Dün ‘Arap Kemeri’ bugün ‘Türk Kemeri’

img
GIRÊ SPÎ - TSK’nin sınırına yoğun askeri yığınak yaptığı Girê Spî yönetimi ile Ankara görüşmeleriyle eşzamanlı olarak bir araya gelen ABD heyetine, dün “Arap Kemeri”ne karşı oldukları gibi bugün de “Türk Kemeri”ni kabul etmeyecekleri aktarıldı. 
 
Kuzey ve Doğu Suriye’de oluşturulması planlanan “güvenli bölge”ye ilişkin tartışmalar, ABD'nin arabuluculuğuyla Demokratik Suriye Güçleri (QSD) ve Türkiye arasında devam ediyor. Türkiye, masada çözümden uzaklaştıkça bölgeye yönelik askeri müdahale tehdidinin dozunu artırıyor. AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “Fırat’ın doğusuna gireceğiz” derken, güvenli bölgeye ilişkin dün Türkiye’ye gelen ABD heyetinin Ankara’daki görüşmeleri bugün de sürüyor. Türkiye, görüşmeleri sürdürse de Girê Spî, Kobanê ve Serêkanîye sınırlarına askeri yığınak yapıyor. Girê Spî'yi hedef alan Türkiye, Kobanê ve Cizîre kantonlarını birbirinden koparmayı planlıyor.
 
ARAP KEMERİ VE GIRÊ SPÎ
 
Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi’nin Fırat Bölgesi’ne bağlı olan Girê Spî (Til Ebyad) Kantonu, aynı zamanda bölgenin Cizîre ve Kobanê kantonlarının bağlantısını sağlıyor. Urfa’nın Akçakale ilçesinin hemen karşısında bulunan Girê Spî, rejim döneminde Rakka’ya bağlı bir kent olarak biliniyordu. Hafız Esad liderliğindeki BAAS’ın Suriye’de iktidara gelmesinden sonra 1974 yılında hayata geçirilen “Arap Kemeri” politikasından nasibini alan kentlerden biriydi. Suriye-Türkiye sınırında uygulanan 350 kilometre uzunluğu ve 10-15 kilometre derinliğindeki “Arap Kemeri” kapsamında bölgedeki Kürtler farklı yerlere sürülerek, yerlerine Rakka ve Halep’ten Arap aşiretler yerleştirildi. Diğer yerler gibi demografisi değiştirilerek Araplaştırılmaya çalışılan Girê Spî, bugüne kadar tekçi politikaların hedefi oldu.  
 
TEKÇİ POLİTİKALAR HEP SÜRDÜ
 
12 Mart 2004’e gelindiğinde bölgenin Qamişlo kentinde BAAS rejimine karşı yaşanan ayaklanmalar sırasında bile saldırılara maruz kalan kentte, BAAS rejimi yine devreye girerek bölgede bulunan Arapları Kürtlere saldırı konusunda silahlandırdı ve kışkırttı. Bölge halkları arasına nifak sokmaya çalışan rejimin bu politikasını dönemin önde gelen Arap ve Kürt kanat önderlerinin bir araya gelmesi önledi. Arap, Kürt, Türkmen ve Ermenilerin yaşadığı kentte mozaik bir yapı var. Rejim döneminde bu durum gözetilmeyerek, bölge halkları yıllarca asimilasyona maruz bırakılmış.
 
SURİYE İÇ SAVAŞI
 
Girê Spî, Suriye iç savaşının başladığı ilk yıllarda ise Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) ve şimdi Heyet Tahrir El Şam (HTŞ) olarak bilinen El Nusra gibi grupların eline geçti. Daha sonra DAİŞ’e teslim edilen kent, yine büyük yıkımlara uğradı. Adeta bir ölüm kentine dönüştürülen Girê Spî, bu dönemde infazların yoğunca yapıldığı bir yer olarak tarihe geçti. DAİŞ burada bulunan Türkiye ile sınır kapısını aktif olarak kullanarak, Rakka’dan Musul’a kadar hem askeri hem de lojistik destek sağladı. Girê Spî, o dönem DAİŞ ve Türkiye arasındaki ticaretin merkezi kapılarından biri oldu.
 
