HDP aldığı stratejik kararlarla şaşırtmaya devam ediyor!

img

ANKARA – HDP’nin 7 Haziran 2015 tarihinde yapılan genel seçimlere parti olarak girme kararından bu yana her seçimde aldığı karar, antidemokratik güçlerin korkusu oldu. Yerel seçimler için, “Kürdistan’da kazanma, Batı’da kaybettirme” stratejisi de çok tartışma konusu yapılsa da HDP’nin başarısı ve politik doğruluğu 1 Nisan’da daha net anlaşılmış olacak. 

 
Halkların Demokratik Partisi (HDP) yetkili organlarının aldığı karar doğrultusunda İstanbul, İzmir ve Adana Büyükşehir Belediye başkanlığına aday gösterilmeyecek. Aday gösterilmeyecek kent sayısında artma ihtimali bulunurken, karara destek ve eleştiriler de peşi sıra geldi. Seçimlere stratejik anlam atfeden HDP, AKP-MHP ittifakını geriletmek için ince eleyip sık dokuyor. Girdiği her seçimde demokrasi güçlerinden yana etkili stratejik politikalar geliştiren HDP, bu seçimde de antidemokratik cepheyi geriletmek için en geniş kitleleri biraraya getiriyor. 
 
7 HAZİRAN 2015 
 
7 Haziran 2015 Genel Seçimleri, Türkiye siyaseti açısından dönüm noktası oldu. Bu seçimlerde HDP’nin aldığı kararlar birçok çevrede tartışılmıştı. Daha önce bağımsız adaylarla seçime giren Kürt siyaseti ve demokrasi güçleri, ilk kez parti olarak seçimlere girerek iktidarın hesaplarını alaşağı etti. Aldığı karar, hem parti içinden hem iktidar kanadından hem de muhalefet cephesinden yoğun itiraz ve eleştirilere neden olmuştu. Bu süreçte PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın öngörüsü sürecin gidişatını belirledi. 12 Eylül askeri darbesinin getirdiği yüzde 10 baraj tarihe karıştı. Seçim sonucunda, HDP ve demokrasi güçleri en geniş temsilliyetle Meclis’te yer aldı. 
 
Sonucu kabullenemeyen AKP iktidarı, hükümet kurdurmayarak yeniden seçime gitti. 1 Kasım’da yenilenen seçimde demokrasi güçlerinin çatısı olan HDP, bir kez daha yüzde 10 barajını aştı.
 
16 NİSAN 2017 
 
16 Nisan 2017 Referandum sürecinde de HDP aldığı kararlarla tartışmaların odağında yer aldı. Özellikle iktidar çevreleri, muhalefetin de içine düştüğü “HDP ile AKP anlaşacak”, “HDP gizli Erdoğancı” gibi ifadelerin yerini, seçim sonucunda HDP’nin demokrasiden yana güçlü çıkışı aldı. Politikasını “Ne parlamenter sistem ne başkanlık” üzerinden kuran HDP, demokratik parlamentarizme işaret etmiş ve bunun için de önceliğin “Hayır” tercihi olduğunu açıklamıştı. O dönem sokağa çıkma yasakları sırasında yıkılan kentler tercihini “Hayır”dan yana kullandı. Diyarbakır ve Van gibi metropollerde “Hayır” öne çıktı. İstanbul’da “Hayır”ın zafer elde etmesi ve sonraki seçimlere umutlu girilmesini sağlayan HDP, birçok kentte belirleyici oldu. 
 
24 HAZİRAN 2018 
 
24 Haziran 2018 genel seçimlerinde de HDP, üyeleri ve yöneticileri ile kitlesi üzerinde uygulanan tüm baskı ve tutuklamalara rağmen bir kez daha yüzde 10 barajını yıkarak Meclis’e girdi. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci tura kalması durumunda, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın karşısındaki adaya HDP kitlesinin tercihini yapacağı da öngörülüyordu ve bu durum seçimlere pozitif etki yaptı. Diyarbakır gibi bazı Kürt illerinde CHP adayı Muharrem İnce, partisinin iki katı oy aldı. 
 
31 MART 2019
 
HDP’nin geride bıraktığı seçimlerin etkilerine bakıldığında, batı illerinde aday çıkarmama kararının hedefinin doğrudan “AKP-MHP ittifakını geriletmek”, “demokrasi güçlerini geliştirmek, çoğaltmak” olduğu deklere edildi. Keza seçim gündeminin başından beri AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan ve AKP yetkilileri, HDP’nin bu hamlesini tahmin ettiğinden dolayı, CHP ve CHP’nin ittifakta olduğu milliyetçi kesimleri kışkırtan politikalar yürütüyor. 
 
HDP’NİN KARARI NE ANLAMA GELİYOR?
 
* HDP yürüttüğü politikalar ve fikriyatı nedeniyle Türkiye’nin parlamentodaki tek muhalif partisi olduğu gibi, 6 milyonluk seçmeniyle de her seçimde kritik pozisyonda olduğunu gösteriyor. 
 
* HDP bir kentte aday çıkarmamasına rağmen seçimlere doğrudan müdahale edebilecek düzeyde etkili bir parti olduğunu gösteriyor.
 
* Milliyetçi ve İslamcı ve Kemalist kitleleri kontrol eden AKP-MHP ile CHP-İYİ Parti cephelerinin aksine, kitlelerin kendi beklentileri, ihtiyaçları ve arayışları sonucunda oluşan politikaların HDP’de bütünleştiği yinelenecek. 
 
* HDP yönetiminin “demokrasi için fedakarlık yapıyoruz” açıklaması, ideolojik bir zemine de atıfta bulunuyor. HDP, “irade” kavramını gündelik siyasetin öngördüğü “aday çıkarma” çemberinin dışına taşıyarak, demokrasi güçlerinin birlikteliğine dikkat çekiyor. HDP, koltukçuluk zihniyetine kapılmadan, gizli pazarlıklar içinde bulunmadan, “bir tane olsun, benim olsun” gibi dar bakış açısına sıkışmadan, sadece toplumun geleceği ve demokrasinin gelişmesini arzulayan bir yol çizerek, anaakım siyasetini aşan noktada durduğunu gösteriyor. 
 
* HDP’nin aldığı karar, Ankara siyasetinde; hem iktidar bloku hem de muhalefetin milliyetçi kesimlerinde deprem etkisi yarattı. HDP’nin bu hamlesiyle bir kez daha seçimin kaderini halklardan yana değiştirebileceğini kanıtlayacak. 
 
* HDP’nin 31 Mart Yerel Seçimleri’ne ilişkin belirlediği “Kürdistan’da kazanma, Batı’da kaybettirme” stratejisini eleştirenler, 1 Nisan sabahı politikanın doğruluğunu onaylamak zorunda kalacak. 
 
MA / Deniz Nazlım