedana me serkeftin e” şiarıyla hazırlanıyor. Suriye Kadın Meclisi Koordinasyon Yardımcısı Hêwa Mehmud, “Kadınlara farklı bir dünyanın ve mücadelenin gelişebileceğini miras olarak bıraktık” dedi.

Suriye'de 2011 yılında başlayan iç savaşta izledikleri 3'üncü yol ile yeni bir çizgi yaratan halklar dünyaya örnek oldu. Kürt kadınlarının öncülüğünde gelişen bu mücadele bir taraftan DAİŞ, El-Nusra gibi örgütlerin saldırılarına karşı mücadele ederken bir taraftan da bir sistem inşa etti. Yok sayılan kadınlar tüm dünya tarafından "Kadın Devrimi" olarak tanımlanan bu paradigma ile hayatın her alanında kadınların varlığını sağladı. 
 
Dünyanın gözlerinin üzerinde olduğu Kuzey ve Doğu Suriyeli kadınlar da 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlama hazırlığı yapıyor. Askeri ve siyasi kadın kurumları 8 Mart programlarını tamamlarken, 2017’de kurulan Suriye Kadın Meclisi de Şam, Halep, Dera, Suveyda, Lazkiye, Minbic, Rakka ve daha birçok merkezden delegeleri ile kutlama hazırlığında. Suriye’nin her yerinde çalışma yürüten meclis, 300 kadının katılımı ile kurulmuştu. Amaçlarının Suriye’de demokratik, ahlaki ve ekolojik bir toplum kurmak olduğunu söyleyen Suriye Kadın Meclisi Koordinasyon Yardımcısı Hêwa Mehmud, Kuzey ve Doğu Suriye’den tüm dünya kadınlarına birlikte mücadele çağrısı yapıyor. 
 
SURİYE DEVLETİNDE KADIN
 
Suriye devletinin demokratik esaslar ile inşa edildiğini söyleyen Mehmud, ancak gerçek yaşamda demokratik yapının işletilmediğini belirtti. Suriye’de antidemokratik uygulamaları bire bir yaşadıklarını dile getiren Mehmud, bunların kadınlar için çok büyük zorluklar olduğunu belirterek, “Örneğin yasalar Şeri hukuka göre yapılmıştı. Biz biliyoruz ki Suriye’de onlarca kesim yaşıyor. Sadece Araplar yaşamıyor. Kürtler, Çerkesler, Ermeniler, Süryaniler ve Dürziler de var. Ancak Suriye bir Arap Cumhuriyeti olarak adlandırıldı. Kadın da bu toplumun bir parçasıdır. Toplum nasıl zorluk yaşadıysa kadın daha fazla yaşıyordu. Bu durum siyasi, fikri, kültürel ve toplumsal boyutlara kadar varıyordu. Belki bazı yerlerde kısmi olarak bazı kadınlara bir şeyler verilmiş olabilir, ancak bu durum onların işine yaradığı için gerçekleştiriliyordu. Onun da bir sınırı vardı. Mesela Suriye’de kadınların devlet başkanlığı ya da herhangi bir yerin sorumluluğunu üstlenmesine izin verilmez. Bunu sadece erkekler yapabiliyor. Ve o da İslami hukuka göre olmalıdır. Dünyanın başka yerlerinde kazanılmış bazı kadın hakları vardı, fakat bu durum Suriye’de uygulanmazdı” dedi.
 
DEVRİM İLE DEĞİŞEN HAYAT
 
Şimdilerde Suriye’de Rojava’nın öncülük ettiği bir devrim atmosferinin yaygın olduğunu dile getirip bu durumun Kuzey ve Doğu Suriye bölgesinde yaşandığını aktaran Mehmud, devrimin kadın devrimi olarak devam ettiğini, kadınların bunun içinde önemli bir rol oynadığını ifade etti. Kadınların savaşın başlarında sokaklara çıkarak bu durumu sahiplendiğini dile getiren Mehmud, sonrasında ise bu durumun kent kent geliştirildiğini kaydetti.
 
BU SAVAŞTA EN ÇOK YÖNELİM KADINA OLDU 
 
Devrimin aşama aşama ilerlediğine değinen Mehmud, şöyle konuştu: “Kuzey ve Doğu Suriyeli kadınlar el ele vererek önce örgütlülüklerini sağladı. Sonra kurumlaşmaya gittiler. Askeri anlamda da kadın rolünü oynadı. Kadınlar bu savaşta kendilerini koruyabilmek için silahlandılar. Bu savaşta en çok yönelim kadınlara oldu. Şengal’de yaşananlar ve Êzidî kadınların satılması bunun en büyük örneğidir. Kadınlar pazarlarda satılıyordu. Bu, bize büyük bir acı vermesinin yanı sıra güçlü durmamızı da sağladı. Mücadelemizi daha da büyüttük. İlkin Suriye’nin tümüne, daha sonra dünyaya duyurduk sesimizi. Bizim bu mücadelemiz tüm dünyanın dikkatini çekti.” 
 
FARKLI BİR DÜNYANIN MÜMKÜN 
 
Kendilerinden önce de dünyada kadın hareketlerinin bulunduğunu ve mücadelenin devam ettiğini kaydeden Mehmud, bazıları ile iletişim halinde olduklarını, kadın mücadelesi verildiği zamanlar dayanıştıklarını söyledi. Mehmud, konuşmasının devamında şunları aktardı: “Suriye’de kadın öncülüğünde gelişen devrimin farklı bir kareketeri oldu. Ve tüm dünyada ses buldu. Kadın Savunma Birlikleri (YPJ) içinde örgütlenen kadınlar bu modeli oluşturdu. Belki dünyanın farklı yerlerinde kadınlar askeri sistem içinde yer alıyorlardı, ancak burada sadece kendisine dayanan bir mücadele ve örgütlenme gelişti. Kadınların iradesi ile bir savaş veriliyor. Erkek zihniyetinin en büyük temsiliyeti olan islami gruplara karşı muazzam bir savaş verildi. Bu şekilde özgür kadın oluştu ve oluşmaya devam ediyor. Bunun olabileceğini tüm dünya kadınlarına gösterdi. Bu şekilde kadınlara farklı bir dünyanın ve mücadelenin gelişebileceğini ortaya çıkardı ve bunu tüm dünya kadınlarına miras olarak bıraktı.”
 
MÜCADELEYİ BÜYÜTME ÇAĞRISI
 
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne ilişkin de konuşan Mehmud, 8 Mart’ın her yıl farklı bir anlam taşıdığını ifade etti. Suriye’deki bütün kadın örgütlerinin bu yıl ki 8 Mart’a “Tekoşina me azadi ye berxwedana me serkeftin e (Mücadelemiz özgürlük, direnişimiz zaferdir)” sloganı ile hazırlandığını anlatan Mehmud, “Kadın hareketi bu yıl 8 Mart’ı böyle adlandırdı. 1 Mart’tan 8 Mart’a kadar çeşitli etkinlikler gerçekleşecek. 21’inci yüz yıldayız, kimse bu çağda hakları bu kadar elinden alınmış bir kesime hak vermez. Biz bunu mücadele ile alacağız. 8 Mart’da böyle bir anlam taşıyor bizim için. Tüm kadınlara çağrımızdır, zamanın çoğunu 8 Mart anlamında geçirelim ve dayanışma ile büyütelim” ifadelerini kullandı. 
 
MA / Nazım Daştan