CİZÎRE VE KOBANÊ BAĞLANTISI
 
DAİŞ’e karşı verilen mücadelenin Kobanê’den sonra sıçradığı alanlardan biri de Girê Spî oldu. DAİŞ’e Kobanê’de tarihi bir yenilgi yaşatan Kuzey ve Doğu Suriyeli güçler, “Rubar Qamişlo Hamlesi” kapsamında 15 Haziran 2015’te Girê Spî’yi DAİŞ’ten arındırdı. Girê Spî’nin alınmasıyla bölgenin iki kantonu olan Cizîre ve Kobanê birleşti. Bu gelişme daha büyük zaferlerin yolunu açarken, kurtarıldıktan sonra kentte meclis ve komünlerin oluşumuna gidildi. Halkların birlikte kurduğu sistemin idari yapısı güçlendirilerek, kent inşasına gidildi. 
 
ORTAK YÖNETİM
 
Sistem içerisinde kanton olarak ilan edilen kentte, idari sistem Girê Spî merkez, Eyn Îsa ve Siluk olmak üzere üç ilçe ve 600 köy olarak şekillendi. Nüfusu yaklaşık 250 bin civarında olan kantonda 2 mülteci kampı bulunuyor. Bu kamplarda Rakka ve Dêra Zor’dan yaklaşık 20 bin kişi barınıyor. Girê Spî Demokratik Özerk Yönetimi olarak şekillenen yönetim 62 kişiden oluşuyor. Özerk yönetimin eşbaşakanlığında ise bir Arap ve bir Kürt bulunuyor. Kentin nüfus dağılımına göre belirlenen meclis üyelerinin çoğu Arap ve Kürtlerden oluşsa da, Türkmen ve Ermeniler de yönetimde yer alıyor. Oluşturduğu yönetim tarzı ile hem Suriye iç savaşına hem de bölgede var olan krizlere çözüm olabilecek bir model haline geldi.
 
‘TÜRK KEMERİ’ 
 
DAİŞ’ten alınmasından bu yana Türkiye’nin saldırı tehdidi altında bulunan kent, şimdilerde yürütülen tartışmalarda da gündeme getirildi. Bölgede var olan sistemi yıkabilmek ve Cizîre ile Kobanê kantonları arasındaki bağlantıyı koparmak isteyen Türkiye, burayı bölgenin yumuşak karnı olarak görüyor. Yürütülen “güvenli bölge” tartışmalarına konu olan Girê Spî, Türkiye’nin saldırı yapabilmek için kolları sıvadığı yerlerin başında geliyor. Sınıra yığınak yapan Türkiye, Akçakale’de bulundurduğu grupları ve Arap aşiretlerini de bölgeye yerleştirmek istiyor. Bölge halkları, Türkiye’nin hayata geçirmek istediği politikaları, “Arap Kemeri” uygulamasına benzeterek “Türk Kemeri” şeklinde yorumluyor. 
 
‘GIRÊ SPÎLİLER DÖNEBİLİR’
 
ABD heyetinin dün Türkiye’de yaptığı görüşmeler sırasında ABD’nin DAİŞ ile Mücadele Koalisyonu Temsilcisi William Roebuck başkanlığındaki heyet de Girê Spî’de kent yönetimiyle bir araya geldi. Girê Spî Demokratik Özerk Yönetimi Eşbaşkanı Hemid El Ebid ve kent yönetiminde bulunan halklardan temsilcilerin de bulunduğu toplantıda birçok konu masaya yatırıldı. Bunlardan biri de Türkiye’nin “Bölgedeki Arapların kentlerine dönmesine izin verilmiyor” söylemleri oldu. Buna karşı herhangi olumsuz bir yaklaşımlarının olmadığını belirten kent yönetimi, savaştan dolayı kentini terk etmek zorunda kalan Girê Spîlilerin istediği zaman kentlerine dönebileceğini ve kent yönetiminde de yer alabileceğini aktardı. 
 
MA / Nazım Daştan